Rahmetli Mustafa Çağatay, UBP Başkanı ve Başbakan iken, DİSİ Başkanı Glafkos Klerides ile, Atatürk Meydanındaki UBP merkezinde, yıllar önce biraraya gelmişlerdi.
İki liderin görüşmesinde, bizzat bulunmuş, tercümanlık yapmış ve ortak bildiriyi kaleme almıştım.
Yıllar sonra, Tahsin Ertuğruloğlu UBP başkanı iken, DİSİ merkezini ziyaret etmiş ve o zamanki DİSİ başkanı Nikos Anastasiades ile görüşmüştü.
Bizzat orda da bulunmuştum.
Hiç unutmuyorum. Toplantı odasından ilk ayrılan Averof Neofitu olmuştu. Çıkıp, salondaki askıda bulunan paltosunu alıp ayrılmıştı. Soruma yanıt vermemişti. Daha sonra , toplantı nihayetinde, odadan ilk çıkan Nikos Anastasiadese, “nasıl gitti görüşmeniz” sorusunu sormuştum. Verdiği cevap, hayli ilginçti.
“Nothing out of nothing” demişti kısaca. Yani hiçten hiç çıktı. Ne anlarsanız anlayınız, aynen buraya aldığım cümlesinden.
Dönelim Çağatay-Klerides görüşmesine. İki parti başkanı, görüşmenin olumlu geçtiğini ve ileride yeniden görüşme kararı aldıklarını duyurmuştu.
Ortak bildirilerinde, Türkce-İngilizce yazdığım “iki lider....” kelimeciklerine, İrsen Küçük itiraz etmişti. “Çağatay lider değil, düzeltiniz metni” isteğinde bulunmuştu. Açıklamayı yazdırmak için çıktığım görüşme odasına geri döndüm ve itirazını bildirdim. Klerides, nasıl istersen yaz oğlum, yine imzalarım demiş ve İngilizceyi nerede öğrendiğimi, bildiriyi çok güzel yazdığımı vurgulamıştı.
Diyeceğim o ki. Aradan yıllar geçti ve iki adam, bir daha, tekrar görüşmedi.
Şimdi, DİSİ nin lideri-başkanı, Neofitu, UBP Başkanı Özgürgün ile görüştükten sonra yapılan açıklamada ortak komite kurma ve yeniden görüşme kararı alındığını, ekonomik konuda anlaştıklarını belirtti.
Rum medyası, görüşmelerini değişik başlıklar altında yayınladı... Ekonomide yakınlaşma ama siyasi konularda uzlaşma olmadığını yazdı.
Kleridesten, Anastasiadesten sonra Neofitu bu tip görüşmelerden çok birşey mi bekliyor ? Birer sosyal ziyaretten öte ne var ?
Buyursunlar sık sık görüşsünler. Denktaş ile Klerides her hafta toplanır, yer içer, şaka yapardı.... Ne oldu bunca yıl geçmesine rağmen.
Kıbrısta yaşamakta olan, birlikte yaşamaya mahkum bu iki halk, birbirlerine güvenmedikce, birbirini anlamadıkca, sıkıntılara ve sorunlara birlikte çözüm ve çare bulma gayreti içine, samimiyetle girmedikce Kıbrıstaki temel sorun çözümlenemez.
İster Talat, Hristofyas, Anastasiades, Eroğlu, Akıncı, Klerides, Denktaş yeniden, defalarca mümkün olsada bir araya gelseler, yine anlaşamazlar.
Çünkü , Rum halkı Enosisten, Kıbrıs Türkleri de Taksimden bir adım geri atmamıştır ve atacağa da benzemiyor. Rumlar adanın tümüne hakim olmak, Türkler de hiç olmazsa yarısına hakim olmak peşindedir.
Hal böyle olunca da, mevcut koşullarda, ne federal ne de konfederal bir çözüm mümkün görünmüyor.