GERÇEĞİN GÖRÜNENİ

Abone Ol
“Köylü esnaf şehirli el ele vererek içinde yaşadığımız zamanın ne kadar nazik ne kadar ince olduğunu anlayarak ona göre hareket etmemiz en büyük vazifemizdir. Bilmeliyiz ki Rum vatandaşlarımızın bu sırada metodik ve sistematik çalışmaları karşısında bizim her günkünden çok daha fazla birlik ve beraberlik halinde hareket etmemiz tek bir cephe olarak çetin ve sarp yolları aşmamız üzerimize düşen bir memleket borcudur” 1949. 
Dr. Fazıl KÜÇÜK 
 
Geride bıraktığımız 20. Yüzyılın savaşlarla sonlandığı ve hızını alamayan emperyal güçlerin kışkırtmaları ile halklar arasındaki kavgalar ve kırımların destekçisi oldukları biliniyor. Uzun sayılabilecek bir dönemde üzerinde güneşin batmadığı imparatorluk olan İngiltere sonunda kendi adalarına sığınmak durumunda kaldı. Bu şekli ile de görevini Amerika’ya devrediyordu. Ancak sömürdüğü ülkeleri terk ederken düşman ettikleri halklara iç savaşı miras olarak bırakıyordu. Bunlardan yalnızca üç adedinin isimlerini söylemek yeterlidir. Pakistan ve Hindistan arasındaki Keşmir olayı. Filistin’deki Neden Yahu/Hamas İsrail savaşı ve Kıbrıs’taki Türk Rum çatışmaları. Her üç olayda başlayan çatışmaların başladığı tarihler birbirlerine yakındır. 
Şu anda yaşanan savaşların eskiden olduğu gibi genel bir savaş olmadığımı bölgesel savaşların yaşandığına tanıklık ediyoruz. Bunun nedeni emperyal güçlerin kendilerinin doğrudan savaşa katılmayarak maşa olarak kullandıkları ülke yurttaşlarını kullanıyor olmalarıdır. Hamas ile Neden Yahu arasında yaşanmakta olan savaşı kendi yayın kanallarını kullanarak filim izliyor gibi izlemeleri ve dünya kamuoyuna da izlettirmeleridir. Filistin topraklarında yaşanmakta olan savaşta şimdiye dek öldürülenlerin sayısı belirsizdir. Filistin’de yaşanmakta olan soykırım olayları yakın dönemde Bosna’da da BM Gözlemcilerinin gözleri önünde yaşanıyordu. Sırpların öldürdüklerini yine aynı şekilde toplu mezarlara atılırken aynı gözlemciler yine izlemekle yetiniyorlardı. 
Bu gücün sabıkalı bir güç olduğunun unutulmaması gerekiyor. Kıbrıs’ta da benzer olaylar yaşanırken aynı şekilde izleyici konumunda idiler. Aynı kurumun önleyemediği bu olaylarda toplu mezarlardan çıkarılan insan kemiklerini inceleyerek yakınlarına teslim etmeye çalışıyorlar. Önemli olanın insanların kemiklerini teslim etmeden önce öldürülenleri yaşarken yakınlarına teslim etmeleridir. Kıbrıs’ta da emperyal güçlerin eseri olan iç savaşta toplu mezarlara gömülenlerin veya Türk olmadan öldürülmüş olan insanların yakınlarına teslimi KAYIP KİŞİLER KOMİTESİ tarafından yapılıyor. Benzer şekilde Rumların da aynı yöntemlerle kemikleri teslim ediliyor. Teslim edilen Rumların kendi aralarındaki iç savaş sırasında öldürüldüklerinin bilinmesi gerekiyor.  Öldürülen Rumların sayısının Türklere nazaran fazla olduğu bu nedenden kaynaklanıyor. 
Bu ve benzeri olayların yeniden yaşanmaması için halkların kurulan emperyal tuzak ve oyunlara gelmemeleri gerekiyor. Ukrayna’da savaş başlatılırken emperyal ülkeler adı geçen ülkenin önde gidenini göklere çıkararak her türlü silah ve malzeme taşırken şimdilerde yardımlarını sınırlı tutmaya özen gösteriyorlar. Tartışmalı konu da olsa Ukrayna’yı yönetenlerin bazılarının kendilerine verilen askeri malzemeyi savaş yaşayan ülkelere sattıkları belirtiliyor.   
Kıbrıs Türkleri olarak belirli zaman aralıklarında üzerimizde oynanan oyunlara düşmememiz gerekiyor mu ne… 
SEVGİ ile kalınız…  
 
01 – 10 Aralık 2023 günlerinde Ankara Kitap Fuarında kitaplarımı 10-19 saatleri arasında yazarlar bölümünde imzalayacağım. Hepinizi bekliyorum…