Hayvancılar, Tarım Bakanı’ndan, üreticiye pahalıdan satıldığını belirttiği arpa ve kaba ot fiyatlarına ilişkin açıklama; hayvancıya satılan su ve çiğ süt fiyatı konusunda ise düzenleme çağrısında bulundu.
Hayvancılar Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları, ithal ete verilen iznin “üreticiyi terbiye etmek” amacıyla alındığını savunarak, terbiye isteyenin sektörde haksız kazanç elde edenler olduğunu söyledi.
Naimoğulları, Bakanlığın sektörün diğer paydaşlarına ilişkin “serbest piyasa bahanesini kullandığını" öne sürerek, “Serbest piyasa kasaba var, restorancıya var, aracıya var, marketçiye var. Üreticiye de terbiye var. Böyle bir şey olamaz. Herkese serbest piyasa, hayvancıya terbiye” diye konuştu.
Naimoğulları, fiyatlardaki pahalılığın denetim eksikliğinden kaynaklı olduğunu öne sürerek, hükümet tarafından denetim yapılması ve haksız kazanç elde edenlere cevabın verilmesini istedi.
Hayvancılar Birliği, Bakanlar Kurulu'nun et ithalatına izin veren kararına ilişkin Tarım Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı.
Hayvancılar, ilk olarak Tarım Bakanlığı’nın önünde basın açıklaması yaptı, ardından ise içeriye girerek Tarım Bakanı Dursun Oğuz'un odası önüne siyah çelenk bıraktı. Çelengin sadece “ithal ete tepki koymak" amacıyla değil, “beceriksiz, denetim özürlü ve hiçbir şekilde üreticinin hakkını koruyamayan bir Tarım Bakanlığı”’ olduğu gerekçesiyle konulduğu ifade edildi.
Bakanlık önünde açıklama yapan Hayvancılar Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları, dün arpaya zam yapıldığını belirterek, arpa fiyatının 260 dolar olmasına rağmen hayvancıya satış fiyatının 360 dolar olduğunu öne sürdü.
Söz konusu fiyatlara "hayvancının mecbur edildiğini" belirterek Sayıştay’ı göreve çağıran ve hesap sorulmasını talep eden Naimoğulları, arpa fiyatı düşükken ihaleye çıkılması için birçok kez çağrıda bulunduklarını ancak geç çıkılmasından dolayı hayvancının yüksek fiyatlara arpa almaya zorlandığını savundu.
Devletin arpaya verdiği 54 milyon lira desteğin de tüccara yaradığını ile süren Naimoğulları, “Bu bir suç duyurusudur” diyerek, kimin bu ihalelerden para kazandığının ortaya çıkartılmasını talep etti.
Naimoğulları, Bakanlar Kurulu’nun ithal ete izin verilmesine ilişkin almış olduğu kararı da okuyarak, karara ilişkin değerlendirmede bulundu. Kararda yer alan “üreticilerin maliyet ve makul kar oranıyla hayvanları satabilmesi adına”ifadesini eleştiren Naimoğulları, “Siz bizim maliyet ve makul kar oranımızı nereden biliyorsunuz?” diye sordu ve “Üretici kar etseydi kasaplar besicilikten vazgeçmezdi, hayvancı hayvanını ucuza vermezdi” dedi.
Alınan bu kararın amacının “hayvancının terbiye edilmesi” olduğunu söyleyen Naimoğulları, Karar’da yer alan “piyasada canlı hayvan fiyatlarının düşmesi halinde ise et ithali izninin durdurulması” ifadesine de tepki göstererek, “Benim buradan çağrımdır. Bir zamanlar Afrika’dan Namibya’dan et getirmişlerdi. En ucuz et Namibya ve Sudan’dadır. Derhal oradan et getirsinler bu ülkeye” dedi.
Naimoğulları, artan fiyatlara ilişkin Tarım Bakanı’nın hayvancıyı günah keçisi yaptığı da ileri sürerek, Tarım Bakanlığı’nın "politikasız ve günübirlik kararları sayesinde” herkesin hayvancının zam yaptığını düşündüğünü, hayvancının tüketici, kasap ve restorancıyla karşı karşıya bırakıldığını savundu.
Yaşanan pahalılığın satışların gerçek fiyattan olmamasından dolayı olduğunu vurgulayan Naimoğulları, "soygundan vazgeçilmesi gerektiğini" söyledi; “Çobanın kuzusundan aracı mı yiyecek, kasap mı yiyecek, marketçi mi yiyecek, restorancı mı yiyecek? Bu kadar rant nedir?” diye sordu.
Naimoğulları, Tarım Bakanlığı ve hükümeti denetim yapmamakla da suçlayarak, bakanlığı “denetimden özürlü” olarak nitelendirdi ve bundan dolayı halkın mağdur olduğunu savundu.
Naimoğulları, hayvancılar adına Tarım Bakanı Dursun Oğuz’dan bazı açıklamalar talep ederek 1 hafta içerisinde cevap vermesi çağrısında bulundu. Naimoğulları, taleplerine bir hafta içerisinde cevap verilmediği takdirde genel eylem kararı alacaklarını duyurarak, “Asla ve asla geri adım yok” dedi.