Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, liyakat ve hukuki güvenlik ilkelerinin önemine vurgu yaparak, liyakat ihlalinin Anayasa’ya aykırılık seviyesinde hukuki bir sakatlık olduğunu kaydetti.
Esendağlı, liyakat ilkesinin devlet organları tarafından standart ve adil bir şekilde uygulanmamasının ülkedeki sorunların en büyük sebebi olduğunu savundu, kamuda aksaklıklara yol açan yasal düzenlemelerin değişmesi gerektiğini belirtti.
Kuzey Kıbrıs’taki taşınmaz mallara ilişkin Güney Kıbrıs mahkemelerince yapılan tutuklamalara işaret eden Esendağlı, “Rum kesiminin, Kuzey Kıbrıs’ta gerçekleşen fiilleri suç haline getirmesi ve bireyleri bu suçları işler duruma düşürmesi, bu şekilde bir endişe iklimi yaratması ne hukuki ne de insani açıdan kabul edilebilirdir.” dedi.
947 aktif avukat
2024 kayıtlarına göre şu anda ülkede 947 aktif avukatın olduğunu söyleyen Esendağlı, ihtiyaç fazlası mezun sorunun bu sektörde de endişe verici boyuta geldiğini ifade etti, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖDAK’a tedbir alması çağrısında bulundu.
Esendağlı, 6 Şubat'taki deprem felaketinde kaybedilen canların hakkının aranması için yargı sürecinde tüm taraflarla birlikte ailelerin yanında olduklarını ve birlik içerisinde mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.
Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, 2024-2025 Adli Yılı açılış töreninde, Kuzey Kıbrıs barolarını temsilen bir konuşma yaptı.
“Ana ekseni ‘kamuda liyakatın sağlanması’ olan bir kamu reformu yapılmalı”
Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, kamu yönetiminde “liyakat ilkesi” konusuna değinerek başladığı konuşmasında, KKTC Anayasa Mahkemesi’nin 2021'de oy birliğiyle verdiği bir karardan alıntılar yaptı. Yüksek Mahkeme’nin kararında “liyakat ve hukuki güvenlik ilkeleri” ile ilgili saptamalar yaptığına işaret eden Esendağlı, “Buna göre, liyakat ilkesinin ihlali Anayasa'ya aykırılık seviyesinde bir hukuki sakatlıktır.” ifadelerini kullandı.
Esendağlı, ülkedeki sorunların bir kısmının çözüldüğünü ancak daha fazlasının kronikleşerek büyüdüğünü belirterek, “Bu sorunların en birinci sebebinin, kamu yönetiminde hayati öneme haiz liyakat ilkesinin devlet organları tarafından standart ve adil bir şekilde uygulanmaması olduğu gözden kaçırılmamalıdır. “ dedi.
Esendağlı, “Kamu hizmetlerine ilişkin görev ve özellikle yetkilerin, tam anlamıyla liyakatlı kişilere teslim edilmesi halinde; bunların mümkün olan en iyi nitelikte yerine getirileceği çıkarımı, aklın gereğidir.” diye konuştu.
Barolar Birliği olarak kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi için önerilerini de paylaşan Esendağlı “Ana ekseni ‘kamuda liyakatın sağlanması’ olan bir kamu reformu yapılması suretiyle kamunun tüm alanları için aksaklıklara yol açan yasal düzenlemeler değiştirilmelidir.” dedi ve bu konuda katkı koymaya hazır olduklarını ifade etti.
“Başımıza böylesi bir felaket gelmeden bu şekilde bir ve bütün olabilmemizin yolu yok mudur?”
Esendağlı, Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinde İsias Otel enkazı altında kalan Şampiyon Melekler’e ivedi ve etkili bir şekilde ulaşılmasının ve ülkeye getirilmesinin gerçekten bir devletleri olduğunu hissettirdiğini kaydederek, kaybedilen canların haklarının aranması için başlatılan yargı sürecinde ailelerin yanında bir bütün olarak mücadele ettiklerini belirtti.
“Başımıza böylesi bir felaket gelmeden bu şekilde bir ve bütün olabilmemizin yolu yok mudur?” diye soran Esendağlı, ülkenin, çocukların refahını sağlayabilmek ve ortak iyiyi gerçekleştirmenin birlik olmak için yeterli sebepler olduğunu söyledi.
- “Bahse konu davalarda tutuklular açısından tarafsız ve adil bir yargılama yapılacağını beklemek gerçekçi değil”
Konuşmasında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi mahkemeleri tarafından Kuzey’deki mallara ilişkin yapılan tutuklamalar ve kararlara de yer veren Esendağlı, Kıbrıs sorunun en büyük mağdurunun, uluslararası hukuka ve uluslararası topluma entegre olmuş devlet yapısından dışlanan Kıbrıs Türk toplumu olduğunu, buna rağmen siyasi liderliklerin çözüme en uzak noktada olduklarını savundu.
