Geçmişe davetiye çıkarmayın!

Abone Ol

Devlet adamlığı zor zanaattır, bunu becerebilmek her babayiğidin harcı değildir!

Hele bizimkisi gibi küçük ölçekli ülkelerde devlet adamlığı havadan gelen yakıştırmalarla mümkün değildir.

Cumhurbaşkanı Akıncı Cumhuriyet Meclisindeki siyasi partileri bilgilendirme toplantısı yaptı. Bu toplantıya muhalefetten başkanlar, iktidar partilerinden Genel Sekreterler katıldı.

İktidarı temsil eden siyasi partilerin Genel Başkanları toplantıya neden katılmadı yaygarası çıkarılarak bu bile politika malzemesi yapılmaya çalışıldı.

Çok merak içindeyim, öyle veya böyle nedenlerle toplantıya ikinci adamların katılmasına tepki gösterenler bu tepkiyi göstermekle devlet adamlığı mı yaptı?

Yoksa Cenevrede hükümet kanadının uyarı niteliğindeki harita vermenin sakıncaları mektubuna hala daha bir yanıt vermemek mi devlet adamlığı?

Yapılan alt tarafı “bilgilendirme toplantısı”

Bildiğini okuma hezayanları sürdürülecekse bilgi verilse ne, verilmese ne?

Karşımızda Türk tarafının hassasiyetlerine zerre kadar önem vermeyen bir Rum anlayışı var!

Meclis Başkanının vurguladığı gibi, güveni bir imza ile yaratmak  geçmişte yaşanılanlara davetiye çıkarmaktır.

Kapılar açıldığından beri Rum kesiminde Türklere yönelik yaşanan olaylar, ezici Türk çoğunluğun Türkiye nin garantörlüğünü şart olarak öne sürmesinin nedenidir.

Geçtiğimiz gün Trodos dağında yaşanan ve kimilerine göre “basit” olarak algılanan, kimilerine göre “Rumların yaptığı ne malum” pişkinliği ile yaklaşılan o olay bile güven duygusunu zedeleyen bir gelişmedir!

Rum Polisinin ve yargısının Türklere karşı olan hadiselerdeki tutumu ise başlı başına bir insanlık ayıbıdır!

İki toplumun çocuklarını bir araya getirerek basketbol oynatmak çare değildir.

İki toplum arasında yapılan etkinliklere, çeşitli başlıklarla gerçekleştirilen beraberliklere, hatta evliliklere para ödülü dağıtmakta çare değildir!

Aksine, böylesi girişimler gerçeklerden kaçmaktan başka bir şey değildir!

Düşmanlık tohumlarını eken esas etkenleri, temelde yatmakta olan gerçek niyeti ortadan kaldırmadan olumlu bir sonuca varmak mümkün değildir.

Gerçeklerden kaçarak meydana getirilecek bir yapı er veya geç başımıza çökecektir.

Bunu görmezden gelerek adımlar atmak, umut tellallığı yaparak Türk halkını körü, körüne bir uzlaşıya hazırlamak cinayettir, geleceği uçurumlara götürmektir.