Devleti Maraş’a benzettiler!

Abone Ol

İki hafta önce yurtdışında çalışan kızımızın da görmesi için ziyaret ettiğimiz Maraş ile kuruluşuna inandığımız temelinde harcı olan aile büyüklerimizin olduğu devletimizin geldikleri nokta açısından benzeyen tarafları var.
İkisine de uzaktan baktığında yapı olarak duruyor.
Doğru açıyı yakalarsan arka planda güzel de görüntü veriyor ikisi de.
İkisinin de iyice yakınına gelip içine girince başına yıkılacak ya da çökecek gibi bir halleri var ama.
Maraş çürümüş beton ve demir yığınına dönüşmüş.
Neredeyse en ufak çivisine kadar sistemli bir şekilde talan edilmiş. Aynen devletimizin kurumları gibi.
Devlet mekanizması da Maraş gibi bu haliyle yolun sonuna gelmiş.
İkisi de uzatmaları oynuyorlar.
Zamana ve tabiat koşullarına yavaş yavaş yenik düşmüş Maraş.
Geleneksel yöntemle büyük bir emekle yapılmış binalar bakımsızlıktan yıkılmış tarih olmuş. Kapı ve pencerelerine kadar alınmış.
Diğerleri de çürümüş öylesine duruyor.
Zorlanıyor artık Devlet de aynı Maraş gibi.
İkisinin de altyapıdan üst yapıya kadar elden geçmesi lazım.
Yeni bir başlangıç yapmak için tesviye değil tasfiye şart olmuş.
Maraş’ta binaların etrafına içeriye girilmemesi için sembolik bariyerler ve sizi uyaran tabelalar konmuş.
Halbuki binaların içine girmeyi bırak bahçesine girmeye korkarsın. Devleti de bu duruma düşürme noktasına geldik.
Tesadüfe bakar mısın?
Devlet, Maraş gibi içine doğru çöküyor.
İngilizcesi “implosion”.
Türkçesi belli bir süredir yaşadığımız “çürüyerek çöküş”.
Çürüyerek çöküş, içten içeriye doğru ve sessiz olur.
Bunu yaşıyoruz.
Adını doğru koymazsan çözüm bulamazsın.
Bir de “explosion” var.
Dışarıya doğru patlama.
Sesli ve gürültülü olur o.
Onun da sandık günü olup olmadığını göreceğiz.
Bir şey olmak için değil, bir şey yapmak için öne çıkacaklara ihtiyaç var. Yoksa olacak olan belli. Hepimiz altında kalacağız. Parti gözetmeksizin ve adada olsak da olmasak sıra tek tek hepimize gelecek. El kadar bebeklerin yaşam hakkına olanlardan sonra buna şüpheniz artık kaldı mı?