“Türk milleti dünya tarihini hiçbir millete nasip olmayan yiğitlik ve kahramanlık destanlarıyla süsleyen büyük bir millettir” 1971
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Yüce Türk ulusu 20. Yüzyılın başlarında 1. Paylaşım Savaşına katıldıktan sonra işgalci güçleri sınırlarının dışına iterek başı dik onurlu mücadele sonrasında 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğunu bütün dünyaya duyurmuştur. Uzun soluklu yapılan mücadele ile kurulmuş olan bu Cumhuriyet 100. Onur yılına ulaşmıştır. Bizlere böyle bir onuru yaşatmış olan başta Yüce Atatürk ve mücadele arkadaşlarını en içten sevgi ve saygı ile anıyoruz.
Kıbrıs Türkleri de Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasında birebir aynı olmasa da sıkıntıları mücadeleleri yaşamak zorunda bırakılmışlardır. İngiliz sömürgecileri 1. Paylaşım Savaş’ının sürgit ettiği günlerde oldubitti ile Kıbrıs’a el koyduktan sonra yerel Rum güçlerine ayrıcalıklı davranarak Türklere saldırmalarını görmezden gelerek terör örgütü kurmalarının zeminini de hazır hale getirmişlerdir.
Buna koşut Kıbrıs Türkleri adanın her yanında yaktıkları çoban ateşleri ile Türkiye’de yaşananlardan aldıkları dersle 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurduklarını bütün dünyaya duyurdular. 19 Şubat 1959 tarihinde BM gözetiminde Türklerle Rumların eşitliğine dayanarak kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti karşımızdaki unsurun saldırmaları ve Türkiye’nin garantörlük hakkını kullanması ile günümüzdeki iki devletli yapı kurulmuş oldu.
Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken bu cumhuriyetin kurucu ortağı olan Türkler 04 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı BMGK’in kararı ile görmezden gelinerek yönetimden dışlanmaları sonrasında yukarıda kaydettiğimiz gibi iki devletli yapının kurulmasının yolunu açtılar. BM’in de sırtlarını sıvazladıkları karşımızdaki unsur tarihin hiçbir döneminde Kıbrıs Türklerini yönetmedikleri halde günümüzde Birleşik Kıbrıs yaygarasını çıkarıyorlar. Böyle bir yapının kurulmasının eşyanın doğasına aykırı olduğu bilindiğine göre yapılması gerekenin büyük özveri ve mücadele ile kurduğumuz devletimize sahip çıkmak gibi bir yükümlülüğümüzün olduğunun bilinmesi gerekiyor. Birleşik Kıbrıs önerisinin Kıbrıs Türklerine kurulmuş tuzak olduğunun da unutulmaması gerekiyor. 60 yıldır aynı söylemlerle uyutmaya çalıştıkları Kıbrıs Türklerinin kurulan bu tuzağa düşmeyeceğinin de bilinmesi gerekiyor.
Aradan geçen 60 yılı aşan bu sürede BM Genel Yazmanları yaşanmakta olan uyuşmazlığını çözümü için çözüm önerilerini açıkladılar. Kofi Annan’nın ismi ile anılan önerilerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ismi Kıbrıs Türk Devleti olarak anılıyor. Devletimiz kurulurken benimsenen ismi şimdilerde değiştirilmek isteniyor. Böyle bir istemde bulunmanın tam karşılığının tanımı MASKARALIKTIR.
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 2. Yüzyılına emin adımlarla ilerleyerek başarılı olacağından kuşku duymuyoruz. Her konuda örnek almaya çalıştığımız Türkiye ismini değiştirmiyor. O zaman bu görüşü ortalıklara atanlar Kıbrıs Türk Devleti söylemine açıklık getirsinler.
Türkiye Cumhuriyeti 100. Yılına, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin de 40 yılına ulaşmaları nedeniyle geçmişten alacağımız derslerle ülkemizi başarılı kılmamız gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…