Denya Camisi yeniden kundaklanırken

<p class="MsoNoSpacing"><span>Güney Kıbrıs Rum kesiminde yer alan DENYA Camisi 21 Şubat

Abone Ol

Güney Kıbrıs Rum kesiminde yer alan DENYA Camisi 21 Şubat  sabahı saat 04.45de kimliği bilinmeyen kişi veya kişilerce ikinci kez kundaklanması sonucu taştan binanın  ahşap olan çatısında çıkan  yangın Rum itfaiyesinin  müdahalesi  sonucu  güçlükle saat 06.30da  söndürüldü.

Hatırlanacağı gibi Ocak 2013de de  saldırıya uğrayan Denya Camisi, Kültürel Miras Teknik Komitesi  Avrupa Birliği ve BM Kalkınma Programı  Ortak Çalışmasıyla  aslına uygun olarak restore edilmiş ve restorasyon çalışmaları  Aralık 2014de tamamlanmış ve  çalışmaların   tamamlanması  çerçevesinde tören de gerçekleştirilmişti.

Rum Ortodoks Kilisesinin ve okulların  Rum gençliğine aşılamış olduğu  ve halen de aşılamaya devam ettikleri Türk düşmanlığının bir sonucu olarak  yaşanan  bu gelişmenin  ardından  GKRY Başkanı Nikos  Anastasiadis yazılı bir açıklama yaparak  Denya Camisinin  kundaklanmasını  sert bir dille kınadı.  Rum Başkanlık Sarayından yapılan açıklamaya göre Anastasiadis:  Her nereden gelirse gelsin , hangi maksatla olursa olsun bu tür suç faaliyetleri , işgale son verme ve vatanımızı yeniden birleştirme  çabalarına  sadece zarar verir ifadesini kullandı.

Her Pazar günü KKTCdeki Kiliselerde Pazar Ayini düzenleyen Rumlar, Güney Kıbrısta ayakta kalan ender tarihi Camilerden biri olan Denya Camisine yapılan  bu saldırlar kınamalarla  geçiştirilemez…

Kıbrıs Türk halkını ‘sözde Kıbrıs Cumhuriyetine  ‘azınlık olarak yamalmak isteyen  Anastasiadisin etekleri tutuştu ve faillerin  bulunmasını istedi.

Rumların Kıbrıs Türk halkına karşı duydukları düşmanlık varken  , Rum gençliği bu zihniyeti taşırken Anastasiadis kınasa ne yazar!...

KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı da  yapmış olduğu açıklamada insanlık suçu  işlendi, bu çirkin eylemi kınıyorum, en ciddi şekilde  cezalandırılmalı” dedi. Sayın Akıncı,  Anastasiadisin faillerin bulunması ve cezalandırılması  için her türlü  çabayı göstermesini bekliyor ve bu çabanın  sözde kalmamasını diliyorum dedi. 

Her Pazar on binlerce Rum   Kuzeye  geçerek düzenlenen ayinlere katıldı. Bu geçişlerde  bir tek Rumun burnu kanadı mı?  Bu ayinler için gelenlere yan gözle bakan oldu mu? Olmadı… Ancak 2003 yılından beri Güney Kıbrısa geçen Türklere onlarca kez saldırılar yapıldı. İşte Kıbrıs Türk halkı ile Rum halkının  farkı burada!.. Aramızdaki barış ve hoşgörü farkı bu!..

26 Mart 2014de Güney Kıbrısta Limasolda  bir konferansa katılan KKTC II. Cumhurbaşkanımız sayın  Talata yapılan saldırıları düzenleyenler yakalanıp cezalandırıldılar mı? Yakalanıp cezalandırıldılarsa cezaları ne oldu?

16 Kasım 2015de Güney Kıbrısta Türk arabalarına ve içindeki  vatandaşlarımıza yapılan saldırıları gerçekleştiren ELAM üyeleri yakalanıp cezalandırıldılar mı? Yakalanıp cezalandırıldılarsa cezaları ne oldu? Sakın ödüllendirilmiş olmasınlar!....

Bu arada  Denya Papazı ,  Camiyi  yakanların birkaç deli olduğunu ve önemsenmemesini istedi. Netice anlaşılmıştır!...

Sonuç olarak; “Güven yaratıcı Önlemler”i yaşama geçirme çabalarının sürdüğü bir dönemde Güney Kıbrısta Kıbrıs Türk halkına karşı Güven artırıcı değil, tam aksine güven zedeleyici olayların cereyan etmesi Kıbrıs Türk halkının geleceği açısından  düşündürücüdür…

Rum tarafında ailede başlayan , okullarda , kiliselerde ve askeri kışlalarda  Türk düşmanlığı aşılamaya devam edildikçe , Fanatik   unsurlara  ve  faşist örgütlere göz  yumulduğu sürece bu Adada iki halk arasında  ne güven oluşturulabilir, ne  bir arada yaşanabilir bir ortam hazırlanabilir ve ne de  hayal edilen bir siyasi çözüme  varılabilir!...

Görüşme masasında konu edilen Birleşik Federal Kıbrıs gibi bir siyasi çözümün gerçekleşmesi  çok kısa bir sürede Kıbrıs Türk halkının  Girit  misali yok olmasına neden olacaktır…

Görüşme masasında Birleşik Federal Kıbrıs konusu gündemde kaldığı sürece   Kıbrıs Türk halkının geleceğini tehlikededir  ve bu tür  görüşmeler devam ettiği sürece ABD, BM , AB ve diğer büyük güçler KKTCnin tanınmasına sıcak bakmayacaktır….

Kendimize gelelim ve de Rumun uzlaşmaz tutumu ortada iken her gün yeni yeni kırmızı çizgilerini ortaya koyar ve Kıbrıs Türk halkına yaşama hakkı vermez iken   mevcut görüşme ortamı mutlaka sonlandırılmalıdır.

 

Kıbrıs Türk halkını geleceğe taşıyacak  tek siyasi çözüm , anavatanımızla işbirliği içinde KKTCnin tanınmasını sağlamaktır…