ERENKÖY DİRENİŞİMİZİN 59. YIL DÖNÜMÜNDE AZİZ ŞEHİTLERİMİZİ SAYGIYLA ANARKEN (2)
Erenköy direnişimiz, Kıbrıs Türk Halkının Varoluş ve Özgürlük Mücadelesinin en önemli destanlarından biridir. 8 Ağustos 1964 Erenköy Direnişimizin 59’ncu yıl dönümünde aziz şehitlerimizi, uçağının vurulup düşürülmesinin ardından sağ olarak kurtulan ancak Rum çapulcular tarafından esir alınıp hunharca şehit edilen Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’i minnet ve şükranla anarken Mücahit halkımızı, gazilerimizi saygıyla selamlıyorum.
Kıbrıs Türk Halkının milli mücadelesinde önemli bir yeri olan şanlı Erenköy Direnişi ve bu direnişte şehit düşenler dün düzenlenen törenlerle bir kez daha saygı ile anıldı.
Erenköy Direnişi; bir kahramanlık öyküsüdür. Erenköy Direnişi; Kıbrıs Türk Halkının Milli Mücadele tarihinde, özgürlüğün ve kararlılığın bir göstergesidir. Anavatanımız Türkiye’de ve İngiltere’de üniversite öğrenimlerini yarıda bırakarak Kıbrıs Türk Halkının varoluş müdafaasına koşan üniversiteli Kıbrıs Türk gençliğinin Mukavemetçi Erenköy ve bölge halkı ile bütünleşerek gerçekleştirdiği Şanlı Erenköy Direnişi; Kıbrıs Türk Halkının hiçbir şart altında esareti kabul etmeyeceğinin göstergesidir.
6 Ağustos 1964 sabah başlayan Rum silahlı saldırıları, Anavatanımız Türkiye’nin ihtarlarına rağmen daha da yoğunluk kazanınca 8 Ağustos 1964 günü Türkiye, toplam 64 Savaş Uçağının görev aldığı sınırlı Jandarma Operasyonunu başlatmak zorunda kalacaktı.
Rum-Yunan silahlı saldırılarının durdurulmasının sağlanması yönünde 07 Ağustos 1964’te Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti; BM ve NATO’ya başvurdu ancak olumlu yanıt alınamadı ve bunun da bir sonucu olarak Türk Jetleri Kıbrıs üzerinde uçmaya başladı. 07 Ağustos akşamı uyarı uçuşu yapan ve denize bomba bırakan 4 Türk F-100 uçağından ders alınmaması ve Makarios’un Ateş-Kes Anlaşması yapılması için kendine yapılan tekliflere karşı Grivas ve Yorgacis’in bölgede olduğu ve bölgeyi almadan geri gelmeyeceklerini dile getirmesi kabul edilemez bir durumdu..
Bu gelişmelerle birlikte Rum-Yunan ikilisinin öncelikli hedefi Kıbrıs Türk halkının anavatanımız Türkiye ile olan tek deniz yolu bağlantısı olan Erenköy ve bölgesinin Mart 1964’ten itibaren Karadan ve Denizden kesmek olacaktı..
Neticede çok yoğun düşman saldırıları nedeniyle 07 Ağustos günü saat 15.30’da Mansura köyündeki Mali Tepe düştü. Saat 20.00’de Mansura Bölgesi Mücahitlerine, silahlarıyla Erenköy’e çekilme emri verildi. Rum hücumbotları 40 mm’lik toplarla ara vermeden Türk bölgesini dövüyordu. Saat 21.00’de Bozdağ mevzilerimiz, saat 24’te Selçuklu ve Alevkaya mevzilerimiz boşaltıldılar ve de Mücahitler Erenköy’e çekildiler. 4 Türk köyünün halkı Erenköy’e sığınmıştı.
08 Ağustos 1964 günü saat 16.15’te düşman mevzilerini ve takviye güçlerini vuran Türk Savaş Uçakları hemen bir gün sonra saat 13.05’te nihai darbeyi indirir. Bu arada Grivas ve Yorgacis bir Helikoptere binerek bölgeden kaçarlar ve bölgeye bir daha dönmezler..
