ERENKÖY DİRENİŞİ’NİN 57’NCİ YIL DÖNÜMÜNDE AZİZ ŞEHİTLERİMİZİ SAYGIYLA ANARKEN
21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarının hedefi, Rum-Yunan ikilisinin Megali İdea hayalleri çerçevesinde 8 saat içerisinde Lefkoşa’da Türkleri teslim almak ve 24 saat içerisinde Ada genelinde etkisiz hale getirerek Enosis’e giden yolu açmaktı.. Türk Savaş Uçaklarının 25 Aralık 1963’te gerçekleştirmiş oldukları ihtar uçuşlarının ardından 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının ardından silahlı saldırılarını ada geneline yaymayı hedeflerken öncelikle Kıbrıs Türk Halkının Anavatanımız Türkiye ile tek deniz yolu bağlantısı olan Erenköy ve bölgesini Mart 1964’ten itibaren karadan ve denizden kesmeye başlayacaklardı..
Erenköy ve bölgesinin Kıbrıs Türk Halkının Milli Mücadele tarihinde daha 1950’li yıllarda başlayan çok önemli bir yeri vardır. 1 Nisan 1955’te faaliyete geçen Rum tedhiş örgütü EOKA’nın silahlı, bombalı saldırılarına karşı Kıbrıs Türk Halkının kendini koruması için Türkiye’den TMT’ye gönderilen ilk parti silahlar 16 Ağustos 1958’de Vehbi Mahmutoğlu ve Asaf Elmas tarafından balıkçı teknesiyle taşındı ve de bu Ağustos 1964’e kadar devam edecekti..
Dillirga olarak bilinen Erenköy, Bozdağ, Mansura, Alevkaya ve Selçuklu bölgelerini de içine alan 19 km karelik bölge, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın oluşmaya başladığı daha ilk günlerden itibaren kahramanlıklarla dolu mücadele tarihinde yediden yetmişe bütün fertleriyle yerini almış ve Kıbrıs Türk Halkının haklı mücadelesinde bir mihenk taşı olmuştur.
Erenköy, 1 Ağustos 1958’de kurulan Türk Mukavemet Teşkilatının Lefke Sancağına bağlı bir Kovan Bölgesi olup 5 Türk köyünden ibaretti. 1960 Resmi Nüfus sayımına göre; Erenköy’de 299, Bozdağ’da 232, Mansura’da 127, Alevkaya’da 123 ve Selçuklu’da 66 Türk yaşıyordu.. 1963 Kanlı Noel saldırılarının başladığı o günde Erenköy ve bölgesi Kıbrıs Türk Halkının Anadolu’ya tek açık penceresi durumundaydı..
Bu bölgenin kendi kontrollerinde olmamasını kabullenemeyen Rum Liderliği Erenköy Türk bölgesinin direnişini kırarak 5 km sahil şeridini ele geçirerek Kıbrıs Türk Halkı adına gelecek her türlü ikmali önlemek ve olası bir Türk çıkartmasında bu sahilin kullanılmasının önüne geçmek amacıyla Erenköy bölgesinin işgalini gerekli ve önemli görüyorlardı!..
Rum-Yunan ikilisinin , Megali İdea hayalleri çerçevesinde yer alan 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarına karşı Kıbrıs Türk Halkı TMT etrafında bütünleşerek Anavatanına güvenerek büyük mücadeleler verecekti. Kıbrıs Türk Halkı bu mücadeleyi verirken o günde Anavatanımız Türkiye’de ve İngiltere’de öğrenim gören Kıbrıs Türk gençliği uçakla Kıbrıs’a gelmek isterken Rum liderliğinin buna izin vermemesi üzerine anne, baba ve diğer büyüklerinin bu ölüm kalım savaşı devam ederken öğrencilerin yüksek tahsillerini sürdürmeleri mümkün değildi. İnönü Hükümeti tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak gençlerimizin Erenköy’e çıkmalarını sağlarken bu gençlerin 497’i Anavatanımız Türkiye’den ve 71’i de İngiltere’den olmak üzere 568 kişi olup önceleri botlarla, ilerleyen günlerde de hücumbotlarla Erenköy’e çıkmışlardı..
