Kıbrısta kalıcı bir çözüm ve barış için, Rumlarla birbirimizi düşman değil, eşit komşu ve ortak kabul etmeliyiz.
Fakat geçmişten günümüze yaşanan olaylara bakıldığı zaman,Türklerin Rumlara hep dostça davrandığı,hiçbir dönemde saldırmadığı, sadece saldırılar karşısında kendini savunduğu görülür.
Öte yandan,Rum tarafı 1878den başlayarak adanın tümüne sahip olmak amacı ile , bu idealinin gerçekleştirilmesinde engel gördüğü Türklere 1931,1956-59 ve 1963-74de saldırmış ve büyük can ve mal kayıplarına sebep olmuştur.
Geçmişte yaşananlar geride kaldığına göre artık yeni bir sayfa açılması ve iki halk arasında barış bozucu engellerin kaldırılması gerekir.
Fakat mevcut gerçekler, geçmişte yaşanan tüm acı olaylara rağmen, Rumların hala daha bizimle barışmak niyetinde olmadıklarını gösterir.
İşte bu nedenle, iki halkın gerçek anlamda birbiri ile barışması için, Rumların da artık Türkleri bu adada eşit koşullarda yaşama hakkına sahip komşu kabul etmesi gerekir.
Bu çerçevede, öncelikle Rum meclisinde 1967de alınan ve adanın tümünün Yunanistan ile birleştirilmesi kararı kaldırılmalı;
Bizimle hiçbir ilgisi bulunmamasına karşın, güneyde oynanan futbol karşılaşmalarında, KKTC ve Türk bayraklarının yakılması gibi düşmanlığı körükleyen hareketlerden vazgeçilmeli;
Rum giriş kapılarında,okullarda, askeri kışlalarda, üzerinde Türk düşmanlığını körükleyen yazılar bulunan panolar, kaldırılmalı;
Bizim Rum yönetimi ve yöneticilerine sahte gibi sıfatlarla hakaret etmediğimiz gibi, onlar da ayni şekilde hakaret etmeli;
Bizim güneydeki limanları kullanılmasına karşı çıkmadığımız gibi,onlar da kuzeydekilerin kullanılmasına karşı çıkmamalı;
Rum iş araçlarının kuzeye geldiği gibi, bizim iş araçlarımızın da güneye geçişlerine izin verilmeli;
KKTCde Rum okulu açılmasına izin verildiği gibi, Leymosunda da Türk okulu açılmasına izin verilmeli;
İki tarafın sportif karşılaşmalar yapması sağlanmalı ve yabancı spor kulüplerin kuzeyde maç yapması engellenmemeli;
Sağlık, güvenlik, doğal afetler ve benzeri insancıl konularda iki halkı temsil eden yönetimler arasında, işbirliği yapılmalı;
Taşkent, Atlılar,Türkeli ve diğer yerlerde sivil Türkleri katleden Rumlar belirlenip yargılanmalı;
Kıbrısta geçmişte yaşanan insanlık dışı acı olaylar inkar edilip gizlenmemeli, aksine ortaya konulmalı ve bunlardan ders alınıp tekrarlanmaması gerektiği anlatılmalı;
Avrupa parlamentosunda,temsil edilmemiz engellenmemeli;
Yoksa,bizi 1963te ortaklıktan atan,dünyadan soyutlayan, ambargolar ile yaşamımızı zorlaştıran,kampanyalarla kötüleyen,devletimizi ve yöneticilerimizi aşağılayan ve egemenliği altına almak niyetinde olan Rum tarafını düşman görüp görmememiz hiçbir şeyi değiştirmez.Barış anlaşması yapılmasına da hiç yardımcı olmaz.
Bu nedenle,Türklerin teslim anlaşmasına razı olmasını değil de, iki tarafın da varlığını eşit ortak olarak sürdürmesini sağlayacak bir barış anlaşması yapılmasından yana olan herkes, Rumların artık bizi düşman kabul etmekten vazgeçmesini ve bizimle ortaklığı kabul etmesini istemeli.