“Bizlerden esirgenen haklarımızın geri alınmasına hep birlikte el birliği kafa birliğiyle atılalım. Bilmeliyiz ki haklar verilmez. Ancak büyük gayret, çalışma ve yorulmak bilmez bir mücadele ile elde edilebilir” 1951
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Yeni bir yıla girmeye hazırlanırken geride bırakmaya hazırlandığımız 2023 yılında yaşamış olduğumuz olayları yeniden yaşamak istemediğimizi belirtmek gerekiyor. Rusya ile Ukrayna arasında bir yılı aşkın süredir sürgit etmesine karşın yaşanan savaşa Hamas ile Neden Yahu arasında yaşanan savaş ta benzer görüntü ve kırımla devam ediyor. Kadın ve yaş almışlarla çocukları katleden caniler katlettikleri insan sayısını iyi bir iş yapmış gibi anlatıyorlar. Bu konuda yaşananları sıklıkla yinelemekten geri durmayacağımızın bilinmesi gerekiyor.
Kıbrıs Türkleri olarak bu filmin aynısını yaşamış bulunuyoruz. Aradan 60 yıl geçmiş olmasına karşın yaşananların bilinmesini istiyoruz. Bizler anımsamasak bile dünya ölçeğinde bu denli kırımlar çıkınca belki de bilinç dışı da olsa anımsamak durumunda kalıyoruz. Yaşanan can kırımlarına karşın saldırıya uğrayanlar ekonomik soykırımı da yaşıyorlar. Gelinen bu gibi saldırılardan insanlığın da kaybettiğini de belirtmemiz gerekiyor. Yaşananlara müdahale ederek önlem alması gerekenler ise 60 yıl önce Kanlı Noel saldırılarını nasıl ıslık çalarak izliyor iseler Hamas ile Neden Yahu arasında yaşananları da aynı gözlükle izliyorlar. Bu nedenle 2023 yılı içinde yaşananları anımsamak dahi istemiyoruz.
Yıl içerisinde karşımızdaki unsurun uluslararası alanı boş bırakmadan Türkiye’nin adada işgalci olduğunun vurgusu ile bu alanda zemin kazanmaya çalıştığı biliniyor. Türkiye’nin adayı işgal etmek gibi bir çaba içinde olmadığı biliniyor olmasına karşın Hoca Nasrettin’in göle çaldığı maya örneğinde olduğu gibi belki bir gün tutar diyorlar. Konuya ilişkin olarak da belli merkezlerden aldırdıkları suçlayıcı kararları bir gün olur tutar diye dosyalıyorlar.
Türkiye’nin adayı işgal gibi niyeti olsa idi Tarihe Kanlı Noel diye geçen saldırılar karşısında yapabilirdi. Buna koşut Yunanistan’dan ithal ettikleri askerlerin komutanları ile birlikte (Grivas komutasında) Geçitkale ve Boğaziçi köylerinde gerçekleştirilen kırımları önleyebilmek için yapılabilirdi. Aynı şekilde benzer saldırıların yaşandığı Erenköy bölgesini kurtarmak için sınırlı polis harekatı uygulaması yerine rahatlıkla işgal edilebilirdi. Bu örneklerin sayısını çoğaltmak olasıdır.
Diğer yandan son dönemde bazı ülkelerde ırkçılığın ivme kazanıyor olması Birinci ve İ-kinci Paylaşım Savaşı öncesi yaşananları çağrıştırıyor. Arjantin-Hollanda-ve İsveç’teki gelişmelerin dikkatlice izlenmesini gerekli kılıyor. Yeni yılda daha önceki yıllarda olduğu gibi karşımızdaki unsurun adadaki çözümsüzlüğü engellemeye yönelik çabalarını da yakından izleyeceğiz. Karşımızdaki unsurun önde gideni Nikos Hristodulidis bir yandan çözüme yönelik görüşmeler için hazır olduğunu söylerken diğer yandan da tek ayak üzerinde durarak konuştuğundan olacak farklı bir çözüm çerçevesi görüşmeyeceğini söylüyor. Kıbrıs uyuşmazlığının tıkanma noktasına doğru evrilmesinin nedenlerinden birisinin de dayatma çabaları olmasından kaynaklandığını belirtmek gerekiyor.
Ada’daki çözümü karşı tarafın inisiyatifine bırakmadan birlik ve beraberlik içinde çalışmalarımıza ivme kazandırmamız gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…