Geç kalmış başlangıç!

Abone Ol

Kıbrıs ta çözüm arayışlarında yaşananları yıllardır dillendirmekten bıktık usandık. Ne acıdır ki her seferinde yeni bir oyunla karşılaştık.
Topun çizgilerde dolaştırıldığı, beklenen golün gerçekleşmesine ramak kaldığı günleri de gördük.
Annan planı ile ölüm fermanımıza imza da attık ama olmadı, olamadı.
İyi ki olmadı!
Her seferinde uzlaşının direkten dönmesinin nedenleri dünya ülkeleri tarafından bilinmiyor muydu?
Her gelişme dünyanın gözetiminde gerçekleşiyordu. Hatta “bir adım önde” olma hamlesi bile fark yaratmadı buna rağmen dünya üç maymunları oynamaya devam etti.
Uzlaşıya “hayır” diyen tarafın AB ye dahil edilmesinde bir sakınca görülmüyordu!
Tam iki kez, her ne şart altında olursa olsun uzlaşıya odaklanmış, hatta uzlaşıya ram olmuş görüşmeci seçtik,bunlarla  yola çıktık.
On yılı aşkın süreler içinde anlaşılmaz ısrarlarla federasyona dayalı çözüme sıkı, sıkıya sarılmasına rağmen bir sonuca varmak mümkün olmadı.
İşi yokuşa süren, görüşme masasını terk eden hep Rum kesimi oldu.
Hatta umutsuzluk içinde uzlaşının sonraki nesillere kaldığını dillendirenler bile oldu.
Çok tehlikeli kulvarlara sokulduğumuz halde beceremediler!
Yeni dönemde 5 + 1 olarak isimlendirilen ve Mart sonunda gerçekleşmesi beklenen görüşmelerin konuşulmaya başlanmasıyla birlikte, Güneyin ve Yunanistan ın bildik taktiklerinin ve de söylemlerinin tekrarlanmaya başlanması bardağı taşıran son damlalar oldu!
Esasen KKTC de gerçekleşen son Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki hedef, kulvar değişikliğinin ayak sesleriydi!
Çok da yeni olmayan “İki devlete dayalı çözüm” görüşü geç kalmış bir başlangıcın habercisiydi.
Böylesine keskin bir kulvar değişikliğinin, KKTC de varlığı bilinen ve Federasyona dayalı bir çözümle nikahlanmış kesimlerin tepkileri her zamanki gibi beklenen bir şey!
Hatta daha da ileri giderek Kıbrıs ta tek ulusun varlığı savları içinde hareket eden, savunan, federasyonun “öldü” demekle ölemeyeceği görüşü içinde varlığını sürdüren siyasal yapıların çıkardığı sesler bu gidişi engelleyemeyecek.
Bin sekizyüzlerden beridir iki toplum arasında süregelen çatışmaların, zaman, zaman insan hayatına kastetmelere kadar uzanan yaklaşımların, bir tarafta Megalo idea hedefi içinde adanın tamamına sahip çıkanlarla, karşısındakinin varlığına da saygı duyanların yaklaşım farklılıklarını artık görme zamanı gelip te geçmiştir.
Elli iki yıldan beri zamana oynayan, bu süreler içinde amaçlarına tek, tek sahip olan federasyon oyunu artık son bulmalıdır!