Dörtlünün kucağındaki “dörtlü mezar” Ne olacak? Ya madalyalar…

Abone Ol

 

Geçtiğimiz yılın ekim ayı sonunda gazetelerde çok fazla ilgi çekmeyen bir “haber” yayımlanmıştı…

Başlığı şuydu: “Devlet büyüklerinin anıt mezarları yapılıyor”

Haber küçüktü ama “iddiası” büyüktü…

“Devlet büyükleri” deniyordu haberde… Demek ki bu konuda siyasetçilerden, tarihçilerden, sosyologlardan oluşan bir kurul oluşturulmuş ve bizim devletin “büyüklerini” saptamıştı…

Hatta bu konuda en geniş “konsensüs”ün sağlanması ve hiçbir tereddüt yaratılmaması için de herhalde kriterlere yer veren, kurallar koyan bir de “yasa” yapılmıştı…

Bir ülkede “devlet büyükleri”ni saptamanın ve kimseye haksızlık yapmamanın başka yolu mu var?

Ancak elbette bizimkiler bunların hiçbirini yapmadılar…

Devir; UBP-DP koalisyon dönemiydi ve Başbakan da Hüseyin Özgürgün’dü…

Dediğim gibi, ortada bir yasa yok… Hatta “Bakanlar Kurulu kararı” bile yok…

Varsa da, yayımlanmadığı için bilmiyoruz içeriğini…

Haberde öne çıkan bir isim var: “Gollifa” gibi vatandaşlık dağıtmakla ünlenmiş İçişleri Bakanı Kutlu Evren…

“Devlet Büyükleri” konusunda veciz bir açıklama yapmış, topluma hizmet eden onca şahsiyetten bu dört tanesini “UBP terazisi” ile nasıl seçtiklerini açıklamamıştı…

“Devlet Büyükleri” diye açıklananlar şunlardı:

-Nejat Konuk

-Oğuz Ramadan Korhan

-Vehbi Z. Serter

-Ahmet Atamsoy

İçişleri Bakanı Kutlu Bey mi “saptadı” bu dört ismi?

Habere bakarsanız, öyle gibi görünüyor…

Çünkü ne bir jüri var, ne bir yasa var, ne bir “ihtiyaç” var ama adam, canı çekti diye “anıt mezar” yaptırıyor…

Sayın hakyiyici Bakan, büyük bir iş başarmış gibi; müteahhit ile medyaya da poz veriyor…

Gerçekten “absürd” bir durum…

Eğer bu sayın bakan, bu işi tek başına yapmışsa durum daha da vahimdir… Çünkü Başbakan Özgürgün bu olaya hiç sahip çıkmadı, bunun üzerinden hiç nutuk atmadı…

Madalyalarda olduğu gibi, göğsünü gere gere popülizm de yapmadı…

Peki ama; geçmişte bu topluma hizmet edenlere bir “madalyacık” dağıtmak, ya da bir “anıt mezar” yaptırmak kötü birşey mi?

Elbette değil… Ben hep “vefa kültürü”müzün zayıflığından söz ederim… Bu topluma hizmet eden herkesin bilinmesini, okullarda okutulmasını, tanıtılmasını isterim…

Ama ansızdan, kararı kimin verdiği belli olmaksızın, hangi kıstaslarla belirlendiği gizli olan bir “dörtlü” oluşturup toplu anıt-mezar yapmak; çok tehlikeli, ayıp ve toplumun geneline bir hakarettir…

Herşeyden önce, bu “dört kişi”yi kim, neye göre seçmiştir?

Bu dört kişi hakikaten “devlet büyükleri” kategorisine girer mi?

Yalnızca bu dört kişiyi seçmek, diğer hizmet edenlere haksızlık değil mi?

Elbette anıtı, heykeli, ya da büstü dikilecek, adı meydanlara verilecek birçok insanımız, yakın tarihimizde önemli hizmetlerde bulunmuştur.

Kimse bu insanların hizmetini inkâr edemez…

Lokman Hekim’den, Sinekçi Aziz’e; Nalbantoğlu’ndan Çağatay’a, İsmet Kotak’tan Naci Talat’a ve nicelerine uzanan; yalnızca siyasette değil, sanatta, sosyal alanda, edebiyatta yüzakımız olmuş şahsiyetler vardır…

Şimdi, yakın tarihimizi ne kadar bildiği, okuduğu şüpheli bir UBP’li bakan, kendi “terazi”sine dört kişiyi koymuş, devletin 266,256 TL.’sını da bu işe harcamıştır.

Elbette; yukarıda sözünü ettiğim dört merhum politikacı, topluma belirli hizmetlerde bulunmuşlardır. Bu dört merhum insanımızın değerini ve yaptıklarını asla küçümseyemeyiz. Ancak bu “proje” kesinlikle sakat bir projedir, harcanan binler boşa harcanmıştır ve maalesef yeni “Dörtlü”den de bu konuda “tıs” yoktur…

Konunun tabii bir de “mezarlık” boyutu vardır. Lefkoşa mezarlığında bir süreden beri yer sıkıntısı çekilirken, bu “dörtlü” için geniş bir alan ayrılması ve “anıt mezar”ın yarattığı görüntü, hiç de hoş değil…

Üstelik bu “anıt mezar” alanına girmek için ana giriş kapısından apayrı bir de kapı konulmuş ve mezarlık içinde ayrı bir mezarlık yaratılmıştır.

Bu “görüntü” Lefkoşa Belediyesi’ni de zora sokmaya adaydır. Yarın bu “anıt mezar” nedeniyle belediyenin çok farklı taleplerle karşı karşıya gelmesi de sözkonusu olacaktır.

Demek ki neymiş? Biz, yapmamız gereken bir işi bile, yüzümüze gözümüze bulaştırmadan başaramıyoruz…

Şimdi ben; bu yeni “Dörtlü” koalisyonun, kucağında bulduğu bu “dörtlü anıt mezar” konusunu yakın tarihimizde bu topluma hizmet edenlere haksızlık yapmayacak, onların onurunu zedelemeyecek biçimde çözümlemesini bekliyorum…

Haydi, yolsuzluk dosyalarının yanına bir de “mezar” dosyasını koyun…

“Madalya” rezilliğini de sorgulamayı lütfen ihmal etmeyin…