Ayni gün saat 14.15’te bölgeye saldıran 2 Yunan Savaş Uçağı da Türklerin üzerine bomba yağdırır ve 2 Mücahit şehit olur. Erenköy Savaşının başlarında Türkiye müdahale ederse kurtaracak Türk bulamayacak derken Türk Savaş uçaklarının iki günlük harekatından sonra Rum-Yunan ikilisi Ateşkese razı olacaklardı.
8 Ağustos 1964’te düşman taarruzu Pashiammos’un Kalifudes sırtlarından yeniden başladı ve de zırhlı araçların ve hücumbotların bombardımanının inkişaf etmesinin ardından saat 16.15’te 2 Türk Savaş Uçağı uyarı uçuşu yaptılar. Saat 15.30’da düşman mevzileri , Pashiammos ve Pomo stratejik noktaları bombalandı . Trodos ve Poli yönlerinden yaklaşan düşman birlikleri yakalanarak yok edildi. Rumlar Alevkaya, Mansura, Bozdağ, ve Selçuklu’yu yakıp yıkıyor ve de hayvanlar bile kurşunlanıyordu. Erenköy’de bir araya gelen 5 köyün kadınları , çocukları mağaralara sığınmış umutla bekleşmekteydiler.
Bu gelişmelerin ardından Ankara’ya gönderdiği mesajında Komutanımız Yrb. Riza Vuruşkan: “Düşman saldırıları bütün şiddetiyle devam etmektedir. Rum-Yunan ikilisi kesin sonuç almak kararındadır. Yarın sabaha kadar direnebiliriz. Yardımımıza gelmezseniz bunu engelleyen büyük milli bir neden olduğuna inanarak öleceğiz. Vatan Sağ Olsun” diyordu.
Gönderilen bu mesaja derhal gelen yanıtta: “Hava Kuvvetlerimiz Hareket Emri Aldı. Keşif Uçuşuna Geliyorlar” deniliyordu.
Bu gelişmeler üzerine İsmet İnönü Hükümeti, Erenköy’e sıkışıp kalan Türkleri kurtarmak amacıyla 8 Ağustos 1964’te , saat 17.30’da Türk Savaş Uçağı (F-100 ve F-86) Erenköy’deki Rum Savaş gemilerini ve askeri birliklerini bombaladı. Türk Savaş Uçaklarının saldırısıyla birlikte Rumlara ait Sahra Topu Bataryaları , diğer bazı silahlar , 5 Rum Şilebi ve 2 Yunan Hücumbotu etkisiz hale getirilirken, uçağı düşürülen ve hafif yaralı Pilot Yzb. Cengiz Topel, hayatının baharında Rumlar tarafından kendisine yapılan işkenceler sonucu şehit olacaktı.
O günde Rauf R. Denktaş’ın; TMT’nin ilk komutanlarından Yrb. Riza Vuruşkan’la birlikte Erenköy’de halkımızla bir arada olmaları bölge halkı için büyük bir moral olmuştu. O günde Rauf R. Denktaş’ın dediği gibi “Erenköy , Milli Bir Ruhun Şahlanışıdır. Erenköy, Anavatanımız Türkiye’ye olan güvendir. Erenköy, Ya İstiklal Ya Ölüm” diyen bir avuç Türk insanının Zırhlı Rum-Yunan Askeri Birliklerinin denizden ve karadan hücumları karşısında anavatan bizi mutlaka kurtaracak” diyerek direnişidir.
Erenköy Direnişi; Anavatanımız Türkiye’de ve İngiltere’de Yüksek öğrenim gören üniversite gençliğinin öğrenimlerini yarıda bırakarak varoluş mücadelesine koşacaktı. Üniversite gençliğinin Mukavemetçi Erenköy ve bölge halkı ile bütünleşerek gerçekleştirmiş olduğu Erenköy Direnişi; Kıbrıs Türk halkının hiçbir şart altında esareti kabul etmeyeceğinin göstergesiydi.
