Devlet eliyle soygun mu?

Abone Ol

KKTC ekonomisini dövizin dalgalanmalarına göre yönetenlerin bu günlerde oturup ciddi kararlar alması lazım.

Yıllardır dövizdeki yükselişleri bahane ederek  vatandaşlarını sefil duruma düşürenlerin böyle bir davranışa yönelmemeleri halinde ne olur?

İnandırıcılığını kaybetmiş sendikalarla, tefeci zihniyetiyle uygulamalar yapan bankalarıyla, nemelazımcılığın kucağındaki insan yapılarıyla bir yerlere hemde iyi, güzel yerlere ulaşmak mümkün mü?

Halkını sefil durumlara düşüren yönetimler acaba başarılı olarak nitelendirile bilinir mi?

Böyle bir bayram gününde güzelliklerden, sevgi ve muhabbetlerden söz etmek isterdim ama bayram hatırına yalan yazmış olmayacak mıyım?

Yıllardır geleceğiyle iliği tartışmaların yapıldığı bir Elektrik Kurumumuz var.

Yönetim Kurulu Başkanlığına son hükümet değişikliğiyle beraber kadim ve sevgili dostum Erdal Onurhan getirilmiş. Erdal beye sözüm yok. Bakanlık yapmış, Üniversite hocalığı yapmış donanımlı biri ama ne var ki onu da oynatılan bu oyuna ortak yapılmış.

Mayıs 2018 den başlayan Elektrik Kurumu dökümlerine bakıyorum. Son ödeme tarihi bir sonraki ay olan Haziran ın 6 sı öngörülüyor.

Son ödeme tarihlerindeki bu zamanlama ta 2019 yılının Mart ına, Nisanına kadar  sürüp gidiyor.

Ne var ki bu tarihlerden sonraki ödemelerde öngörülen son ödeme tarihleri ülke insanını enayi durumuna sokar konumda.

Devlet dairelerinde çalışan vatandaşlarımızın maaş ödeme tarihlerine bir diyeceğim yok. Hükümetler dileniyor, dirseniyor ister emekli olsun ister çalışan maaşları gününde ödemeye gayret ediyor.

Ne var ki özelde çalışanlar için tablo hiçbir dönemde  bu şekilde gelişmemiş.

Birçok iş yerinde çalışan ayın ilk haftası içinde maaşını alabiliyorsa kendini şanslı hissediyor.

Ülkedeki yaşanan bu gerçeklere rağmen Elektrik Kurumu kalkıp son ödeme tasrihlerini ayın 1 ine 2 sine çekiyorsa  burada bir anlayış bozukluğu yaklaşım yanlışlığı var diye düşünüyorum.

Elektrik Kurumu son ödeme tarihlerini ayın ilk günlerine çekmekle bir miktar gecikme zammı ile kasalarına ek gelir sağlayabilir ama böyle bir durumda vatandaş nazarında Elektrik Kurumunun tefeciden farkı nedir?

Böyle bir yaklaşım içindeki yapı kendi varlığını tartışma konusu yapmıyor mu?

Bana sorarsanız Türkiye den kablo ile elektrik getirtilmesi derhal hayat bulması.

Güneş ve rüzgar panelleri ile enerji sağlanması zorunlu hale sokulması!

Sürekli olarak yaşadığı zarları vatandaşın yaşam kalitesini aşağılara çekerek sürdüren bir kurumun zorla yaşatılmaya çalışılması diğerleri arasında hataların en büyüğü değil mi?

Tüm okurlarımızın Kurban Bayramını içtenlikle kutlar, beter konumlara düşürülmeden bir geleceğin sizlerle, bizlerle olmasını dilerim!