Covid-19 aşı çalışmaları

Abone Ol

Bugün sizlere her geçen gün gündemimize oturan ve hatta çevremizde gelişen siyasi ve ülkesel bazda sorunları bile unutturan COVID-19 hakkında umut verici haberler vermek istiyorum. Baştan ifade etmek isterim ki haberler umut verici olsa da daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi henüz bir süreye daha ihtiyaç var.
Hepinizin bildiği gibi COVID-19 aşısı hakkında çok fazla tartışmalı haberler sosyal medyanın gereği olarak ortalıkta dolaşmaktadır. Bu konuda kulaktan dolma bilgiler yalan yanlış gündeme taşınmaktadır. Sizlere son bilimsel yayınlar doğrultusunda gerçekleri aktarmaya çalışacağım.
Dünyada pek çok ülke ve firma COVID-19 aşısı için çalışmalara devam etmektedir. Aşıların veya ilaçların hazırlanmasında faz çalışmalarını daha önce irdelemiştim. Üretilen tüm ilaç ve aşıların belli basamaklardan geçmesi büyük boyutlarda insan toplumuna uygulanması sırasında güvenlikli olması ve bunun yanında etkinliğinin yüksek olması ve son olarak fiyatının ulaşılabilir olması çok önemlidir. Bu basamaklardan birinde aksama olursa masaya geri dönülür ve tüm çalışma yeniden başlar veya çalışma sonlandırılarak iptal edilir.
Başta ABD, İngiltere, Çin ve Rusya olmak üzere pek çok ülkede aşı çalışmaları devam etmektedir. Bilindiği gibi Rusya aşıyı bulduğunu duyurmuş ve kendi devlet çalışanlarını bu aşıyı yaptırmak konusunda zorunlu tutacağını deklare etmişti. Uygulamanın yapılıp yapılmadığına dair bile haberler şu anda alınamıyor. Aşının etkinliğiyle ilgili bilimsel ya da medyatik herhangi bir haber gelmiyor. Balon gibi şişti ve patladı. Bu aşının bilimsel basamaklardan geçmeden üretildiği ortadaydı ve biz hekimler için güvenirliği olmayan bir aşıydı.
Diğer taraftan Çin, önümüzdeki ay aşının hazır olacağını ve piyasaya sürüleceğini duyurdu. Elbette bu aşının da gerekli basamaklardan geçip geçmediği meçhul. Bu aşının da güvenirliği soru işaretleri ile dolu. Etkinliği de aynı şekilde. Dünyanın başına kabus gibi çöken COVID-19’un yayıldığı ülke Çin, yarattığı canavarın çözümü olabilecek mi acaba? Ben kendi adıma şüpheliyim. Şunu teslim etmem gerekir, Çinli hekim ve araştırmacıların uluslararası önemli dergilerde o kadar çok araştırma yazıları vardır ki her baskıda birkaç tane Çin çıkışlı makaleyle karşılaşmanız çok normaldir ancak yine de kapalı rejimlerin özellikle devlet çıkarının sözkonusu olduğu durumlarda açıkça tanımlamadıkları bir aşıyı "biz yaptık" diyerek sunmaları yine de şüphe uyandırıyor.
Günümüzde başka devlet ve firmaların üzerinde çalıştığı farklı aşı çalışmaları da şöyledir. 2 Eylül tarihli New England Journal of Medicine (NEJM) dergisinde yayınlanan bir habere göre nanopartükül bazda hazırlanan bir aşının 131 sağlıklı kişide Faz I ve II çalışmaları yapılmış ve 21 gün arayla 5 mikrogram ve 25 mikrogram dozlarda hazırlanan aşılar hastalara kas içine yapılmıştır. Daha sonra sonuçlar aşıların kime yapıldığını bilmeyen bilim insanları tarafından değerlendirilmiş ve çalışma grubuyla kontrol grubuna ait sonuçlar elde edilmiştir. Alınan değerler aşı yapılan grupta doza bağlı olarak giderek artan bir şekilde bağışıklık cevabı yarattığını ortaya koymuştur. Çalışmada ayrıca hastalarda gelişen yan etkiler Amerikan Food and Drug Administration (FDA) toksisite skalasına göre karşılaştırılmış ve yan etki güvenirliği açısından da kontrol edilmiştir. Hastaların bir kısmında aşı yerinde kızarıklık ve ağrı, bazılarında halsizlik ve kırgınlık, bazılarında başağrısı ve bazılarında vücut sıcaklığında aşırı olmayan artış gözlenmiştir. Bu bulgularla aşının geliştirilmesine devam edilmeketedir. Bu durumda aşının geliştirilmesi ve piyasaya sunulması için daha ciddi bir süreye ihtiyaç vardır. Önce Faz III çalışması yapılacak daha sonra etkinlik, güvenilirlik ve fiyatlar belirlenerek piyasaya sürülme aşamasına gelinecek ve Faz IV başlayacaktır.
Günümüzde en önemli yol kat etmiş aşıların başında Oxford-Astra Zeneca aşı çalışması gelmektedir. Bu aşı Faz III aşamasındadır ancak yaklaşık 10 gün kadar önce aşının uygulandığı kişilerden 1 tanesinde yan etkilerin gelişmesi üzerine firma projeyi askıya almış ve bağımsız kuruluşlardan kişinin ve sonuçlarının değerlendirilmesini istemiştir. Gelen değerlendirme raporunun problemin aşıdan kaynaklanmadığını belirtmesi üzerine Astra Zeneca çalışmayı tekrar başlatmış ve program planladığı şekilde yürütülmeye başlanmıştır. Şimdi bu aşı için de Faz III çalışmasının sonuçlarının çıkması beklenecek ve sonunda umuyoruz ki aşı hazır hale gelecektir. Ancak yine benim düşünceme göre 2021 yılı başlarına kadar uzaması söz konusu olabilecektir.
Görüldüğü gibi bir tek denekte bile ortaya çıkan yan etkiyi bağımsız denetleyicilere araştırtan ve basamak basamak giden bir anlayıştan "ben yaptım oldu" anlayışındaki çalışmalar güven açısından neler telkin etmektedir. O nedenle hem etkin, hem güvenilir hem de pahalı olmayan bir aşı en ideal aşı olarak karşımıza çıkacak ve COVID-19 için daha umutlu olmamızı sağlayacaktır. Ancak neredeyse her yazımda belirttiğim gibi bu sırada kendinizden siz sorumlu olacaksınız. Korunmaıza önem ama çok önem vermeniz gerekmektedir. Sadece devletin önlemleri değil sizin kendi önlemleriniz de çok ama çok önemlidir. Maske, sosyal mesafe ve hijyen (el yıkama veya olmazsa dezenfektan) yeni yaşam tarzınız olmalı, zorunlu olmadıkça toplu alanlardan uzak kalmalısınız. Özellikle 60 yaş üzeri ve bilhassa akciğer, kalp, diyabet gibi kronik hastalığı olanları olabildiğince izole etmeliyiz. Şüphelendiğiniz durumda mutlaka onaylı bir kuruluşta PCR testi yaptırınız. Hastalıktan çok geç kalmaktan korkmak gerekir.
Hepinize sağlıklı günler diliyorum.
Panikle daha kötü oluruz, bilgiyle ve uygulamayla güçleniriz.