Rum tarafında an itibarıyla tutuklanan 4 kişi aleyhine KKTC tarafından koçan verilmiş taşınmazların tasarruf, kullanım ve satışına ilişkin suçlamalar getirildiğini kaydeden Esendağlı, şöyle konuştu:
“Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü gerçekleşmeden, devam eden siyasi uyuşmazlığın en önemli başlıklarından biri olan mülkiyet sorununa ilişkin Kıbrıslı Türklerin ya da KKTC’de yasal olarak iş yapan kişilerin bireysel olarak hedef alındığı cezai yaptırımlara başvurulmasının haklı ve yasal bir tarafı bulunmadığı açık ve net olarak ifade edilmelidir.
Rum kesiminin yaptığı yasalarla; gerek yerel, gerekse Avrupa Birliği mevzuatı bakımından yargısal yetkisinin veya egemenliğinin bulunmadığı Kuzey Kıbrıs’ta gerçekleşen fiilleri suç haline getirmesi ve bireyleri bu suçları işler duruma düşürmesi, bu şekilde bir endişe iklimi yaratması ne hukuki ne de insani açıdan kabul edilebilirdir. “
Bahse konu davalarda tutuklular açısından tarafsız ve adil bir yargılama yapılacağını beklemenin gerçekçi görünmediğini kaydeden Esendağlı, bu durum karşısında KKTC’nin bu haksız uygulamalara karşı uluslararası toplumun bilgilendirilmesi için gerekli girişimleri yapması ve mağdur edilen vatandaşlarının uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde hak aramasına destek vermesi gerektiği düşüncesini paylaştı.
“YÖDAK’ın ise yükseköğrenime girişte seviye tespit sınavı ve kontenjan sınırlaması yetkisini kullanması acil ve zaruridir”
Barolar Birliği Başkanı Esendağlı, ülkedeki avukat sayısına da değinerek, 2024 kayıtlarında aktif 947 avukatın meslek icra ettiğinin görüldüğünü kaydetti, ihtiyaç fazlası mezun sorunun meslek açısından endişe verici bir boyutta olduğunu kaydetti.
Esendağlı, Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulunarak, orta eğitimden başlayacak şekilde ciddi bir eğitim planlaması yapması ve öğrencileri yetenekleri ile uyumlu doğru alanlara yönlendirmesi gerektiğini belirtti, bunun yanında YÖDAK’ın ise yükseköğrenime girişte seviye tespit sınavı ve kontenjan sınırlaması yetkisini kullanmasının acil ve zaruri olduğunu söyledi.
Avukatlık mesleğini tercih etmek isteyen öğrencilere de seslenen Esendağlı, avukatlığın ancak özel bir sevgi ve ilgi duyularak yapılabilecek meşakkatli bir meslek olduğunu ifade etti, bir şeyi tüm eziyetlerine rağmen sevebilmenin bir yetenek olduğunu vurguladı.
Geçen yıl avukatların mesleklerini icra ederken yaşadıkları sıkıntıları paylaştığını, bu sıkıntıların ne yazık ki bu sene de devam ettiğini dile getiren Esendağlı, Başbakan’ın bu noktada taleplerine her zaman karşılık vererek, çözüm üretmeye çalışmasına rağmen esas meselenin sistemsel, standart, iyileştirilmiş kamu hizmetlerinin yer aldığı bir rejimin yaratılması olduğunu belirtti.
“Hukukun üstünlüğünün, demokrasinin, insan haklarının, yargı bağımsızlığının korunması için sürekli nöbetteyiz”
Esendağlı, yurttaşları ve avukatları etkileyen bir diğer konunun ise Polis ve Savcılık uhdesindeki ceza dosyası tanzim yetkisi olduğunu söyleyerek, bunun “peşin cezalandırmaya yönelik bir baskı aracı olarak kullanılmasına” tepki gösterdi. “Son yıllarda itham altına alınmış; ancak duruşma neticesi suçu kanıtlanarak mahkum edilmiş tek bir avukat bile bulunmamaktadır.” diyen Esendağlı, meslek icrası esnasında bir ithama uğrayan avukatla ilgili polis ve savcılığın hassasiyet göstermesi gerektiğini ifade etti.
Barolar Birliği'nin, avukatların tümünün oluşturduğu, görev ve sorumluluklarının haiz olduğu önemin bilinciyle hareket eden kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü olduğunu kaydeden Esendağlı, hak savunucu olarak bugüne kadar yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi verdi.
Esendağlı, “Partner şiddetine uğrayan, ekonomik olanaktan yoksun kadınlara da desteğiz; yolda tek başına yürüyen Abu Bakar’a da… Hukukun üstünlüğünün, demokrasinin, insan haklarının, yargı bağımsızlığının korunması için sürekli nöbetteyiz.” ifadelerini kullandı.
Esendağlı, yeni adli yılın hayırlı olmasını dileyerek konuşmasını sonlandırdı.