Rum-Yunan ikilisi dün olduğu gibi bugün de siyasi çözüme gidilen yolda uzlaşmaz tutumlarını devam ettiriyorlar. Dün olduğu gibi bugün de Kıbrıs Türk halkının özgürlük, egemenlik, eşitlik ve de self-determinasyon haklarını, bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’ni görmezden gelerek Kıbrıs Türk halkını ‘azınlık’ hakları ile ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyetine yamalamak istiyorlar.
GKRY lideri Anastasiadis ve Yunanlı yetkililer her fırsatta “Kıbrıs Helenizm’inden”, “Helenizm’in ortak çıkarlarından ve hedeflerinden” söz etmektedirler .
Biraz gerilere giderek karşılaştırma yapacak olursak dün olduğu gibi bugün de olası bir siyasi çözümle ilgili görüşlerinde ve düşüncelerinde zerre kadar bir iyileştirme görmemiz mümkün değildir.
2008’de GKRY Dışişleri Bakanı Markos Kiprianu İngiltere’de gerçekleştirdiği temaslarda Kıbrıs’ta iki devletli anlaşmaya karşı çıkıyordu. İngiltere’deki “Rum-Yunan Kardeşliği” örgütünün , “Kıbrıs’ın bağımsızlığı” için verdiği akşam yemeğinde konuşan Kiprianu “İki tarafın tek egemenlik tek vatandaşlık ve tek uluslararası şahsiyete sahip olacak federasyon çözümü hedefine sahip olmasının olumlu olduğunu” dile getirerek şöyle diyordu.
“a. Yeni federe devlet Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dönüştürülmesinden ortaya çıkacak federasyon olmalı; iki bağımsız devletin birleşimi olmamalı…
b. Garantiler olmayacak. Kıbrıs’ın AB tam üyesi olması en iyi garantidir.” Kaynak: 1 Kasım 2008 tarihli Yeni Volkan Gazetesi , s.3
08 Temmuz 2015’te “Çözüm, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı olacak” diyen Anastasiadis: “Üniter devlet, iki bölgeli , iki toplumlu federasyona dönüşecek. Zürih Anayasası üniter devlet içinde bir çeşit federasyon öngörür” diyordu. Kaynak: kibrissondakika.com/cozum-kibris-cumhuriyetinin-devami-olacak/
15 Eylül 2015’te de, ‘Sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federasyona dönüşmesi konusunda Anastasiadis: AB üyesi olan ve bir an bile AB üyesi olmaya ara vermeyecek ; imzaladığı uluslararası anlaşmalar yürürlükte kalmaya devam edecek ve AB’nin diğer ülkelerinin gerisinde kalmayacak bir devletin dönüşüm yoluyla oluşması için müzakere yapıyoruz” diyordu. Kaynak: www.kibrisadahaber.com/kibris-cumhuriyeti-nasil-federasyona -donusecek-19140
18.09.2016’da ise KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı : Ada’da kurulması hedeflenen federal yapıda KKTC’nin Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’ne dönüşecek”diyordu. Kaynak: www.milliyet.com.tr/cumhubaskani-akinci-dan-flas-kibris-2312871
Bugün de GKRY Başkanı Anastasiadis : “AB’ne üye bir devletin 2017 yılında üçüncü bir ülke tarafından garanti edilmesi mümkün değildir” diyor.
Yine yakın geçmişte Washington’da German Marshall Fund adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği etkinlikte konuşan Anastasiadis, Yunanistan ve İngiltere garantörlük istemiyor. Bu konuda tek ısrar eden Türkiye’dir… Türk ordusunu istemiyorum” diyor…
İngiltere’nin adada egemen üsleri vardır. Güney Kıbrıs’ın AB’ne katılım töreninde, ek olarak imzalanan protokolle de adadaki üslerini garanti altına almıştır. Garantilerden vazgeçmesi İngiltere için önemli değildir. Yunanistan ise hem AB üyesi olarak hem de yaptığı ikili anlaşmalarla Kıbrıs’ta asker bulundurmaya ve ebediyen Kıbrıs’ta kalmaya devam edecektir.
Sonuç olarak; Rum-Yunan ikilisinin hedefi Türk askerinin Kıbrıs’tan çıkarılmasıdır. Rum-Yunan ikilisinin hedefi anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin ortadan kaldırmaktır. Rum’un hedefi “Sıfır garanti, sıfır asker” politikası ile garanti anlaşmalarını sulandırmaktır.
Rum bunu sağladıktan sonra gerisi kolaydır. Kıbrıs Türk halkı olarak bu konuda birlik ve beraberlik içinde hareket ederek anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin aynen devam etmesini istemeliyiz. Garanti Anlaşmaları sulandırıldığı anda Kıbrıs Türk halkı Girit misali yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.
Birleşik Federal Kıbrıs gibi siyasi bir çözüm Kıbrıs Türk halkına gelecek vaat etmemektedir. Rum-Yunan ikilisinin oyununa gelmeyelim. Kıbrıs Türk halkına düşen görev bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’ni yaşatmak ve tanınmasının sağlanması için zaman kaybetmeden harekete geçmektir…