Genç İş İnsanları Derneği (GİAD) KKTC’de sanayinin gelişimi ve yerli üretimin korunmasının, ülkenin ekonomik bağımsızlığı ve sürdürülebilir kalkınması adına temel öncelikler arasında yer alması gerektiğini ifade etti.
GİAD, bir süre önce imzalanan Sanayi Bölgeleri ile ilgili Uluslararası Antlaşma’nın, içeriği ve uygulama alanı açısından, bu hedeflere hizmet etmekten uzak bir yaklaşımı temsil ettiğini savundu.
-“Tek odaklı düzenleme ve liberal ekonomiyle çelişki…”
GİAD’dan yapılan yazılı açıklamada, yasanın, yalnızca Türkiye'de kurulan şirketlere imtiyaz tanıyan yapısının, çağdaş liberal ekonomi ilkeleriyle bağdaşmadığı ifade edilerek, ekonomik iş birliği ve yatırım teşviklerinin, KKTC’nin yerel sanayi potansiyelini, coğrafi avantajlarını ve uluslararası bağlantılarını kapsayacak şekilde, çok daha geniş bir vizyonda ele almasının gerekli olduğu kaydedildi.
Bu tür tek odaklı düzenlemelerin yatırım ekosistemini daraltarak ülkenin rekabet gücünü zayıflattığı belirtilen açıklamada, böyle bir imtiyazın doğru koşullarda ve tüm dünyadaki koşulları sağlayan şirketlere verilmesinin, ülke ekonomisine katkı sağlarken uluslararası alanda da konumunun güçlenmesine zemin hazırlayacağı görüşü aktarıldı.
Ticaretin, siyasetin sınırlarını aşan bir etkisi olduğu vurgulanan açıklamada, "ekonomik güç ve bağımsızlığın, Kıbrıs Türk siyasetinin, 450 yıllık Kıbrıs Türk varlığının tarihten gelen haklarıyla birlikte en güçlü kozlarından biri olduğuna" dikkat çekildi.
GİAD açıklamasında, sanayi bölgelerinin yalnızca %22'sinin üretim yapan yerlerden oluştuğu, geri kalan kısmının depo, garaj ve benzeri amaçlarla kullanıldığına da işaret edilerek, bunun, mevcut sanayi altyapısının doğru değerlendirilemediğini ve kaynakların etkin kullanılmadığını ortaya koyduğu belirtildi.
Açıklamada ayrıca, yeni sanayi bölgelerinin açılması yerine, mevcut bölgelerin verimli kullanılmasına öncelik verilmesi gerektiği kaydedildi.
GİAD açıklamasında ayrıca şunlara yer verildi:
“Türkiye gibi lojistik, maliyet ve pazar avantajlarına sahip bir ülkeden yatırımcıların KKTC'ye olan ilgisi ve motivasyonu sorgulanmalıdır. Bu yatırımcıların talep ve ilgisinin hangi verilere ve ihtiyaç analizlerine dayandığı açıklanmalıdır. Bu bilgiler kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmadığı sürece, düzenlemenin gerçek niyetine dair soru işaretleri artmaya devam edecektir.
Sanayi kalkınması ve uluslararası yatırımlar konusunda, yerli sanayicilerin haklarını gözeten ve eşit yatırım şartlarını sağlayan bir yaklaşım benimsenmelidir.
GİAD olarak, dış yatırımlara karşı olmadığımızı açıkça ifade etmek isteriz. Nitekim turizm, eğitim ve inşaat sektörlerinde yapılan uluslararası yatırımların ülkemize sağladığı katkılar göz ardı edilemez. Bu sektörlerde tüm ülkelere açık ve eşit yatırım şartlarının uygulanması, başarılı örnekler olarak karşımızdadır. Sanayi politikası da aynı anlayışla hazırlanmalı; yerli üretimin korunması ve ülkemizin ekonomik çıkarlarının gözetilmesiyle birlikte, tüm yatırımcılara eşit ve adil koşullar sunulmalıdır.”
GİAD açıklamasında, düzenleme karşısında, "Kıbrıs Türk sanayicisinin en önemli savunucusu olması beklenen Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nın (KTSO) sessizliğe yakın duruşunun hayal kırıklığı yarattığı" ifade edilerek, "geçtiğimiz günlerde yerli üretimin korunması adına eylem yapan bir kurumun, sanayicinin geleceğini tehdit eden söz konusu yasa karşısında cılız bir tepki vermesinin ciddi bir çelişki doğurduğuna" işaret edildi.
Açıklamada, bu durumun KTSO’nun sanayicilerin gerçek çıkarlarını ne ölçüde temsil ettiği konusunda soru işaretleri doğurduğu savunuldu.
-Çözüm önerileri…
GİAD, Kıbrıs Türk sanayisinin sürdürülebilirliği ve yerli üretimin korunması adına çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:
"İmtiyazlar yalnızca yerli sanayicilerin mevcut ve potansiyel yatırım yapma imkânının, sermaye miktarının üzerinde gerçekleşecek yatırımlara ve teknoloji yoğunluğu yüksek yatırımlara verilmeli; ülkemize stratejik katkı sağlayacak sektörler hedeflenmeli.
Tüm yatırımcılar, köken fark etmeksizin eşit koşullarda değerlendirilmeli; yerel sanayicilerin rekabet gücünü artıracak süreli ve amacı belli teşvikler sağlanmalı.
Sanayi bölgelerinde depo ve garaj olarak kullanılan alanların üretime kazandırılması için süresi ve amacı belli teşvikler getirilmeli ve bu dönüşüm için somut adımlar atılmalı, bu süreçte sanayi yatırımını kaybetmiş ve sanayi kuruluşu olma özelliğini yitirmiş yatırımcılarımızın da dönüşüm sürecindeki mağduriyetlerinin giderilmesi de bir sanayi dönüşüm planı kapsamında göz önünde bulundurulmalı.
Yatırımcıların motivasyonları ve ülkeye sağlayacakları katkılar şeffaf bir yaklaşımla değerlendirilmeli, kararlar, ortak akıl ve geniş bir istişare mekanizmasıyla alınmalı.
Sonuç ve çağrı…
KKTC’nin ekonomik kalkınması, yerli üretimin korunması ve uluslararası yatırımların sağlıklı bir şekilde teşvik edilmesi; vizyoner, şeffaf ve toplumsal çıkarları gözeten bir yönetim anlayışını gerektirmektedir. Bu yasa, mevcut haliyle bu hedeflerin hiçbirine hizmet etmemektedir.
GİAD olarak, yerli sanayicimizin haklarını savunmaya ve ekonomimizi sürdürülebilir bir geleceğe taşımak adına mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız. Kıbrıs Türk toplumunu, sanayicilerimizi ve karar alıcılarımızı, daha adil ve etkin bir sanayi politikası için ortak hareket etmeye davet ediyoruz.”