İnsan haklarıymış, insanlıkmış, kutsal değerlermiş, hak hukukmuş, saygı ve sevgiymiş....
Hepsi de , seçilmiş kelimelerden oluşturulan kavramlardır. İdeolojiler gibi.
İnsanoğlunun gerçek yaşamında, çıkarcılar ve maddiyatcılar , bunların çoğuna itibar etmemektedir. Maneviyat ve manevi değerler, insan yaşamı ve canları , gelinen noktada, toptan bir kenara itilmiştir.
Varsada yoksada maddiyat ve çıkar dır geçerli olan.
Dünyamızda milyonlarca insan aç bilaç, göç yollarında daha güvenli ve müreffeh bir hayat ararken , savaşlar, silahlar, hastalıklar ve yoksulluklar düşünülmemekte.
Dünya kaynaklarına sahip olmak, güç ve çıkar uğruna her türlü insafsızlığa, cinayete, sıkıntıya mahrum edilen milyarlarca insan çaresizlik içinde bocalamaktadır.
Dünyamıza, en yakınımıza, Orta Doğuya bir göz atıldığında ne görülmektedir ?
Savaş, kavga, kan , ölüm, göç, hastalık, açlık ve sefalet.
Bunları yaratanlar kimlerdir. Suriyede, Yemende, Mısırda, Libyada, Gazzede, kadınlara, erkeklere, yaşlılara, çoluk çocuğa kıyanlar, maddiyat, petrol, doğal gas, madenler, su, toprak ve hakimiyet uğruna yapmadık ne bıraktılar ? Kimdir bunlar ?
Çıkarcı, Maddiyatcı, kapitalistlerdir ve onların tezgahladıkları komplolar, oyunlardır, ihanetlerdir.
Komunistleri, sosyalistleri, maoistleri, Leninistleri vs. sindiren, güçsüzleştiren, yine çıkarcı, maddiyatcı, kapitalistler, güçlü silah sanayisine sahip olanlar değil midir ?
Hala daha, her seferinde daha çok can almak, insan yoketmek için icat edilen , gelişmiş klasik silahlar, kimyasal silahlar, füzeler, nükleer başlıklar kimlerin işine yarıyor ?
Dünya petrollerine, doğal diğer kaynaklarına, topraklarına hükmetmek, sahip olmak için, ne hak hukuk ne insanın temel haklarına saygı ne barış ve ne de güven bıraktılar.
Dünya Barış günü diye Eylül aylarının başında utanmadan kutlamalar, törenler düzenliyorlar.
Bu da insanları en utanmazca aldatmak değil midir ?
Minicik çocuk cesetleri kıyılara vururken, binlerce insan göç yollarında can verirken , açlık, hastalık insanları kırıp geçirirken, Kapitalistler, silah ve güç babaları ne yapıyor?
Ellerini oğuşturarak, purolarını tüttürerek, whiskilerini yudumlayarak eğlenmiyorlar mı ? Büyük sözler söylemiyorlar mı, nutuklar atmıyorlar mı ?
Ölen, öldürülen çocukları, onların cesetlerini görüp de birşey yaptıklarını gördünüz mü ?
İsrail, Neten yahu, Suriye Başer Esad bebekleri katlettirirken ses çıkartan , önlem alan, onları cezalayan gördünüz mü ?
Kimyasal bombalar, varıl ve misket bombaları, roketler sivil masum insanların başlarına yağmur gibi yağarken , dünya barış gününden bahsetmek utanmazlık, pişkinlik, terbiyesizlik değil mi ?
AB ymiş, BM ymiş, NATO ymuş... Kurucuları kimlerdir? Faydalananlar, çıkarcılar, maddiyatcılar bizzat kendileri değil mi ?
Yalan dünya dememişler büyüklerimiz. Vurguladıkları gibi, hepsi de yalan. Ne hak var ne hukuk, ne insan hakları, ne maneviyat, ne insan canına yaşamına saygı ve koruma.
Varolan, Amerikanın, ve diğer süper güçlerin hegemonyası, çıkarları. Ölen ölsün, onların umurunda değildir. Aç bilaçmış milyonlar. Olsun. Bizim çıkarlarımıza zarar gelmesindir onların tek inandıkları ve düşündükleri....
Barış ve güvenmiş. Barışı ve güveni istemeyen sıradan insanlar, toplumlar mı ? Yoook.
Savaştan, kandan, ölümden, göçten, açlıktan, hastalıktan kim yararlanıyorsa BARIŞI da ENGELLEYEN onlardır. Çünkü, çıkarları onu gerektiriyor.