CRANS-MONTANA KIBRIS KONFERANSI’NDA BEKLENEN ÇÖKÜŞ GERÇEKLEŞTİ

Abone Ol

İsviçre’nin Crans-Montana kasabasında 28 Haziran Çarşamba günü sabahı garantör devletlerin de katılımı ile başlayan tarihi Kıbrıs Konferansı, BM Genel Sekreteri Guterres’in tüm çabalarına ve Türk tarafının çok iyi niyetli  yaklaşımına rağmen 9 gün sonra  7 Temmuz sabahı 03.15’de     başarısızlıkla sona erdi.

Perşembe günü  kurtarıcı bir rol oynamak üzere 2. Kez   Crans-Montana’ya giden   BM  Genel Sekreteri  Guterres Başkanlığında Perşembe günü saat 12.00’de garantörlerin de katılımı ile başlayan 5’li toplantıya gözlemci olarak  Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı  Federica Mogherini  de katıldı.

Bu toplantı sonrası KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı, BM Genel sekreteri Guterres ile  bir araya geldi. Guterres, sayın Akıncı ile  görüşmeden önce GKRY Başkanı Anastasiadis ile görüşme gerçekleştirdi.

Bu arada  Anastasiadis, gerçekleşen  çalışma yemeği sırasında  Yunanistan  Başbakanı Aleksis  Çipras  ile bir telefon görüşmesi  gerçekleştirerek  son gelişmeleri değerlendirdi.

Diğer yandan, Yunanistan Başbakanı  Çipras ile   yaptığı telefon görüşmesinde  Türkiye’nin  Kıbrıs meselesi  hakkındaki tutumunu dile getiren T.C Başbakanı sayın  Binali Yıldırım “Güvenlik ve Garantiler” başlığına verilen öneme vurgu yaptı.  Ayrıca  görüşmede  Ada’da kalıcı barış ve kapsamlı çözümün tesisinin , iki toplumun eşitliği temelinde , Türk ve Yunan vatandaşlarının eşit haklardan yararlandıkları bir çerçevede mümkün olabileceğini  ifade etti...

Akşam ise  20.30’da  başlayan yemekli toplantıya   01.50 sıralarında  15 dakikalık kısa bir ara verildi. Yeniden  toplanan tarafların  pazarlıklara devam ettikleri bir sırada  Anastasiadis’in  “Konferansa devam edemeyeceğim” diyerek yemek masasından ayrıldığı  ifade ediliyor. Neticede  Crans Montana Kıbrıs Konferansı Cuma sabahı 03.15’te sona erdi.    

BM  Genel Sekreteri Antonio Guterres 03.30 sıralarında  yaptığı açıklamada  “Ne yazık ki bir çözüm mümkün olmamıştır. Konferans bu uzun süreli soruna  bir çözüm getirememiştir. Yapılan tüm özverili  çalışmalara rağmen bir sonuca  varılamadı . Taraflar ortak noktada uzlaşamadı . Konferans  kapandı” dedi.

Guterres’in bu açıklamasının ardından  düzenlediği basın toplantısında “Gerek Türk heyeti ve gerekse Kıbrıs Türk heyeti olarak kendilerine yakışan bir tutum içinde olduklarını” söyleyen T.C Dışişleri Bakanı sayın Mevlüt Çavuşoğlu “Kırmızı çizgilerimizi net  bir şekilde gösterdik dedi. Rum ve Yunan tarafının  ‘sıfır garanti sıfır asker’  duruşu sergilediğine işaret eden Çavuşoğlu  “Türk askerinin  tamamen çekilmesi ve Türkiye’nin  garantörlüğünün tamamen  kalkmasının ne Kıbrıs  Türk tarafı , ne de  Türkiye  için  kabul edilebilir yaklaşım olmadığını” kaydetti.

Sonuç olarak; Kıbrıs sorunu 1974 Barış Harekatı ile çözülmüştür. Kıbrıs’ta mevcut barış ve huzur bu iki bölgeliliğin  oluşmasından ve Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığından kaynaklanmaktadır. Kıbrıs’ta barışın ve huzurun devamı esastır. Yeni maceralar peşinde koşarak   mevcut barış ve huzur tehlikeye atamayız…

Mevcut BM parametreleri ile bir yere varamayacağımıza göre B planımızı devreye koymalıyız. Federasyon çözümünü kesinlikle unutmalıyız.  Kıbrıs Türk halkı olarak birlik ve beraberlik içinde hareket ederek  ortak bir deklarasyon ortaya koymalıyız.  Günümüzde yeni parametrelerin belirlenmesi şarttır.

KKTC’nin tanınmasını engelleyen  541(1983) ve 550(1984) sayılı BM Güvenlik Konseyi  kararlarının  anavatanımız Türkiye ve dostlarının girişimleriyle  iptal edilmesi sağlanmalı ve KKTC’nin tanınmasına giden yol açılmalıdır...

Bugüne kadar çok zaman kaybına uğradık, artık yeter deme zamanı gelmiştir. Bu adada insanca  yaşayabilmemiz için gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Uzun yıllardan beri Kıbrıs Türk halkına uygulanan ambargoların  kaldırılması yönünde çalışmalar başlatılmalıdır.

Şu bir gerçek ki Kıbrıs Türk tarafı görüşme sürecinde hep Türk tarafının ihtiyacı olduğu mesajını verdi, Rum da bundan yararlanmaya çalıştı. Bilinmelidir ki Kıbrıs Türk halkının;  söylendiği gibi çözüme ihtiyacı yoktur.

Gelinen aşamada Kıbrıs Türk halkına düşen görev birlik ve beraberlik içinde hareket ederek mevcut görüşme süreci ile bir yere varılamayacağının kabul ederek  bağımsız ve egemen devletimizin tanınması için yola  çıkmaktır...

Bugünden itibaren  önümüze bakacağız.  Geriye değil, ileriye  dönük adımlar atacağız. Doğru çözüm parametresi nedir?  Bizim bugünler en mutlu günlerimiz olmalıdır.  Yeni bir dönemin ilk günlerindeyiz, kendimize gelelim. Kıbrıs Türk halkına , KKTC’ne  yeni kapıların açılacağı günlerin eşiğindeyiz… Çok güzel bir  gelecek bizi beklemektedir….