Konu ile ilgili olarak ; KKTC’de Tören, Bayram ve Anma Günleri adlı kitabında sayın Mehmet Salih Emircan şöyle diyor: “500’ü aşkın gencin gruplar halinde Erenköy’e çıkmasına onay verilmesinin ardından 31 Mart 1964 gecesi yola çıkan gönüllü kafilesi, 1 Nisan 1964 günü, Türk Subayı Yarbay Sadi Eninanç Başkanlığında Erenköy sahiline adım atmış ve başlayan bu takviye operasyonu 3 Eylül 1964’e kadar , toplam 11 kafile olarak devam etmiştir..”
Bölgenin stratejik durumu nedeniyle gerekli görülerek; TMT’nin ilk Komutanı E. Alb. Ali Rıza Vuruşkan’ın yanında 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının alındığı günde BM’de yapmış olduğu konuşması nedeniyle Rum Hükümetinin Adaya girmesini yasakladığı Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf R. Denktaş ve de Milliyet Gazetesi Yazarı Ömer Sami Coşar 31 Temmuz 1964’te Erenköy’e çıkmışlardı.. Bu gelişmeyle birlikte Lefke Sancağı’na bağlı “Kovan” olan Erenköy’de 3 Ağustos 1964’te Erenköy Sancağı kurulur ve de TMT’nin ilk Komutanı E. Alb. Ali Rıza Vuruşkan “Akıncı Bey” kod adını alırken Erenköy, Erenköy Sancak’ı adıyla Erenköy Bölgesi mücadele tarihimizdeki yerini şerefle almıştır..
5 Km’lik sahil hattını ele geçirerek bölgedeki Türklerin dünya ile bağlantılarını kesmek, silah, yiyecek ve personel takviyesini önlemek ve bu sahillere yapılacak muhtemel bir Türk çıkarma hareketini önlemek isteyen Rumlar, 06 Ağustos 1964 tarihinde General Yeoryos Grivas ve Yardımcısı General Karayannis komutasında bütün cephelerde Havan ve Topların desteğinde ve BM kontrol ve gözetleme noktalarını da yıkarak genel taarruza geçerler. Bu saldırıdaki Rum kuvveti, 8. Taktik Gruptan 3 Bölük, 12. Taktik Gruptan 2 Bölük, 206. Piyade Taburu, 31. Komando Bölüğü, 6 zırhlı araç, 185. Sahra Topçu Birliği’nden 1 Batarya , 81 milimetrelik Havan Takımı ve 3 Hücumbottur.
Çok yoğun düşman saldırıları nedeniyle 7 Ağustos günü saat 15.30’da Mansura köyündeki Mali Tepe düşmesinin ardından saat 20.00’de Mansura Bölgesi Mücahitlerine, silahlarıyla Erenköy’e çekilme emri verildi. O günde, Rum hücumbotları 40 mm’lik toplarla ara vermeden Türk bölgesini dövüyordu. Saat 21.00’de Bozdağ mevzilerimiz, saat 24.00’te Selçuklu ve Alevkaya mevzilerimiz boşaltıldılar. Mücahitler, Erenköy’e çekilirken 4 Türk köyünün Halkı da Erenköy’e sığınmışlardı.
6 Ağustos 1964 sabahı başlayan Rum saldırıları, Anavatanımız Türkiye’nin ihtarlarına rağmen daha da yoğunluk kazanınca , 08 Ağustos 1964 günü Türkiye toplam 64 uçağın görev aldığı sınırlı Jandarma operasyonunu başlatmak zorunda kalacaktı..
07 Ağustos akşamı uyarı uçuşu yapıp denize uyarı için bomba bırakan 4 Türk F-100 uçağından ders alınmaması ve Makarios’un, ateşkes antlaşması yapılması için kendisine yapılan tekliflere Grivas ve Yorgacis’in bölgede olduğu ve bölgeyi almadan geri gelmeyeceklerini söylemesi üzerine 08 Ağustos 1964 günü saat 16.15’te düşman mevzilerini ve takviye güçlerini vuran Türk Savaş Uçakları hemen bir gün sonra saat 13.05’te nihai darbeyi indirirken bu arada Grivas ve Yorgacis bir Helikoptere binerek bölgeden kaçacaklardı!.
