Covid-19 ve aşı

Abone Ol

 
COVID-19 gündemden bir türlü düşmek bilmiyor o nedenle istesek de başka konulara öncelik vermek imkansız hale geldi. Ne yazık ki sürekli yazılmasına, görsel medyada konuşulmasına rağmen benim kendi gözlemim de, özellikle Kıbrıs’ta vakaların azlığı nedeniyle, halkımızın tedbirler konusunda son derece rahat davrandığı ve yeterli korunma titizliğini göstermediğidir. Şiddetle vurgulamak isterim ki COVID-19 hâlen önemini devam ettirmekte ve önlemler konusunda yeteri kadar ilgiyi hak etmektedir.
 
Değerli okurlar aşağıda verdiğim tabloyu* lütfen inceleyiniz. 4 Ağustos 2020 tarihinde Ankara Tabip Odası’nca yayınlanmış olan bu tabloda Anavatan Türkiyemizde sadece Ankara sağlık sektöründe çalışan ve COVID-19 tanısı alan sektör içi mesleki dağılımlarını bulacaksınız. Hastalık hiç ayırım yapmıyor, zengin, fakir, eğitimli, eğitimsiz, genç, yaşlı hiç affetmiyor. Yaşlılarda ve özellikle zeminde diyabet, kronik akciğer hastalığı ve kalp hastalığı olanlarda ölüm oranları daha yüksek o kadar ama sağlam kişileri de maalesef kaybedebiliyoruz.
 

 
*Ankara Tabip Odasınca Yayınlanmıştır.
 
Hastalığa neden ısrarla bu kadar dikkat çekmeye çalıştığım hususunda ise çok önemli bir gerçeği vurgulamak gerekiyor. Henüz aşı çalışmaları tamamlanmış değil, bir başka deyişle hâlâ bu hastalığın bırakın tedavisini korunmasında bile olmamız gerektiği yerde değiliz. Daha önceki yazılarımda da aşı konusuna özetle değinmiş ve yıl sonundan önce gerçek anlamda bir aşının kolay kolay imkân dâhilinde görülmediğini ifade etmiştim. Hergün o kadar çok yazı ve bilgi internette dolaşıyor ki artık gerçekten güvenilir haberin ne olduğunu ayırmakta insanlarımız zorlanmaya başladılar. Son zamanlarda aşı çalışmalarının insanlarda denendiği ve başarılı olduğu haberleri ortalıkta dolanıyor. Herkes bir aşı beklentisi içerisinde. Diğer taraftan aşı karşıtı ve bazı tröstlerin denekleri olmak istemediğini haykırarak büyük gösteriler yapan insanlar var. Gerçekten komplo teorileri ile sağlık gerçekleri birbirine girmiş bir kaos ortamı yaratılmış ve insanlar bu anlamda bölünmüş durumda.
 
Değerli okurlar, bir aşının hazırlanması ve yaygın olarak insanlar üzerinde kullanılması için 5 kademeden (Faz) geçmesi gerekir. Faz 1 aşı laboratuvar ortamında tasarlanır ve geliştirilir. Faz 2’de hayvanlar üzerinde deneyler başlar ve dozlama ile etkinlik ve yan etkiler ile ilgili temel bilgiler elde edilmeye çalışılır. Faz 3’te ise gönüllüler üzerinde denemelere başlanır. Maliyet, etkinlik, yan etkiler gibi tüm elde edilen sonuçlar Amerikan Gıda ve İlaç Müdürlüğü’ne (FDA-Food and Drug Administration) bu üç faz bitmeden bir aşının yaygın olarak tüm insanlar üzerinde kullanılmasına izin vermesi mümkün değildir ve FDA’a başvurusu yapılan ilaç ve aşıların sadece %25 kadarı Faz 4’e geçebilmektedir. FDA’in onay vermesiyle Faz 4’e geçilir ve aşı binlerce insan üzerinde uygulanır. Faz 5 ise bu uygulamalardan sonra FDA tarafından 5-10-20 yıl içerisinde takip edilmesi ve aşıya bağlı ters veya istenmeyen etkilerin olup olmadığının takibidir. Görüldüğü gibi bir aşının gerçek anlamda aşı olarak kullanılabilmesi için bazı aşamalardan geçmesi şarttır o nedenle aşının bulunduğuna ve COVID-19 ile sıkıntıların sona ereceğine dair haberlere inanmak için henüz çok erkendir.
 
Diğer taraftan 21 Temmuz 2020 tarihinde yayınlanan New English Journal of Medicine dergisindeki bir editöre mektup içeriğinde hafif semptomlarla COVID-19 geçiren hastalarda bağışıklıkla ilgili elde edilen bulgular immun globulin düzeylerinin 35-60 gün arasında neredeyse yarı yarıya azaldığını bildirmektedir. Buradan, bulunacak aşının da uzun süreli koruyuculuğu konusunda ne kadar emin olabileleceğimizi kestirmenin çok güç olacağı sonucu çıkıyor. Belki de tıpkı grip aşısı gibi her sezon aşı olunması gerekecek. Bu konulardaki gelişmeler ancak aşı ile ilgili yukarıda söz ettiğim aşamalar geçildikçe belli olacak.
 
Görülüyor ki hem aşının aşamalarının tamamlanması hem de aşının uzun süreli koruyuculuğuyla ilgili bilgilerin henüz yeterli düzeye ulaşması ciddi anlamda zaman bağımlı bir süreçtir. İş dönüp dolaşıp bireysel korunmaya gelip dayanıyor. Gemisini kurtaran kaptandır sözü gibi COVID-19 ile ilgili en önemli tedavi bugün için korunmak ve hastalığa yakalanmamaktır. Bu nedenle herkesin olabildiğince bıkmadan koruyucu önlemler bakımından üst düzeyde hazırlıklı olması ve uygulaması, kanıksamamak ve her an tetikte olmak ve bilinçli bir toplum mücadelesinde aktif olarak görev almak gibi öncelikleri olmalıdır. Aksi durumda gerçekten çok üzüleceğimiz günleri yaşamak işten bile değildir.
 
Özetle söylemek gerekirse, hasta olmamak için korunmaya, maske takmaya ve sık sık el yıkama uygulamalarına ve çok gerekli olmadıkça toplu yerlerde bulunmamaya özen göstererek kendinizi olabildiğince koruyun. Aşı konusu hâlâ biraz uzak ve yan etkileri konusunda henüz herhangi bir ipucu yok.
 
Panikle daha kötü oluruz, bilgiyle ve uygulamayla güçleniriz.
 
Sağlıkla kalın.