Davul birinin, topuz başkasının elinde olma hali !
Çok değil on beş – yirmi yıl öncesine kadar Kıbrıs ta yaşayan Türkler için Türkiye de gerçekleştirilen genel seçimler pek bir önem arz etmezdi.
A parti B parti iktidara gelmiş değişen bir şey olmazdı.
Zira Kıbrıs meselesi Anavatan Türkiye için milli bir davaydı.
Yarım asırdır süren al ver diyalogları hep böyle bir anlayış çerçevesinde devam ettiriliyordu.
Sonra işin şekli değişti, adaya göç eden TC vatandaşlarının hatta sonradan TC vatandaşı olanların oy kullanması için adada sandıkların kurulması yaklaşımlarda değişiklikler yarattı.
Hele yıllarca Federasyona dayalı uzlaşı arayışlarının bir sonuç getirmemesi karşısında ortaya atılan iki devletli çözüm modeli kuzey Kıbrıs ta yaklaşım farklılıklarının kesin bir şekilde ortaya çıkmasını yarattı.
Bir anlamda oyun sahada oynanmaya başladı!
Sonuçta 14 Mayıs seçimlerindeki Cumhurbaşkanlığı tercihi ikinci tura kaldı!
Anavatan Türkiye de Anayasada yapılan değişikliklerle yürürlükte olan sistem her ne kadar Başkanlık sistemi ise de, meclis çoğunluğu sistemin işleyip işlememesine etki eden çok önemli bir olgudur.
Bir anlamda “davul birinin boynunda topuz diğerinin elinde” olması halinde sağlıklı işleyebilecek bir sistem ortaya çıkmaz. Ülkede kaoslara yol açabilecek bir durum yaratır.
Ülke ekonomisi esasen çıkmazda, her şeyin güllük gülistanlık olmadığı ortada.
14 Mayıs seçimleri AKP ve birlikte hareket ettiği siyasi yapıların mecliste mutlak çoğunluğu sağlamasıyla sonuçlandı.
Belirtmeden geçemeyeceğim, sayın Sinan Oğan’ın Cumhur ittifakı lehinde tavır alması görüşüne saygı duyanlardanım. Var olan uygulamalardan memnun olmayabilirsiniz, göçmen politikalarına karşı olabilirsiniz, hatta kişilere karşı husumet içinde de olabilirsiniz ancak ülkenin daha da beter durumlara getirilmesi, kaos ortamlarına sokulması kabul edilebilecek bir durum değildir.
Türkiye’nin içinde bulunduğu karmaşık iç ve dış siyasi ortamı hesaba kattığımızda, Kıbrıs’taki Türk varlığını tehlikelere sokabilecek yapıların oluşma risklerini düşündüğümüzde, yıllardır bir oyun tahtasına döndürülen federal çözüm maskaralığının yeniden masalara taşınmasını hesaba kattığımızda, Türkiye de siyasi yapıların bir istikrar içinde tutulması kaçınılmazdır.
Yoksa “davul birinin, topuz başkasının elinde olma hali” bir anlamda Türkiye’nin içine sokulacağı zafiyet, bizim buradaki felaketimiz demektir!
Bilmem anlatabildim mi?