Hasan Sertoğlu’nun KTFF başkanlığını üstlendiği sürenin 10.’ncusuna girmek üzeriyiz. Sertoğlu Federasyonun muhasebesi yapmak için bu satırları kaleme almıyorum!
İrdelemek istediğim konu, Hasan Sertoğlu’nun en iddialı olduğu dal olarak seçtiği ‘Dışa açılım’ sürecini irdelemektir tek arzum…
Hasan Sertoğlu’nun, KTFF Başkanlığına seçildiği ilk günlerde “geçmiş federasyonların bir türlü çözemediği dışa açılım konularına ağırlık verip bu sorunu çözümleyeceğim” iddiasında bulunduğu bu ‘sorunun’ nereden nereye geldiğini irdelemek istedim…
Pek tabii Hasan Başkanın ilk başlardaki konuya bakış açısı, heyecanını, girişimlerini, takdir, heyecan ve büyük umutlarla karşıladığımı anımsatmak isterim. Hasan Başkanın olumlu yönlerinden birisi olan, arkadaşlarının sonuna kadar arkasında durma, ‘işi ehline bırakma’ prensibini bilenlerden birisiyim…
Ancak üzülerek belirtmeliyim ki, bu iş için seçtiği ve bugüne kadar tam destek verdiği, dış ilişkiler sorumlusu Orçun Kamalı, maalesef sınıfta kalmıştır. Şöyle bir geriye bakıp geçmiş dokuz yılı bir anımsayınız, nereden nereye geldiğimize bir bakınız ve vicdanınızın sesine kulak veriniz! Bir adım değil, bir toplu iğne başı ileri gidilmediğini göreceksiniz. Sıfıra sıfır elde var sıfır…
Girişimler mi? Gırla! Ahmed Sami (Topcan) Beyin zamanından sonra, dört federasyonun (Esenyel - Nolan – Adal – Okutan - tekrar Adal) yaptığı seyahatlerin tümünü ikiye katlayan girişimler yapıldı! O kadar ki, Kıbrıs (RUM) Milli Takımı ile birlikte Japonya’ya kadar ulaşmıştır bu gaye uğrunda!
Ahmed Sami Topcan’ın Kıbrıs Harekâtı sonrasında ambargoların en yoğun olduğu bir devirde FIFA’da aldığı özel maç yapma iznini yitirdikten sonraki girişimlerden olan; son Paris, (FIFA Genel Kurulu) seyahati bence 9 yıl sonra atılın atılan ilk olumlu adım oldu. En azından doğruyu saptayıp ‘lobi’ faaliyetlerine girişim yapmış oldular. 9 yıl önce yapılması gerekeni bugün gerçekleştirmiş oldular! Yani işe temelden başladılar. Onu da sağ olsun Meclisimiz üstlendi ve girişim başlatmış oldular. Hem de kiminle bilir misiniz, bunca yıldır yapmış oldukları girişimlerin yanlış ve hukuksuz olduğunu ısrarla vurgulan Avukat Oğuzhan Hasipoğlu ile birlikte gerçekleştirdiler!
Bu hareket güzel ve doğru ama ya boşa giden bunda yıllara ne demeli? Yazık olmadı mı bunca emek ve harcanan paraya? Danışman ve seyahat masraflarına! Sayın Hasipoğlu ve zamanın büyüklerini dinleselerdi daha hayırlı olmaz mıydı?
Bizler, bu konularla ilgili hep Başkan Hasan Sertoğlu’nu hedef alarak eleştirilerde bulunmuştuk. Ne var ki, geçen gün ayaküstü sohbet ettiğimiz Sayın Orçun Kamalı’nın, konunun ‘baş sorumlusu’ olduğunu fark ettim. Yanlışlarından hiç ders almadığını üzülerek gördüm. Çok konuşarak hiçbir söylememenin ‘başarı’ olduğuna vurgu yapmaktan geri durmadığını görerek üzüldüm…