Kıbrıs Türk Halkının Anavatanımız Türkiye’nin desteğinde tarih yazdığı Erenköy’de en üzücü hadiselerden biri 8 Ağustos 1964 günü harekata katılan ancak uçağının düşürülmesi sonucu hafif yaralı olarak Rumlara esir düşen Pilot Yzb. Cengiz Topel’in hayatının baharında henüz 30 yaşında Kıbrıs Türk Halkının özgürlük mücadelesine destek verdiği bir günde kendisine yapılan kahpece işkenceler sonucunda şehit edilmesidir. Şehit Yzb. Cengiz Topel’in Kıbrıs Türk Halkının kalbinde ayrı bir yeri vardır. Kıbrıs Türk Halkının, büyük Türk Milletinin Pilot Yzb.Cengiz Topel’e duyduğu sevgi ve saygısı kuşaktan kuşağa aktarılacak ve canlı tutulacaktır..
9 Ağustos 1964 sabahı Yunan Savaş Uçakları Erenköy’e ateş açtılar. Yunan uçaklarının bu hava saldırısında Okul, Cami ve bazı evler isabet aldı. Ayni gün saat 14.15’te bölgeye saldıran 2 Yunan uçağı da Türklerin üzerine bomba yağdırması sonucu 2 Mücahit şehit olurken ayni gün Türk jetleri belirlenen hedefleri vurmaya devam edeceklerdi.
9 Ağustos 1964’te ABD Dışişleri Bakanı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nden harekatı durdurmasını istedi. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı İsmet İnönü, ABD’ye, Kıbrıslı Rumların ertesi gün saat 9.00’a kadar saldırılarına son vermeleri halinde hava harekatını bitireceklerini, aksi halde harekata devam edeceklerini bildiriyordu..
Erenköy Savaşının başlarında Türkiye müdahale ederse kurtaracak Türk bulamayacaktır diyen Makarios Türk Savaş Uçaklarının iki günlük harekatından sonra ateşkese razı olur.. Erenköy Savaşı sırasında Rumlar 53 ölü, 125 yaralı verirken , Kıbrıs Türk halkı 16 şehit veriyordu.
Erenköy bölgesi mücahitlerinin , sivil halkının ve tahsillerini yarıda keserek yardımlarına koşan öğrenci mücahitlerin denize dökülmesine Anavatanımız Türkiye müsaade etmez ve sınırlı bir Jandarma Hava Harekatıyla düşmanı tuzla buz ederken özgürlük savaşını yürütmekte olan Yüce Türk Ulusunun ayrılmaz ve kopmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk Halkına yeniden yaşama, direnme ve istikbal için ölçüsüz bir umut verecekti..
8-9 Ağustos 1964 Kıbrıs Hava Harekatı ve Erenköy Savaşı ile Kıbrıs Türk Halkına yapılacak saldırılara Türkiye’nin en ağır biçimde cevap vereceğini dosta, düşmana göstermesinin bir sonucu olarak bu harekattan sonra, 1967’ye kadar, Kıbrıs Türk Halkına yönelik ciddi bir saldırı olmayacaktı… Gerçek şu ki; 8-9 Ağustos 1964’te Anavatanımız Türkiye’nin gerçekleştirmiş olduğu Erenköy Hava Harekatı, 20 Temmuz 1974’te gerçekleşecek Barış Harekatı’nın habercisi olmuş olacaktı…
9 Ağustos günü saat 13.05’te 64 Türk uçağı , 568’i öğrenci olan 740 kadar Mücahidi ve Erenköy Sancağı Halkını kurtarmak için Rum birliklerini bombalayarak çok büyük zayiat verdirince Makarios Yönetimi paniğe kapıldı. BM Barış Gücü aracılığında bir “Ateş Kes” için müzakere yapmayı kabul etmek zorunda kaldı. 10 Ağustos 1964 günü “Ateş Kes” imzalandı.
