Gerçeklerle yüzleşirken!

Abone Ol

Meclis başkanı yaşanmakta olan tartışmalara açıklık gelmesi düşüncesinden hareketle bazı eski tutanakları milletvekillerinin erişimine açtı.
İlk kez gerçekleştirilen bu uygulama ile ilgili olarak Meclis Başkanı Sibel Siber hanımın aktardıkları oldukça çarpıcı açıklama olmuştur.
Kapalı oturumlarda oylama yapılmadığını sadece görüşlerin diler getirildiğini ifade eden Meclis Başkanı oylamanın sadece oturumun gizli yapılıp yapılmaması ile ilgili olduğuna dikkat çekti.
Sayın Meclis Başkanı gerçeklere tutanaklara dayandırarak açıklık getirdi ve
“Cuellar Çerçeve Anlaşma taslağı 17 Nisan 1986 tarihli kapalı oturumda, oylama yapılmamış, harita görüşülmemiştir”dedi.
Ayrıca aynı oturumda Meclise bilgi veren dönemin Dış işleri Bakanı, Kıbrıs Rum tarafından bu çerçeve anlaşmasına ya olduğu gibi kabul veya total ret yanıtından başka bir yanıt gelmesi halinde kabul etmeyeceklerini de mektuba yazarak, BM’ye olumlu bir yanıt vermeyi düşündüklerini söyledi.
Kısaca “ya bu gün bunu kabul edersiniz ya da yapılan teklif geçersiz olacaktır” denmiştir!
Nitekim bu teklife Rum kesimi tarafından ilgi gösterilmemiş %29+ teklifi de kendiliğinden kapanıp gitmiştir.
Cuellar Çerçeve Anlaşması taslağının ele alındığı 17 Nisan 1986 tarihli kapalı oturumda, %29 + nın ne anlama gelebileceğine baktığımızda, ortaya atılan bu oran %30  ya da, %31 veya 35olarak yorumlamanın mümkün olabileceği, yani muğlak bir teklif gibi durduğunu söyleyebiliriz !
Ne var ki sayın Akıncının ortaya koyduğu 29,2  üzerinde böyle bir yorum yapma imkanı  hiç yok.
29,2 ancak pazarlığın üst tavanını teşkil eden bir rakam olarak değerlendirile bilinir!
Hele dört özgürlüğün kabul edilmesiyle toprak konusunda iş çığrından çıkmış hale getirilmiştir!
Rahmetli Denktaş demek ki ihtiyaç hissetmiş ve 29 + önerisini ortaya koyarken getirmiş, KKTC meclisinin bilgisine sunmuş, görüşler alabilmek amacıyla tartışma açmış!
Sayın Akıncı böyle bir yola baş vurdu mu?
KKTC Meclisinin önüne getirip “ben 29,2 teklifinde bulunacağım, siz ne diyorsunuz” dedi mi? 
Sonra da Rauf Raif Denktaş “anti demokratik ti” ha?
Hepsi bir tarafa, kerhen davet alan ve bu davete kerhen katılan hükümet kanadının “harita verilmesin” uyarısı bile dikkate alınmadı!
İnadına harita verilerek en büyük pazarlık kozu elden çıkarılmış oldu!
Kim ne söylerse söylesin, sonuç olarak bizim haklarımızı savunmak yerine karşı tarafın hakları daha çok kollanır konuma sokuldu!