Devlet makamları yandaşların ödüllendirilmesinde kullanılmamalı

<p class="MsoNoSpacing"><span>Her hükümet değişikliğinde siyasi partilerin yönetici kadrolarına, kendi partililerini ve yandaşlarını ataması, her bakımdan hatalı ve zararlı bir uygulamadır.</span></p> <p class="MsoNoSpacing"><span>Her...

Abone Ol

Her hükümet değişikliğinde siyasi partilerin yönetici kadrolarına, kendi partililerini ve yandaşlarını ataması, her bakımdan hatalı ve zararlı bir uygulamadır.

Her şeyden önce bu uygulama ile, müşavir sayısı ve buna bağlı olarak da bütçeden en yüksek baremden maaş çekenlerin sayısı sürekli artmaktadır.

Diğer bir sakıncası ise,  partili ve/veya kayırmalı kişilerin yönetici olarak atanması, devlet çalışanları arasındaki huzuru ve düzeni bozmakta, faaliyetlerin kalitesi ile verimliliğin düşmesine sebep olmaktadır.

Hele bazı kuruluşlara konu ile hiç  ilgisi olmayan kişilerin yönetici olarak atanması, devlet kuruluşlarının faaliyetlerinin ciddi düzeyde olumsuz etkilenmesine sebep olmaktadır.

Yöneticilerin siyasi kararla atanması, devlette kariyer, çalışkanlık, başarılı hizmet yerin; siyasilere yakınlığın ön planda tutulduğunu göstermesi bakımından da sakıncalıdır.

Amaç yeni hükümetin kendine yakın ve uyum içinde çalışabileceği kişileri yönetici makamlarında bulunmasını sağlanmak ise, sadece müsteşarve  özel kalem müdürü gibi kadrolara iktidar değişene kadar geçici olarak görevlendirme yapılmalı.

Yönetici atananlara, sadece  görevde bulundukları süre, uygun görülecek miktarda makam ödeneği verilir.

 İktidarın ayrılması ile, yönetici olarak atanan özel kalem müdürü ile müsteşarlar da devletten, hiçbir hak kazanmadan makamlardan ayrılır. Böylece her iktidar değişikliğinde müşavir sayısı artmaz ve bütçeye yük getirilmez.

İş başına gelen siyasiler, devlet olanaklarını kullanmak yetkisini elde ettikleri inancı yerine, hizmet etmek sorumluluğu altına girdiklerini düşünerek hareket etmeli.

Geçmişten günümüze yaşanan acı deneyimler, devlet olanaklarının oy avcılığında pazarlık aracı olarak kullanılmasının,  kimseye hiçbir faydası olmadığını göstermiştir.

Halkımız artık kişilerin gönlünü kazanmak amacı ile popülizm yapan ve devlet olanaklarını kullananlar yerine, ülkemize yararlı hizmet eden siyasileri tercih etmektedir.

Siyasiler, artık geçmişteki acı deneyimleri dikkate almalı ve popülizm ile oy avcılığı yapmak ve iktidara gelmek yerine,ülkeye hizmet ederek iktidara gelmeye çalışmalı .

Aslında devlet olanaklarını  veya anavatandan alınan yardımları, oy avcılığında kullanarak iktidara gelmek sürdürülebilir bir uygulama değildir.

Zaten yaşanan dönemde artık siyasilerin dağıtabileceği devlet kaynakları da eskiye göre yok denecek kadar azalmıştır.

Anavatan da yapacağı maddi yardımları, halkımızın yararına kullanılmasını sağlamak amacı ile   hazırlanacak bir program çerçevesinde yapmakta kararlı görünmektedir.

Görüldüğü gibi devlet olanaklarını kullanarak oy kazanmak ve iktidara gelmek artık eskiye göre zorlaşmıştır.

Halkımız, gerçekten müşavir sayısını artırması ve bütçeye yük getirilmesinden şikayetçidir.

Ulusalcı kesimden bir çok kişinin seçimlerde sandığa gitmemesi ve/veya ideolojik tercihlerini onaylamadığı siyasi partilere oy vermesi, sağ partilerin partizanca ve popülist uygulamalarından memnun olmadığının kanıtıdır

Zaten siyasilerin yandaşlarını makamlarla ödüllendirerek elde edeceği oy kazancı,kaybedecekleri halk desteğinin yanında devede kulak kadar azdır.

 

Bu durumda iktidar,  devlet olanaklarını kullanarak ve yandaşları ödüllendirerek oy kazanmak yerine, halka hizmet ederek oy kazanmaya çalışmalıdır.