Durgunluk iyidir ama

Abone Ol

Son haftalarda “Kıbrıs Sorunu”nda hiçbir kayda değer gelişme olmadı. BM’nin “müzakereleri” tekrar başlatma girişimleri sonuç vermedi. Rumlar, kendilerine göre uygun bir çözüme ulaşmak için  yeni bir adım atmadı.  KKTC Devleti ise ayrı devlet olarak çalışmalarını sürdürdü. Ancak KKTC’nin iç sorunlara çözümler bulmak için yoğunlaştığı gözlemlendi. İç sorunlar bu yazıların ilgi alanı dışında olduğundan yorum yapmıyoruz.  KKTC açısından önemli olan dış ilişkileri geliştirme olayı aynen olduğu yerde durdu. Bu sütunlarda “Kıbrıs Sorunu”, tanınma, dış politika ve dışilişkiler yorumlanmaktadır. Bu alanlarda hiçbir yeni gelişme olmaması, KKTC’nin bağımsız, egemen Devlet olarak hangi yöne doğru ilerlediğini kestirmek çok zor. Hiç kuşkusuz, KKTC ayrı bir devlet olarak çoktan kökleşmiş. Bu kökleşmiş devleti bozmak artık mümkün değildir. Bunu Rumlar da anladı, BM’de anladı.  İşte bu durumda “durgunluğun”, “Kendi işimize bakalım, Devletimizi daha da güçlendirelim, tanınma yolunun açılmasını sağlayalım.” düşüncelerinin güçlenmesi açısından bize iyi geleceğini anlamak zor olmasa gerek. Cep telefonları şebekelerinin Avrupa’da bir merkez üzerinden bağlanması ve elektrik şebekelerinin kalıcı olarak bağlı olması, Rum Devleti ile KKTC  Devleti arasında güven artırıcı önlemler olarak nitelendirilmesi hoş karşılanabilir. Ancak bu basit işbirliğinin gerçekleşmesi, Rumlar açısından, adadaki iki halkı birleştirmeye yönelik bir politik girişim olabileceğini de unutmamak gerekir.

Politik açıdan bir durgunluk yaşandığı kesin. Rumlar, daima olduğu gibi “ federasyon” çözümünü gerçekleştirme çabalarından vazgeçmeyecekler. Rumların iki ayrı devlet çözümünü asla kabul etmeyecekleri de kesin. Bu durgunluk ve sessizlik daha ne kadar sürer bilinmez. Rumlar, kısa bir süre sonra BM’nin yeni çözüm önerileri ile gene karşımıza dikilecekler.  Ancak esas tehlike BM değil, AB. AB yıllarboyu tüm adanın AB üyesi olduğunu iddia etmişler ve KKTC Devletini hiçbir şekilde tanımamışlardır. AB bu politikasını sürdürmeye devam edecek. Durgunluk iyidir ama KKTC Devletinin varlığını kabul etmeyenlere karşı hazırlıklı olmak gerekir. Hatta KKTC’yi tanımayanlara karşı politika üretmek gerekir. Sessiz duralım, dugunluktan yararlanalım devletimizi güçlendirelim. İyi, güzel de KKTC  Devletini dünyaya tanıtmak için yeni girişimler başlatmak gerekir. KKTC açısından “durgunluk dönemi” bir yere kadar. Rumlar, tanınmış devletleri ile tüm adaya sahip çıkma hayalinden asla vazgeçmez. KKTC’de tanınma hedefinden asla vazgeçmeyeceğini dünyaya duyurmalı. KKTC Devletinin dış politikası tanınma olmalıdır.

“Kıbrıs Sorunu”nu çözme çabaları şimdilik durgunluk dönemine girdi. BM’nin, bundan sonra yapabileceği pek fazla bir şey yok. İki ayrı Devlet çözümünün tek çıkar yol olduğu da ortada. Bunu dünyaya kabul ettirmek kolay değil. Güçlü, hazırlıklı ve güven veren bir devlet olduğunu gösterebilecek bir KKTC her zaman kabul görecektir. Bu kökleşmiş devleti bozmak mümkün değildir. KKTC halkı Devletine güvenir. En önemlisi Türkiye Cumhuriyeti’ne güvenir. KKTC Devletinin önündeki en büyük engel tanınmamışlıktır. Bu tanınmamışlığı aşmak ve tanınmaya gitmek gerekir.