BM’den çifte standart BM’den çifte standart

Ersoy, Mayıs TV’de katıldığı bir programda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu, hükümetin uygulamalarını eleştirdi. 
Bağımsızlık Yolu'ndan verilen bilgiye göre, Ersoy, eğitimin bugünkü noktaya süreç içinde gelindiğini, kamusal eğitimin altının yıllar içerinde oyulduğunu, sonrasında da ailelerden kıyafet, "gayri yasal" kayıt parası, kırtasiye, tuvalet kâğıdı parası bile istendiğini aktardı. 

Devletin yatırım yapmak yerine konteyner sınıf vizyonunu ortaya koyduğunu ifade eden Ersoy, 90 tanesi ilkokullar olmak üzere 218 konteyner sınıfın okullara yerleştirildiğini belirtti.
Ersoy, bu konteyner sınıfların altyapı sorunları olduğuna dikkat çekerek, konteynerlerin okullara yerleştirilmesiyle eğitiminde büyük önem taşıyan oyun alanlarının da azaldığına vurgu yaptı. Ersoy, "Kamusal eğitimin geri götürülmesinden kim çıkar sağlıyor, kim zarar görüyor ona dikkatle bakılması gerek" dedi. 
Okulların geç açılması konusuna da değinen Ersoy, bakanlığın da hükümet edenlerin de bilinçli bir şekilde kamu okullarında, kaliteli, demokratik, laik ve ücretsiz bir eğitim verilmesini istemediğini savundu. 

Bu durumdan okul ücretlerini istediği gibi artıran özel okulların kârlı çıktığını ileri süren Ersoy, yapılması gerekenin özel okullara giden teşviklerin kesilmesi, vergi muafiyetlerinin kaldırılması, vergilendirilmesi ve kaynağın doğrudan kamusal eğitime harcanması olduğunu ifade etti.
Ersoy, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi'ni de Kıbrıs sorunu ve emek meseleleriyle ilgili eleştirdi. 
Bağımsızlık Yolu için hükümete gelmenin iktidara gelmek anlamını taşımadığını vurgulayan Ersoy, ülkedeki sorunların karşısında durmanın hükümete gelmekle başarılamayacağını söyledi.
KKTC devletinin bağımsız ve egemen bir devlet olmadığını savunan Ersoy, gerçek anlamda iktidar olma yolunun, gerçek anlamda iktidar odaklarına muhalefet etmekten geçtiğini söyledi.
Bağımsızlık Yolu olarak siyasal mücadele anlamında emekçileri müttefik seçtiklerini belirten Ersoy, emekçilerle beraber onların çıkarı için, egemenlerin çıkarına dokunarak, somut taleplerle mücadele ve muhalefet edilmesi gerektiğini vurguladı.

-“Dışardan nüfus akışı sağlayan eğitim ve inşaat sektörlerine sıkı denetim sağlanmalı…”
Nüfus politikasıyla ilgili yıllardır sorunlar yaşandığına dikkat çeken Ersoy, şimdi şikâyet eden ancak daha önce hükümette olan partilerin de bununla ilgili hiçbir şey yapmadıkları görüşünü dile getirdi. 

Bağımsızlık Yolu’nun bununla ilgili net somut önerileri olduğunu aktaran ve ilk etapta nüfus sayımının yapılması gerektiğini söyleyen Ersoy, dışardan nüfus akışını sağlayan eğitim ve inşaat sektörlerinde denetiminin sağlanması gerektiğini ifade etti.
-“Çağdaş bir vatandaşlık yasası oluşturulmalı…”

Ersoy, kimlikle giriş-çıkışların acilen durdurulması gerektiği görüşünü de dile getirerek, muhacerette daha denetleyici unsurların olması gerektiğini söyledi.

Yerli iş gücündeki işsizlik oranı belirli bir rakamın altına düşene kadar yeni çalışma izinlerinin verilmemesi gerektiği görüşünü de savunan Ersoy, dışardan sürekli ucuz iş gücü taşındığını, bu ucuz iş gücünün de kölelik koşullarına varacak durumlar oluşturduğunu söyledi.  
Ersoy, “Bunun karşısına emekten yana bir çizgi çekerseniz nüfus politikasını düzenleyebilirsiniz" dedi. Ersoy, çağdaş bir vatandaşlık yasasının oluşturulması gerektiğini, Bakanlar Kurulu'nun istisnai vatandaşlık verme yetkisinin olmaması gerektiğini ve vatandaşlığın belli somut kriterlere bağlanması gerektiği görüşünü de savundu.