ENOSİS, MAKARİOS VE 15 TEMMUZ 1974 DARBESİ

Abone Ol

19 Şubat 1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları  temelinde 16 Ağustos 1960 Anlaşmalarıyla Kıbrıs Türk ve Rum  halklarının eşit ortaklığına, egemenliğine ve siyasi eşitliğine   dayalı olarak  İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın garantörlüğünde  Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edilir.

1960  Kıbrıs Cumhuriyeti çok iyi niyetle kurulmuştu. Ancak, çok kısa bir süre sonra Makarios   bu anlaşmalarla Kıbrıslı  Türklere fazla haklar verildi diyerek 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Kıbrıs Türk halkına hayat veren 13 maddenin değiştirilmesini  isteyecekti.

1960 Anayasasını değiştirmeyi başaramayan Makarios; 21 Aralık  1963 Kanlı Noel saldırılarıyla Akritas Planı devreye koyarken  esas hedefi   Türk ulusunun  Kıbrıs’taki kökünü  kazımak ve bir tek Türk   bile  bırakmamaktı. İşte bunun içindir ki Makarios: “Türkiye Adaya müdahale ettiğinde  bir tek Türk bulamayacak” diyordu.

15 Temmuz 1974’de Yunan Cuntası desteğinde   Makarios’a karşı  yapılan  darbenin esas amacı  Enosis’i gerçekleştirmekti. Peki ama Makarios neden hedefti? Makarios Enosis istemiyor muydu?  Enosis adına yeminler eden, 15 Ocak 1950 Enosis Plebisiti günlerinde önemli bir rol üstlenen , silahlı saldırılarda bulunan  katliamlarda bulunan yaşamı boyunca Enosis mücadelesi veren Makarios, 15 Temmuz 1974 darbesine maruz kalan Makarios  ayni Makarios değil miydi? Tek bir farkla,  bu konuda gelinen noktada Yunan Cuntası ve EOKA-B ile strateji farkları vardı!..

Makarios’a göre  Enosis’in gerçekleşmesi için konjektür ve  zaman uygun değildi. Makarios’a göre  Kıbrıs Türkleri  yavaş yavaş yok edilmeliydi.  Yunan Cuntasına ve EOKA-B’ye göre ise  daha fazla beklemeye gerek yoktu!.. EOKA-B ve Yunan Cuntası  kendilerince bu zaferi kazanmak için daha fazla bekleyemez ve zamana oynayamazdı!...

Neticede 15 Temmuz 1974’de Yunan Cuntası desteğinde Makarios’a karşı darbe düzenlendi. Makarios’un yerine getirilen  EOKA’cı Nikos  Sampson  daha ikinci gününde Kıbrıs Helen devletini ilan ediyordu.

Darbeden  sağ kurtulan Makarios  Baf’a kaçtı, ardından da İngilizler vasıtasıyla önce Malta’ya daha sonra da İngiltere’ye oradan da ABD’ye  götürüldü.

Bugün  Yunan Cuntası desteğinde EOKA-B ve RMMO tarafından düzenlenen 15 Temmuz  1974 darbesinin  43. Yıldönümüdür.   O günde  siyasi görüşleri farklı diye bu darbede Limasol, Baf, Lefkoşa, Girne  ve Mağusa’da  2000 Rum öldürülmüştü. Eğer Enosis amaçlı bu darbeye karşı  anavatanımız Türkiye  tarafından 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı düzenlenmemiş olsaydı, on binlerce Rum katledilirken uygulamaya konulan Iphestos Planı  ile Kıbrıs’ta bir tek Türk bile sağ  kalmayacaktı. 

15 Temmuz 1974 darbesini bir defa da Makarios’un ağzından  dile getirelim.19 Temmuz’da BM Güvenlik Konseyi’nde konuşan Makarios: “15 Temmuz darbesiyle Yunanistan’ın askeri rejimi  Kıbrıs’ın bağımsızlığını  ihlal etmiştir. Yapılan  darbe  Kıbrıs’ın bir iç meselesi değil,  Yunan işgalidir.  Bu Kıbrıs Cumhuriyetinin  egemenliğini ve bağımsızlığını ihlal eden bir işgaldir…Ülkem Yunanistan’ın işgali altındadır. Kıbrıs’ta Türklerin de Rumların da hayatları tehlikededir… Müdahale ediniz” diyordu… Makarios bu konuşmasını   19 Temmuz 1974  Cuma akşamı  yaparken  saatler de  Kıbrıs saati ile  22.30’u gösteriyordu… 

Sonuç olarak yaptığı konuşma ile  Türkiye’nin elini  oldukça güçlendiren Makarios   Yunanistan’ı  Kıbrıs’ı işgal etmekle  suçluyordu. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’ın tümüne   barış ve huzur geldi.

1983’te KKTC’nin ilanına rağmen federal bir devletin kurulması adına Rumlarla görüşme masasına oturmaya devam edildi.Günümüzde Başarısızlıkla sonuçlanan Crans Montana Kıbrıs Konferansı   da bize göstermiştir ki BM parametreleri çerçevesinde Rumlarla  siyasi bir çözüme   ulaşılması asla mümkün değildir. Bu ancak Kıbrıs Türk halkının teslimiyeti ile olur…

Kıbrıs Türk halkının  güvencesi bağımsız ve egemen devletimiz ve de  Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığıdır. Kıbrıs Türk halkı  olarak özgürlüğümüz için, çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceği için KKTC’nin varlığı ve bekası için  B Planı uygulanmalı ve yeni ufuklar açılmalıdır.