6 Mart Pazartesi günkü Politis Gazetesinde yer alan “Eide Kısa Zaman İçerisinde Yeni bir başlangıç Olacağından Emin-Krizin hafifletilmesi İçin Somut Hareketler Bekliyor” başlıklarıyla manşetten yer verdiği Eide ile röportajında, “Eide’nin krizin hafifletilmesine yönelik olarak, bu hafta somut hareketlerde bulunulmasının beklendiğini” aktardı.
Bugünkü krizin hem Enosis Plebisiti konusunda alınan Mecliste yapılan oylama, hem de “Ortaya çıkan tepkilerden ibaret olduğunu” dile getiren Eide, “Taraflardan birinin bu kadar hassas bir zamanda, diğer toplumun temel korkularına dokunan bir konuya isteyerek veya istemeyerek atıfta bulunduğu zaman, bunun gerçek meseleden ibaret olduğunu” ifade etti.
Eide “Her iki tarafın da ezelden beridir, diğer tarafı rahatsız eden kutlamalar yapmakta olduğunu burada söylemem gerekir. Bu kez, daha milliyetçi bir gidişata yönelik küçük veya büyük bir hareket olduğu, yeni bir unsur var. Ancak hiçbir Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı Rumların Yunanistan’la birleşme istediğini gerçekten düşünmüyor” ifadelerini kullandı.
Eide, yanlış bir değerlendirme yapıyor olmasın!.. Eide KKTC’de var olan bazı toplumsal örgütlerden çıkan seslere kulak vererek bu kanaate varmış olabilir mi?
Söylemek istediğim şey, ortalama bir Kıbrıslı Türk’ün, Yunanistan’la birleşme hedefine sahip olan somut bir politika olduğuna inanmadığımdır diyen Eide: “sayın Anastasiadis Meclis kararı karşısında eleştirel durdu. Önceki Kıbrıslı Türk liderlikleri için, “Enosis ruhunun”, Enosis çabasının henüz bitmediği argümanıyla birlikte, kuzeyde bir milli birlik inşa edilmesi için slogan teşkil ettiğini anlamamız gerekir”.
“Enosis kararı, iki taraftan da çözüm istemeyenlere argüman verdi” diyen Eide, liderlerin masaya dönmenin yolunu bulacaklarından emin olduğunu söyledi.
24 Şubat günü yapmış olduğu açıklamada sayın Akıncı: “Hatayı düzeltsinler ertesi gün masadayım” dedi. Kanaatimizce konu bu kadar basite indirgenmemeli!.. Rum liderliği Meclis kararını geri aldırsa ne yazar, aldırmasa ne yazar!.. Önemli olan ve gündemde olan Rum halkının Türk düşmanlığı ve Enosis ruhu ile büyüdüğüdür, bu ruh hali içinde olanlarla bir çatı altında bulunmamızın mümkün olamayacağıdır.
Durum bu merkezde iken sayın Akıncı, “…Müzakereler tümüyle çöktü, bitti demek yanlış olur…” diyerek görüşme sürecinin devamı için kapıyı açık tutmaya çalışıyor. Görüşme süreci tamamen çöktüğü kabul edilmelidir. Konu Kıbrıs Türk halkı açısından çok önemlidir. Görüşme sürecine koptuğu yerden devam edilmemelidir. Görüşmelere sıfırdan başlanmalıdır ve de KKTC’nin yaşatılmasının esas alınacağı yeni bir görüşme süreci olmalıdır..
Yakın geçmişte yapmış olduğu bir açıklamada sayın Akıncı: “..Bugün Rum tarafında yeniden bir Enosis Plebisiti yapılsa Enosis’in onaylanmayacağına eminim..” demişti. Gerçek şu ki , Enosis, Rumların Ruhuna işlemiştir. Rum 1821’de, 1895’te. 1921’de, 1931’de, 1950’de, 1955’te, 1963’te Enosis’i düşünürdü da şimdilerde düşünmüyor olabilir mi? Kesinlikle olamaz!.. Dolayısıyla hedeflenen Birleşik Federal Kıbrıs gibi bir siyasi çözüme evet diyemeyiz. İnsanoğlu bir kere aldanır. Ne de olsa 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti örneği vardır!...
Sayın Akıncı: “…Bir çözümle birlikte Kıbrıs’ın bütünü, hem şimdi, hem de gelecekte , bir bütün olarak 1960’lı yılların başlarından beri eksik olan emniyet ve güven hissine kavuşacaktır. Kıbrıs , iki toplumlu bir federasyon olarak Avrupa Birliğine tam üye olacaktır. AB’nin üyesi olan birleşik bir Kıbrıs , Doğu Akdeniz’de istikrar ve refahın merkezi olacaktır …” diyor.
AB normlarının ve de 4 temel özgürlüğün sınırsız uygulanacağı, Birleşik Federal Kıbrıs’ta mı güven içinde olacağız? Bunun teminatını hiç kimse veremez, bedeli çok ağır olur!... Rumların Enosis hayali ve Enosis sevdası varken, Rum liderliğinin esas hedefi bilinirken, Rumlarla birlikte Kıbrıs Türk halkına gelecek vaat eden siyasi bir çözüme varılamaz. Rum-Yunan ikilisi Enosis diye haykırırken, Enosis Rumların beyinlerinde yaşarken, Rumlarla hiçbir ortak noktamız olamaz…
Sonuç olarak; Rumların hedefi Ada’nın bütününe sahip çıkarak egemenliklerini KKTC topraklarına yaymaktır, Kıbrıs’ı ELEN adası yapmaktır. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yaşatmayıp Enosis hayali ile 1963’te silaha sarılan Rumlarla kurulacak federal bir devlet 1974’ten beri Kıbrıs’ta var olan barış ve huzuru da alıp götürecektir. Böyle bir siyasi çözümde Kıbrıs Türk halkı Girit misali yok olup gidecektir….
Kıbrıs’ta siyasi çözüm ancak KKTC’nin devamı ile olur, KKTC’nin tanınmasıyla gerçekleşebilir...