Ülkemizin başarılı işadamlarından Esin Esmen hem Türkiye hem de ülkemiz için 2020 sonrası ile ilgili farklı bir ekonomik değerlendirmeyi kendi sosyal paylaşım hesabından paylaştı.
İşte Esin Esmen'in paylaşımı:
"2021 Turkiyesi…
KKTC, Pandemi ve toplu eğlence mekanları… Beraberinde gereksiz yasaklar
TL değer kaybediyor.
Hak ettiği bir değer kaybı mı?
Bence hayır.
Enflasyon rakamları tutmuyor, faiz baskısı devam ediyor. Bu doğru ve kabul edilebilir; ama nere göre?
Enflasyon değerlerine göre!
TL, USD, GBP, EURO.
Bence önümüzdeki 3 yılda döviz borçlanma, 3 yılı geçmemek üzere mantıklı görünüyor. Borçlanın demiyorum, kendi görüşümü ve stratejimi paylaşıyorum.
TL önümüzdeki dönemin parlayan yıldızı olacak… Bunu daha önce de söyledim ve ısrarlıyım.
Türkiye ekonomisi hafife alınacak bir ülke değil. Türkiye ülke olarak basit ve ekonomik anlamda toparlaması zaman alacak bir ülke hiç değil...
Bunu hep birlikte göreceğiz.
Akdeniz’deki politik hamleler aslinda Türkiye’nin gücüne ve bölgedeki etkinliğini bir kez daha dünyaya gösteriyor. Türkiye, “Ben buradayım ve kaybedecek hic bir şeyim yok. Sonuna kadar her şeye hazırım” diyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir yandan bölgede güç olmanın gereğini yaparken, diğer yandan da “Bu işler diyalogla çözülür” mesajı veriyor.
Bu cümleleri hafife almayın.
Bunlar doğru zamanda doğru hamleler; doğru cümleler.
Bence, KKTC’den de cumhurbaşkanı, iktidar, muhalefet, bu çağrı ve adımlara güçlü bir ses vermek zorundayız.
Yarın açıklanması beklenen ve Türkiye’nin geleceğini etkileyecek bir proje ile karşımıza çıkılacağı söylendi.
Gece gündüz çalışan üreten bir politika ile Türkiye, bölgede hafife alınmayacak bir ülke olduğunu gösteriyor.
Bunu hep birlikte göreceğiz.
Kurdaki dalgalanma uzun sürmeyecek.
Maximum Aralık ayına kadar diye tahmin ediyorum.
Gelelim bize… Kuzey Kıbrıs’a.
Zor bir süreçten geçmeye devam ediyoruz.
Sağlık önceliğimiz ama bence bir çok şeyi karıştırıyoruz.
Yasaklarla değil, ama tedbirsiz de değil...
Bu pandemi döneminde elde ettiğim yurt dışı deneyimimi paylaşmak istiyorum:
Tüm restorantlar ve caffe bar clup ve buna benzer her yerde sadece çalışanlar maske ve eldiven kullanıyor.
Müşteriler kapalı mekanlarda asla maske veya eldiven kullanmıyor.
Hijyen ön planda.
Ama kesinlikle rezervasyon olmadan asla çat kapı bir mekana giremezsiniz.
Masa, bistro kapasiteniz neyse, o kadar müşteri almak zorundasınız.
Her müşteri kendine ayrılan alan dışında mekanda gezemez ve farklı bir noktada duramaz.
Tedbirler bu kadar net ve kesin.
Mantık şu:
Bu sadece devletin tedbirleri değil mekanı işleten kişiler de ciddi bir tedbir alıyor.
Neden?
Bugün yüzde 50 kapasitede çalışıyor ve gereken önlemleri almıyorsanız, tamamen kapanacaksınız.
İşletmenizde yaşanacak bir ihmal veya bulaş, sizin markanıza gelecek yıllarda da zarar verecek.
Kimse kısa vadeli düşünmüyor, ama bugünü düşünerek, bugünü kurtararak uzun vadeli planlamasını yapıyor.
Kısacası hiçbir işletme intihar etmiyor.
Bazen sorumlulukla, açgözlülüğü karıştırmamak lazım.
Yoksa bedeli daha büyük olur."