ÇOK BÜYÜK BİR MORAL KAZANDIK

Abone Ol

            Bizzat siyasilerin katılımları yanında uçaklarımızın göklerdeki şovu, savaş gemilerimizin ve sihaların bu kervana katılımları, savaş gemilerinin halka açılması, gerçekten görkemli bir tören kutlamasıydı.
            Recep Tayyip Erdoğan dönüşte uçakta verdiği beyanatlar da çok önemliydi.
            Erdoğan’ın uçakta verdiği en önemli mesaj, iki devletli çözüm mesajıydı.  “İki devletli çözüm, yegane çözüm şeklidir” şeklindeki açıklamaları, Türkiye-KKTC siyasi bütünlüğünü anlatır.
            Yolumuz belli...  Mutlaka iki devletli çözümle huzur bulacağız. 
            Rumların Larnaka’da üs kurma hazırlığı içinde olmasına çok güzel bir yanıt vermiş Erdoğan.
            “Kuzey Kıbrıs’ta deniz üssü kurmanın zamanı gelmiştir. Türkiye ile KKTC’nin anlaşarak deniz üssü kurulması çok önemlidir.”
            Yaklaşık iki yıl önce bir Kıbrıs ziyaretinde verdiği mesaj, yerini buluyor. Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Türkü’ne yeni bir parlamento binasıyla, Cumhurbaşkanlığı sarayı yapımı ve bununla beraber mescit yapımının mesajını vermiş ve binalar şu anda bitme noktasına gelmiştir.  Bizim için çok önemli binalardır bunlar.
            Muhalefet “Ne gereği vardı?” sorusunu sorduğunda, biz de şöyle yanıt vermiştik.
            “Parayı veren Türkiye, inşaatı yapan Türkiye, gelecek günlerimize ışık tutan Türkiye, size ne düşer laf söylemek?”
            Gerçekten bu binalar son hızla bitmeye doğru gidiyor.  Yıllarca askeri bölge olarak kalan Kermia ve Golf sahası binaları, şimdi yeni projelerle şekilleniyor.
            Erdoğan’ın parmak bastığı hususladan birisi de izolasyonlardır.   Yıllardan beri süregelen izolasyonlar bizi yıldırmadı ve mücadele ruhumuz hala sürmektedir.  Garantör ülke İngiltere Başbakanına son yapılan bazı parlamenterlerin “direk uçuşlar” için verdikleri muhtıra da dikkate değer önemli çıkışlardandır.
            Bu durum nereye kadar sürecek?  Elbet bir gün kırılma noktası olacaktır.
            On bir yıllık getto hayatımız artık geride kaldı.  Fakat yine de Rumlar, AB ve BM parametrelerinden söz etmeye devam ediyor.
            Erdoğan’ın önemli vurgularından biri de şuydu:
            “Kuzey Kıbrıs’ın uluslararası alanda maruz kaldığı haksız izolasyonların kaldırılması için de gayretlerimiz sürmektedir. İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında Kuzey Kıbrıs’ın hak ettiği yeri alması için gerekeni yapıyoruz.  1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanıyla tahkim edilen kazanımları, tüm dünyada tanınan Kıbrıs Türk Devleti taçlandırılacaktır.
            Bir de Erdoğan’ın şu sözleri hoşuma gitti.
            “Onlar askeri üs yapıyor, biz de siyasi üs yapıyoruz.”
            Öte taraftan Yunan Savunma Bakanı Dendias’ın Türkiye’yi işgalci olarak nitelendirmesi, Erdoğan’ın tepkisine neden oldu.  Türkiye’nin adadaki varlığı tamamen anlaşmalardan doğan bir hakla oluşmuştur.  
            Erdoğan’ın ona da cevabı olmuştur.
            “Miçotakis, Dendias’a haddini bildirmesi lazım.  Böyle durumlarda bir yap-boz tablosu çıkıyor ortaya.  Özellikle Erdoğan, bu gibi konuşmaların yeniden yapılanmakta olan Türk-Yunan ilişkilerini ne denli zedelediğine temas etmiştir.
            Dendias bu tür konuşmaları ile sözde Kıbrıs Rumlarının davasına hizmet ediyor.
            Bu tür beyanatları başka Yunan siyasilerinden de gördük.   Zaten devamlı kötülük tohumları eken Yunanlı siyasiler, Kıbrıs’taki durumun daha da kilitlenmesine bir neden teşkil etmektedir.
            Zaman zaman Oniki Adalar’da da tahrikkar hareketlerde bulunan Yunanlılar hala akıllanmamış gibiler.
            Yine de Erdoğan’ın Dendias’ın ağzının payını vermesi yerindeydi.
            Kısacası, Harekatın 50 Yılında Türk siyasilerin gelişleri ve verdiği güçlü beyanatlarla büyük moral bulduğumuzu söylemek lazım.