Anavatanımız Türkiye’nin 8-9 Ağustos 1964’te Erenköy bölgesinde gerçekleştirmiş olduğu bombardımanlar, Türkiye’nin o güne kadar gerçekleştirmek istediği 4 müdahale niyetinin, ilk kez müessir bir şekilde gerçekleşmesiydi.. Konu askeri yönden ele alındığı zaman böyle bir bombardımanın ardından bir çıkarma hareketi gelmesi gerekiyordu. İşte bunun içindir ki bu bombardımanlar Atina’da heyecan ve paniğe neden olmuş ve Yunan Hükümeti , Yunanistan’ın hiçbir zaman Türkiye ile savaşı göze alamayacağını, Türk-Yunan dostluğuna önem verdiğini ve Kıbrıs meselesinin barışçı yollardan çözümünü arzu ettiğini Türkiye’ye bildirmişti.. Bu bombardımanlar bir süre için Türkiye-Yunanistan ilişkilerini yumuşatırken diğer yandan da art niyetli Yunanistan Kıbrıs’a asker çıkarmaya devam edecek ve de 1967 yılına gelindiğinde Kıbrıs’taki Yunan askeri sayısı 15 000’ni de geçecekti…
Sonuç olarak; Kıbrıs Türk Halkının siyasal tarihinde, Türkiye’de ve İngiltere’de Üniversitede öğrenim gören yüzlerce Kıbrıslı Türk öğrencinin Erenköy’e çıkarak bölgede yaşayan Türk Halkı ile birlikte yarattığı bir destan olan 8 Ağustos 1964 Erenköy Savaşı, Kıbrıs Türk Halkının Varoluş ve Özgürlük Mücadelesinde 1960 Garanti Antlaşmasının sağladığı müdahale hakkını fiilen ilk kez kullandığı bir harekattır.
Kıbrıs Türk Halkı 11 yıl boyunca TMT etrafında bütünleşerek Anavatanına güvenerek büyük mücadeleler verdi. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’ta iki bölgelilik oluştu, Kıbrıs’a barış ve huzur geldi. Yıllarca devam eden görüşme sürecinden sonuç alınamayınca 15 Kasım 1983’te bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi..
Erenköy Direnişi, Kıbrıs Türk Halkının bir onur mücadelesidir. Erenköy direnişi; Kıbrıs Türk halkının Anavatanımız Türkiye’nin desteğinde bu toprakları vatan yapma mücadelesindeki kararlılığını dünyaya gösteren bir direniştir.. Erenköy Direnişi Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “ Eğer Söz Konusu Vatansa Gerisi Teferruattır” anlayışını benimseyenlerin yarattığı bir destandır..
Rauf R. Denktaş’ın dediği gibi: “Erenköy Milli Bir Ruhun Şahlanışıdır. Erenköy, Anavatanımız Türkiye’ye olan güvendir. Erenköy; “Ya istiklal Ya Ölüm” diyen bir avuç insanın, zırhlı Yunan ve Rum askeri birliklerinin denizden ve karadan hücumları karşısında “Anavatan Bizi Muhakkak Kurtaracak” diyerek gerçekleştirdiği direnişidir..
Erenköy Direnişinin bir diğer önemli yanı Kıbrıs Türk Halkının can ve mal güvenliği söz konusu olduğu herhangi bir günde Anavatanımız Türkiye, etkin ve fiili garantörlüğünü kullanacağının mesajını veriyordu. Kıbrıs Türk Halkı Rum-Yunan saldırılarına karşı Erenköy’deki direnişiyle tarihi bir mücadele sergilemiştir.. Şanlı Erenköy Direnişimizin Kıbrıs Türk Halkının Varoluş ve Özgürlük Mücadelesinde çok ayrı bir yeri vardır.
8 Ağustos 1964 Erenköy Direnişi, Kıbrıs Türk Halkının mücadele tarihine şanlı bir destan olarak yazılan bir gündür. Erenköy’de yazılan destan, Ada genelindeki Mücahitlerimize büyük bir moral verdi.. Anavatanımız Türkiye’de İnönü Hükümetinin, havadan dahi olsa , gerçekleştirmiş olduğu askeri müdahale Mücahitlerimizin, Mücahit Halkımızın moralini yükseltirken Anavatanımız Türkiye’nin Kıbrıs Türk Halkını Rum-Yunan ikilisinin insafına terk etmeyeceği inancı ve düşüncesini güçlendiriyordu..
Türk Ordusunun 18 Mart 1915 tarihinde kazandığı Çanakkale Zaferi; Türk Kurtuluş Savaşının bir başlangıcı sayılıyorsa, 8-9 Ağustos 1964’te Erenköy’de yazılan destan da 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’na giden yolun habercisi olacaktı… Erenköy Destanını Türk Milleti tarihin sayfalarına ve yüreklerine gömdü.
Aziz şehitlerimizin mekanı Cennet Olsun, Nurlar İçinde Yatsınlar. Onları Yüreklerimize Gömdük. Gazilerimizi saygıyla selamlıyorum. Hayatta olanlara sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyorum..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…