Devlet otoritesini ortaya koymak!

Abone Ol

Tabiatın henüz yaz sıcaklarına teslim olmadığı, sararıp solmaların yoğunluk kazanmadığı, yeşilin henüz kaybolmadığı günlerden geçiyoruz.

Dört Mayısla birlikte önceden tespit edilen iş yerleri kurallar çerçevesinde faaliyetlerine başlamış durumda.

En temel aktörlerin başında gelen Üniversiteler ve Turizm sektörleri için henüz alınmış bir karar yok!

Ülkeyi idare edenler için zorluklar öyle inanıyorum ki şimdi başlayacak!

KKTC nin OHAL e benzer uygulamalarla, Yasa gücünde Bakanlar Kurulu kararnameleriyle yönetildiği, her tarafın kapalı olduğu, adeta sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı günlerde olumsuzlukların farkına varmak çok daha kolaydı.

Şimdi işler değişti!

Bir defa insanlar 4 Mayıstan sonra rehavete sokulmuş durumda.

Bir, üç, beş, kontrollerin var olmadığının farkına varanların içine gireceği ortam Coronavirüslü  yaşamı tercih edip etmediğimizi belirleyecek.

Gördüğüm kadarıyla başta faaliyetlerine başlayan devlet kuruluşlarına baş vuran vatandaşların bir bölümü hala daha işin ciddiyetinden uzak hareket etmektedir!

Coronavirüs kabusunun geçmediğini, atlatılmadığını, hala daha üzerimizde dolaştığını kavrayamadıktan sonra böyleleri için yapabilecek bir şeylerin olduğunu sanmıyorum.

Bu tür insan davranışlarını ancak devlet otoritesiyle durdurabilirsiniz!

Coronavirüs bakımından “bakir” bir ülke sınıfında olan KKTC bu otorite oluşturulmadığı takdirde çok zor günler yaşayabiliriz.

Otorite, Elektrik Kurumunda otorite, KKTC Kızılayında otorite, çarşı murakabede otorite!

Otorite, bağış yoluyla elde edilen “kit” lerin üç aydır kapalı ve gayrı faal konumdaki iş yerleri çalışanlarına 100 TL karşılığında uygulanmasında da düşünülmemelidir.

Bizde, 100-150 TL ederi olan ateş ölçer cihazların piyasada 450-700 arasında satışının yapılmasına ses çıkarmayan, Türkiye de en çok 1TL den satışı yapılan yüz maskelerinin KKTC de 4 ile 7 TL arasında hediye edilmesine göz yuman bir otorite mevcut!

Uygunsuzlukları ve de yolsuzlukları “Allaha havale” ederek yada kocakarılar gibi “beddua” havalarına girerek geçiştirmek çözüm yolu değildir.

Vatandaş elle tutulur, gözle görülür ve otoriteyi hisettirir kararlarla hareket edilmesini beklemektedir.

                                                        -------------------------------

Şeftali kebabının tarifi Türkiye medyasında yanlış açıklanmış. Kültürümüzle özdeşleşen bazı konulara hayati olmasa bile müdahil olmak en doğal hakkımız.

Ne var ki hükümetin, RTÜK ün KKTC de yayın yapan Diyalog TV yi uydu yayınlarına kapatma kararına müdahil olmasını beklemek  hakkımız değil miydi?

Bunu devletten beklemek olağan bir beklenti değil mi ?