Büyüklenme ve kibirlenme

<p class="MsoNormal">Geri kalmış ülkelerin en önemli sorunlarından biri de, bazı kişilerin unvan, makam ve servet sahibi olduktan sonra geçmişini unutması, büyüklenmesi ve başkalarını küçümsemesidir.</p> <p class="MsoNormal">Oysa...

Abone Ol

Geri kalmış ülkelerin en önemli sorunlarından biri de, bazı kişilerin unvan, makam ve servet sahibi olduktan sonra geçmişini unutması, büyüklenmesi ve başkalarını küçümsemesidir.

Oysa her şey geçici,insanlar da ölümcül olduğuna göre,eline güç ve yetki geçen, bir makama gelen, varlık sahibi olanların,büyüklenmesi akıllıca bir davranış olamaz.

Büyüklenme, elde ettiğini hazmedemeyen kişilerinin, başkalarından daha üstün, ayrıcalıklı olduğunu düşünmesi saplantısıdır.

‘İnsanlar, yüksek mevkilere ulaştıkça tanrılaştıklarını zannederler, düştükleri zaman ise insanlıklarının da gittiğini görürler.(Sokrates)

Kibir, dinimize göre de günahtır.İmam Gazalinin ifade ettiği gibi, ‘her günahın affedilmesi beklenebilir; fakat sebebi kibir olan günahların affedilmesi beklenemez;nitekim şeytan kibir sebebi ile başkaldırdığı için affedilmemiştir.

Tüm insanlar yaratılmış varlıklar olup, belirli bir süre yaşadıktan sonra ayni yolun yolcusu olarak, her şeyini geride bırakır ve dünyadan ayrılır.Nitekim,mezarlıklar geçmişte yüksek makamlarda bulunan kişilerle doludur.

Yaşamı boyunca elde ettiği,serveti, şanı, makamı kimse beraberinde götürmez,herkes yaşamı boyunca yaptığı hayırlı veya kötü, zararlı veya faydalı hizmetleri ile hatırlanıp anılır.İşte bu nedenle misafir olarak bulunduğunuz bu dünyada herkes, kendi gibi yaratılmış kul olan başka kişiler üzerinde büyüklük taslamamalı ve gururlanmamalı.

Ahmet Yasevi büyüklenme arızalı kişiler hakkında şöyle demektedir: ‘kendini büyük görme,bugün ayağının altında biten ot, yarın mezarının üstünde biter.

Aslında makamlarda bulunan kişilerin alçak gönüllü davranması, gösteriş ve lüksten kaçınması,Devletin bütçesinden sefa sürmemesi, lüks harcamalardan kaçınması devlet bütçesine yük getirmemesi, halkın sevgi ve sempatisini kazanmasına sebep olur.

İşte bu nedenle,devlette sorumlu makamlara gelenler, sefa sürme hakkı elde ettiğini değil,hizmet etmek yükümlülüğü  altına girdikleri bilinci ile hareket etmeli.

İskandinav ülkelerinde Devlet Başkanlarının, Başbakanların Bakanların görevlerine  pahalı ve lüks resmi hizmet araçları yerine, bisikletleri veya toplu taşıma araçları ile gitmesi, saygınlıklarını azaltmaz aksine, halkın sevgi, saygı ve takdirini kazanmasına sebep olur.

Latin Amerikadaki devlet yöneticilerinin sade yaşamı ve bulundukları makamların olanaklarından yararlanmamaları da saygınlıklarını artırmaktadır.

80 milyonluk İranın 8 yıl Devlet Başkanlığını yapan Ahmedinejad, görev süresinin tamamlanmasından sonra, üniversitedeki eski işine döndü ve sade bir vatandaş olarak yaşamını sürdürmeğe başladı. Cumhurbaşkanlığı görevinden ayrıldıktan sonra da,Devletten,maaş,makam arabası, ofis, koruma görevlisi ve şoför istemedi.Üniversitedeki görevine sade vatandaşlar gibi, halk otobüsü ile gidiyor.Otobüsteki fotoğrafı sosyal medyada herkesin takdirini kazandı ve Face-Bookta paylaşım rekoru kırdı.

‘Dünyanın en yoksul devlet başkanı olan Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujicanın 27 yıllık Voklswagen arabasına 1 milyon dolar verildi.Üç bacaklı köpeğini veterinere götürebilmek için arabaya ihtiyacı olduğundan satmadı.Ayrıca maaşının %90nını hayır kurumlarına bağışlamaktadır.(Milliyet gazetesi )

Nur içinde yatsın büyük, dürüst ve basiretli devlet adamı Bülent Ecevitin de, makamlarda bulunduğu süre içinde büyüklük kompleksine kapılmaması ve sade bir vatandaş gibi yaşamayı tercih etmesi takdirle anılıyor.

Görüldüğü gibi alçak gönüllü olmak, makama gelenlere hiçbir şey kaybettirmez,aksine  saygınlığını artırır. Hem kendi ülkelerinde, hem de tüm dünyada halkların takdirini, sevgisini ve sempatisini kazandırır.

Kuşkusuz genelleme yaparak herkesi suçlamak niyetinde değilim.Ancak özellikle geri kalmış ülkelerde bazı seçilmişler, halkın oyları ile sadece geçici bir süre için makama getirildiklerini göz ardı etmekte ve  büyüklük kompleksi içinde hareket etmektedir.Ayrıca, bilgiçlik ve üstünlük taslayarak akademisyenlere, bilim adamlarına teknokratlara ve kıdemli bürokratlara yukardan bakmaktadır.

 

Aslında sadece belirli bir süre için herhangi bir makama gelen kişilerin, büyüklenmesi başkalarına yukardan bakması, büyük bir hatadır.Çünkü sayılı günler erken geçer ve makamdaki süresi dolanlar,sade vatandaş olarak halkın arasına karışır.İşte bu zaman,makamda bulunduğu zaman büyüklenenler, halk arasına karışmakta zorluk çeker.