Her zaman olduğu gibi anavatanımız Türkiye, Kıbrıs Türk halkının Erenköy ve bölgesindeki varoluş ve özgürlük mücadelesinde de Kıbrıs Türk halkının yanında olmuştur. O günde Garanti Antlaşmaları çerçevesinde yer alan etkin ve fiili müdahale hakkını kullanan anavatanımız Türkiye; Kıbrıs Türk halkının canına , malına ve mülküne , vatanına saldıranlara hele bir ‘dur’ diyecek ve asla izin vermeyecekti.
Konu ile ilgili olarak 8 Ağustos 2023 tarihli yerel yazılı basınımızda yer alan açıklamasında Erenköy Mücahitler Derneği Başkanı sayın Mustafa Arıkan: “Türkiye’de öğrenci iken direnişe katılmak üzere Kıbrıs’a geldiklerini belirterek, 5 Ağustos 1964’ten itibaren Rumların Ordu, Polis ve Ada’yı Yunanistan’a bağlamak üzere kurulan EOKA terör örgütü vasıtasıyla Erenköy’e büyük bir saldırı başlattıklarını söyledi..
.. Erenköy Direnişinin 8 Ağustos’a kadar sürdüğünü anlatan Arıkan, “Erenköy direnişi, Kıbrıs Türklerinin Çanakkale’sidir . Dünyanın çeşitli yerlerinde eğitim gören 700-800 kadar üniversite öğrencisi direnişe katıldı. Komutanlarımız, bize Çanakkale’de Mustafa Kemal Atatürk gibi ölmeyi emretmişlerdi. Rumların eline sağ geçmemek için canlı yakalanırsak da kendimizi öldürecektik. Şehadetin yöntemi bize kalmıştı. Nasıl Çanakkale Geçilmediyse , Erenköy De Düşmedi ve Teslim Olmadı” şeklinde konuştu.
Sonuç olarak; Erenköy Direnişi, Kıbrıs Türk halkının , büyük Türk milletinin bir onur mücadelesidir. Erenköy Direnişi; Kıbrıs Türk Halkının bu toprakları vatan yapma mücadelesindeki kararlılığın dünyaya gösteren bir direniştir. Erenköy Direnişi Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi : “Eğer Söz Konusu Vatansa Gerisi Teferruattır” anlayışını benimseyenlerin yarattığı destandır.
Erenköy direnişimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kuruluşuna giden yolda verilen büyük bir hamle olacaktı. O günde Kıbrıs’ı Yunan egemenliği altına almayı hedefleyenlere hele bir dur denilmiştir.
59 yıl önce, Anavatanımız Türkiye’de yüksek öğrenimlerini yarıda bırakarak Erenköy’e ayak basan ve aralarında İngiltere’den gelenlerin de yer aldığı yaklaşık 500 kadar Türk genci, Erenköy halkı ile bütünleşerek Erenköy’deki kısıtlı imkanlarla Rum-Yunan ordusuna karşı destansı bir mücadele verilmiş ve de destansı bir direniş sergilenmiştir.
Türk Mücahidinin bu direnişi ile köprü başı konumundaki Erenköy’de Rum-Yunan silahlı saldırılarına karşı konularak püskürtülmüştür. Türk Mücahidinin, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs Türk gençliğinin özgürlük savunmasında gösterdikleri kararlı mücadele ve fedakarlıklarla büyük bir başarı verilmiştir.
Kıbrıs Türk halkı, Türk Mukavemet Teşkilatı etrafında bütünleşerek anavatanımız Türkiye’ye güvenerek yıllarca verdiği mücadelenin sonunda 20 Temmuz 1974 Barış Harekatının mutluluğunu yaşadı.
Yıllarca devam eden görüşme sürecinin olumsuz sonuçlanmasının ardından 15 Kasım 1983’te bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilmiştir.
Sonuç olarak; Şanlı Erenköy Mücahitlerimiz, Bereketçilerimiz, aziz şehitlerimiz ve gazilerimiz bizden bir tek şey istemektedir. Kıbrıs Türk Halkının hangi şartlarda mücadele verildiğini, bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda yaşananları ve bugünkü özgür ortama nasıl gelindiğinin çok iyi bilinmesi ve de bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip çıkılması ve de tanınmasının sağlanmasıdır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..