Fatoş'la Kitap Dünyası Fatoş'la Kitap Dünyası
Haftanın En Çok Okunan Kıbrıs Kitapları:
  • Her Şeye Rağmen-Küfi Birinci Meral Tekin Birinci
  • Güçük Prens - Kıbrıs Türkçesi - Antoine de Saint-Exupery
  • Dut Karası - Candaş Yolga
  • Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Suçlar ve Cezalandırma Prensipleri - Rauf Kürşad
  • Bladan'dan Batum'a - Dr Tahsin Gözmen (1891 - 1983) - Soyer Gözmen
Haftanın En Çok Okunan Dünya Kitapları:
  • Martı Jonathan Livingston - Richard Bach
  • Yaşlı Adam ve Deniz (İhtiyar Balıkçı) - Ernest Hemingway
  • Gece Yarısı Kütüphanesi - Matt Haig
  • Hayat İmkansız - Matt Haig
  • Keşke Tanımasaydım Seni - Zeus Kabadayı
 
 
 
Martı Jonathan Livingston - Richard Bach
 
Durgun denizin minik dalgacıkları üzerinde, güneşin altın gibi ışıldadığı pırıl pırıl bir sabahtı.Sahilden bir mil uzaklıkta, denizi kucaklarcasına ilerleyen bir balıkçı teknesi, martılara kahvaltı zamanının geldiğini haber veriyordu. Binlerce martı, bir lokma yiyecek için mücadeleye girişmişti bile. İşte zor bir gün daha başlıyordu...
 
 
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Suçlar ve Cezalandırma Prensipleri - Rauf Kürşad    
 
Kıdemli Yargıç Rauf Kürşad, iki yıllık bir çalışmanın ürünü olan kitapta, 1965 yılından 2020 yılı sonuna kadar yayımlanmış Yüksek Mahkeme kararları ışığında, ülkedeki ceza mevzuatında düzenlenen suçlar, bu suçlara öngörülen cezalar ve cezalandırmanın hangi prensipler tahtında yapıldığını, ağırlaştırıcı ve hafifletici faktörlerle birlikte ele aldı.
Çalışmanın ilk bölümünde ceza türleri incelenirken, ikinci bölümünde cezalandırma ile ilgili genel prensiplere yer verildi.  Üçüncü bölümde ise suç türlerine yer verilip bu suç türlerine ilişkin prensipler ve suçlara takdir edilen cezalar ayrı ayrı ele alındı.
 
 
 
 
HAFTANIN KİTABI
Keşke Tanımasaydım Seni - Zeus Kabadayı
  • Seni böyle kaybedeceğime, hiç tanımasaydım keşke.
 
  • Hala aynı yerdeyim, bıraktığın yerde. Ben senden sonra hiçbir yere gidemedim.
 
  • Uzaktan SEVİYORUM seni Sen OLMASAN DA olur...
 
  • Yanında bir tek ben kalmışken… Beni de Kaybettin Tadını çıkar
 
  • Suyunu çok koyarsan solar öyle işte...
 
  • Kendine İYİ BAK İhtiyacın olacak
 
  • Ama ne yaptıysam olmadı. Ben de sonunda yenildim. Herkesten çok savaş verdim, onun için kavga ettim, olmadı. Bağırdım, çağırdım, olmadı. Güzel konuştum, olmadı. ...... aldım, olmadı. Ve ben bu savaşta yenilen taraf değil, aslında havlu atan taraf oldum. "Tamam," dedim, "pes, sen kazandın, madem bu kadar yalnız kalmak istiyorsun, al. Al, yalnız kal o zaman. Ne yapacaksın, kimden hırsını çıkaracaksın çok merak ediyorum." Sonra ne mi oldu? Herkesten tek tek özür diledi. Ben hariç...
 
  • Ben suyun altında nefes almaya çalışan biri gibi görüyorum kendimi. Bir şeyler iyi gidiyorsa kesin bir problem olacak gibi hissediyorum. Her an her şeyin değişeceğini düşünmek zorunda kalıyorum.Sorunlar üst üste geldikçe alışma duygusundan nefret ediyorum. Ve her şeyi kaldırıp atmak istiyorum.
 
  • Sana ne lazım ? Galiba huzur lazım. Huzuru bulana kadar gitmem lazım, eğer sevmiyorsa oradan gitmem lazım. Sarılınca sarılmıyorsa görmek lazım, tamam değilse hayır demek lazım.
 
 
HAFTANIN YAZARI :  MATT HAİG

 
Matt Haig, 3 Temmuz 1975’te Sheffield, İngiltere’de dünyaya geldi. Hull Üniversitesi’nde İngilizce ve Tarih bölümlerinde okudu. Yazar, akademik olarak başarılı olma konusunda bir hırsa sahip olmasa da edebiyata olan ilgisi nedeniyle Leeds Üniversitesi’nde İngiliz edebiyatı üzerine yüksek lisans yaptı.
Bu uzmanlık sürecinin ardından, belki de sorumluluklarından kaçmak için İbiza’ya taşınan yazar, bir parti organizatörünün yanında çalışmaya başladı. O sıralarda sevgilisi olan (artık eşi) Andrea Semple ile birlikte yaşıyordu. 1999 yılında İbiza’da hayatının ilk büyük depresyon atağını geçirdi. Küçüklüğünden beri anksiyete problemleri yaşayan Matt Haig neredeyse kendine zarar vermesine neden olacak bu tecrübeden sonra İngiltere’deki ailesinin yanına döndü. Bu süreçte yaşadıklarını ve depresyonu nasıl atlattığını anlatan kitabı Yaşama Tutunmak İçin Nedenler, yazarın kişisel gelişim türünde sayılabilecek ilk kitabı oldu.
İngilizce öğretmeni, genç yaşlarda yazmayı sevdiğini fark eden Matt Haig’i yazar olma konusunda cesaretlendirdi. Ona, kitap okumanın da bir video oyunu kadar eğlenceli ve heyecanlı olabileceğini gösteren de yine İngilizce öğretmeniydi. Hatta Haig bir röportajında Gece Yarısı Kütüphanesi romanındaki Bayan Elm karakterini bu öğretmeninden esinlenerek yazdığını söylüyor.