T. Ocağı’nın iki yabancısı Idan ve Levan sakatlık nedeniyle yok, Remzi ve Ali Özbahar ise listede yazılı ama sakatlık nedeniyle oynama şansları yok, Doğukan ve son haftalarda forma şansı bulan Akın da yok.
Elbette bu isimler önemli eksiklikler ama oynayanların da çoğu sürekli oynayan isimler. İnsan doğru-dürüst iki pas yapar yani…
Oha dışında rakibi çalımla geçen, rakip kalede tehlikeler yaratan futbolcu yok. Ali Avcısoylu iki gol attı, ikisi de Hamitköy savunmasında adam paylaşım eksikliğinden kaynaklandı.
Stoper Kaan anlaşılmaz hatalar yapıyor, Hasan Akkuyu onu öyle kolay geçip topu ağlara gönderdi ki, inanılmaz.
İkinci yarıda Ocak güya baskı kurarak başlamayı düşünerek çok adamla Hamitköy sahasına gelmek istedi ama kaybedilen her top Hamitköy adına atak oldu.
T. Ocağı, belli ki hafta arası oynayacağı kupa maçına konsantre olmuş diyeceğim, ancak hakeme öyle saçma sapan itirazlar, rakibe öyle gereksiz sertlikler yaptılar ki, adeta “Bana kart göster” dediler. Bunların başında da kaleci Cenk geliyor. Önce itirazdan sarı kart gördü, yetmedi daha sonra yine itirazlarına devam etti, hakem ikaz etti, ikinci sarıdan atabilirdi, atmadı. Aynı Cenk, maç sonu sahanın içinden duvara doğru koşarak Hamitköy’lü birini kovaladı.
Diğerleri sanki Cenk’ten farklı mı? Maç biter bitmez rakipleri ile dalaşmaya başladılar. Sanki Kupa maçını onlar değil de biz oynayacağız.
Hamitköy, eksik yakaladığı T. Ocağı karşısında pozisyonlar buldu ama santrafor oynatılan Mustafa Çelik, bu işin erbabı değil. İbrahim Kaba’nın asker olması ve antrenmanlara katılamaması nedeniyle oynamaması Hamitköy’ü gol yollarında etkilemiş.
Yabancıları savunmada ve orta sahada çok çalıştılar. Mert ve Taner, yeğen olarak birlikte ilk gole imza attılar. Ömer de onlar kadar iş yapsa, Hamitköy’ün bu maçı kazanması işten bile değildi.
Hamitköy’de yıldız tereddütsüz Hasan Akkuyu. Bu çocuk ayağına inanılmaz hakim. T. Ocağı’nın sol tarafını hallaç pamuğu gibi attı. Bir gol attı, birçok da pozisyona girdi. T. Ocağı’nda Cenk gibi deneyimli bir kaleci olmasa, skoru değiştirmesi işten bile değildi.