Federasyona son

Abone Ol

Rum lider Anastasiadis  son açıklamasında şöyle dedi:  “Dönüşümlü başkanlığın kabul edileceği geçmişte uzlaşılmış bir şey... Ancak garantilerin, müdahale hakkının ve Türk askeri varlığının kaldırılması şart...”  Peki, Crans-Montana’daki çıkmazın nedeni gene Anastasiadis’in kabul edilemez istekleri değil miydi? Crans-Montana müzakereleri “federasyon çözümünü” sonlandırmamışmıydı? Şimdi KKTC halkı, KKTC Devleti ve Hükümetinin “Biz KKTC Devleti olarak Rumlarla bir federasyon çözümünü istemiyoruz.” açıklamasını yapmasını bekliyor.  Böyle bir açıklama yapılmadığı takdirde ve böyle bir politika uygulanmadığı takdirde, KKTC halkı yeni bir müzakere sürecine sürüklenecek. Bu da KKTC Devletinin sonu demektir... Bakın Anastasiadis daha neler söylemiş: “Modası geçmiş garantiler, tek yanlı müdahale hakları ve adadaki Türk askeri varlığına son vermek gerekir. Yani askerlerin sayısının çözümün uygulamaya girdiği ilk günden etkin şekilde azalması ve devamında kuvvet sayılarının 1960 düzeyine indirilmesi ve eşzamanlı olarak çekilme takvimi ve denetim mekanizmalarında anlaşılmış olması gerekirdi. Türkiye’nin askeri varlığı ve Kıbrıs Türk toplumunun Türkiye’nin ekonomik kontrolünde olması, sürdürülebilir devlet perspektifini sıfırlar.” Anastasiadis diyor ki: “İşte bizim bu isteklerimiz kabul edilmediği için müzakereler çöktü...”

Anastasiadis’in anlamak istemediği bir konuyu biz ona anlatalım: Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve KKTC Devleti arasında yapılmış ekonomi ve güvenlik anlaşmaları var. Bu anlaşmalar yürürlükte kalmaya devam edecektir. KKTC  Devletinin tek güvenliği, garantilerdir. Bu değişmez.  Çok önemli bir konu daha var. 35 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devletinin statüsü değişmez. Yani 35 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devleti yaşamaya devam edecektir ve eninde sonunda tanınacaktır... İşte Anastasiadis bunları anlamak ve kabul etmek istemiyor. Ancak Anastasiadis’in neyi kabul ettiği ve neyi kabul etmediği hiç mi hiç önemli değil. Önemli olan bizim KKTC bağımsız, egemen devleti olarak ne yapacağımıza karar vermektir. BM’ye KKTC  halkının bir federasyon çözümü istemediğini bildirmek bu kadar zor mu? HHHayır değil... 35 yıldır kendi bağımsız, egemen devleti içinde yaşayan KKTC halkına zorla  “federasyon çözümünü” kabul ettiremezsiniz. “Federasyon” müzakerelerinin tekrar başlama ihtimali var oldukça, KKTC Devleti hiçbir yere varamaz. Üstelik “federasyon” müzakereleri başladığı anda KKTC bağımsız, egemen devletinin ortadan kalkma tehlikesi ile karşı karşıya kalırız.

Anastasiadis diyor ki: “Ankara ile Kıbrıslı Türkler arasındaki göbek bağı kesilmelidir.” Ardından da Anastasiadis bakın neler söylüyor: “Biz federasyon zemini ve Kıbrıs’ın iki bölgeli, iki toplumlu federasyon aracılığıyla birleştirilmesini amaçlıyoruz...” İşte bu açıklamalar ışığında KKTC Devleti ve Hükümeti olarak biz “federasyon çözümünü” istemiyoruz politikasını hemen uygulamaya koymamız gerekiyor. Bu “federasyon” saçmalığına artık bir son vermemiz şart. “Federasyon çözümüne” kapıyı açık tuttuğunuz takdirde, KKTC Devleti’nin varlığını tehlikeye atmış olursunuz.  Anastasiadis’in açıklamaları Rumların neyi hedeflediklerini açıkça ortaya koymuyor mu? Onların hedefi iki “toplumu” kendi Kıbrıs Rum Cumhuriyeti egemenliğinde birleştirmektir. Adamlar ikide bir karşımıza geçip boşuna mı “KKTC Yok Bre” diyorlar sanıyorsunuz. BM’ye hemen şimdi, KKTC Devleti, Hükümeti ve halkının “federasyon çözümünü” istemediğini bildirmek  gerekir. Federasyona son...