Madridte karşılaşacak Atletico Madrit-PSV maçı için İspanya ya gelen bazı Hollanda vatandaşları maç saatini stada yakın bir meydanda bekliyorlar!
Kimi tuttukları takımın formalarını giymiş maç saatini beklerken, bir yandan da biralarını yudumluyorlar. Kafalar dumanlı!
Bu esnada her hallerinden fakir ve ihtiyaçlı oldukları belli olan bir gurup kadın dilenmek için yanlarına geliyor!
Suriyeli göçmen oldukları sanılan ama kimilerinin de Romen oldukları iddiasında bulunulan bu kadınlar fakirlikten onur kavramını çoktan rafa kaldırmış bir durumda!
Hollandalılar bozuk Euro atmaya başlıyorlar meydana, onlar atıyor, kadınlar yerlerde yuvarlanarak para topluyor!
Kadınlara “push up” yaptırıyorlar, verecekleri bozukluklar uğruna onlar da her denilene uyuyor!
Kimi bu ortamı eğlenceli buluyor, kimi insanlık ayıbı olarak değerlendiriyor!
Yer Eminönü, Valide Sultan Camisi bir tarafta, diğer tarafta Mısır Çarşısı, kimi yanında küçük çocuğu ile her hallerinden muhacir oldukları belli kadınlar ellerini açmış bir şeyler söyleyerek dileniyor!
Kimi o avuçlara bozuk para bırakıyor, kimi her gün karşılaşır oldukları bu manzaraya öfke ile tepki veriyor.
Bazı kadınlar ise daha tenha mekanları seçmiş!
Ya bir kadın simsarının aracılığında, ya da doğrudan kendini pazarlamakta!
İster Avrupa da olsun isterse daha yakınlarda bir insanlık dramıdır gidiyor!
Büyük çoğunluğun Türkiye üzerinden Avrupa ya geçtiği bilinen mültecilerin Avrupa üzerinde yarattığı krizi giderek büyük boyutlara geliyor!
AB nin baş aktörleri mülteci başlığı altında rahatlarının daha fazla kaçmaması adına keseyi açmış durumda!
Türkiye de mülteci akınını kesmek istiyorlar. Bu gün için Türkiye de var olan 3 milyona yakın mülteci için ilk etapta 97 milyon Euro verilmiş ama bu para 3 milyona ancak “çerez” olabiliyor.
Mültecilerin beslenmesi, iskanı var, çocuklarının eğitimi var, var oğlu var!
Böylesi başlıklarla çoğunluğu Suriye den gelen mültecilerin Türkiye deki kalıcılığını pekiştirmeye çalışıyorlar.
Tabii bunlar yanında bizimle alakalı olanlar da var! Türkiye nin AB yolunda önüne Kıbrıs şartının konulmayacağı söylemleri artık unutulmuş, rafa kaldırılmış gözüküyor!
Elindeki kozları bu yolla kullanma hevesindeki Güney Kıbrıs AB nin, Türkiye ile aşmaya çalıştığı mülteci konusuna karşın “Türkiye beni tanımalı” şartını öne çıkarıyor! TC Başbakanı sayın Davutoğlu nun Anastasiadisle ikili görüşmesi bir çok kesimin kafalarını karıştırdığı gibi akla şu soru geliyor!
“Çanlar kimin için çalıyor”