“Türkiye'nin ardına saklanmayın”
"Saldırının hayatta tercih etmediği bir yöntem olduğunu ifade eden Erhürman, UBP'nin her zamanki gibi imzasına sahip çıkamayarak, Türkiye'nin ardına gizlendiğine dikkat çekti
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Ulusal Birlik Partisi'nin Tatar ve Türkiye Cumhuriyeti'ni özdeşleştirmek gayretinde olduğunu söyledi, protokole yönelik eleştirilerin de "Türkiye'ye saldırı" gibi gösterildiğini belirtti.
Erhürman'ın açıklaması şöyle:
"UBP Genel Merkezi"nden yapılan açıklamada, "Tatar ve Türkiye'ye yönelik yanlış tavırlarımı gözden geçirmeye" davet edilmişim. "Türkiye ile KKTC arasında imzalanan protokol üzerinden Türkiye'ye yönelik yaptığım saldırıların kabul edilemez olduğu" kaydedilmiş. "Tatar'a, Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve onun yetkililerine karşı yapılan bu tür söylem ve hitapları tasvip etmiyoruz" denilmiş.
Tam da beklenen açıklama geldi "UBP Genel Merkezi"nden.
1. Önce Tatar ile Türkiye Cumhuriyeti'ni ve onun yetkililerini özdeşleştir.
2. Sonra, imzaladığın protokole sahip çıkamadığın için, yapılan eleştirileri "Türkiye'ye yönelik saldırı" olarak nitelendir.
3. Nihayetinde, "Tatar'a, Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve onun yetkililerine karşı yapılan bu tür söylem ve hitapları tasvip etmiyoruz" deyip, hangi hitap ve söylemlerden bahsettiğini açıklamayarak, yarattığın bulanıklıktan medet ummaya kalk!
"Saldırı"nın hayatta tercih ettiğim bir yöntem olmadığını UBP'ye oy verenler dahil, Kıbrıs Türk halkının tüm kesimleri bilir. Ne söylediğim, nasıl hitap ettiğim de ortada. Ama her zamanki gibi imzanıza sahip çıkamayıp, Türkiye'nin ardına saklanmaya kalkarak, bu ülkenin ve bu halkın ekonomik olarak en zor döneminde Meclis'e getirdiğiniz bu "iktisadi ve mali işbirliği anlaşması"na yönelik tartışma ve eleştirileri baskılamaksa niyetiniz, bilin ki nafile çaba!
Tatar ayrı bir bahis. Oradaki seviye ve üslubu muhatap almayacağımı daha önce söyledim! İmzaladığınız protokol ve her zaman doğru zeminde iyi ilişkiler olması gerektiğini söylediğimiz Türkiye-KKTC ilişkilerini getirdiğiniz nokta konusunda ise eleştiri yapmaya da, konuşmaya da devam edeceğiz. Ekonomik sıkıntılarla, göçle, varoluş endişesiyle boğuşmak zorunda bıraktığınız bu halkı bildik numaralarla susturamayacaksınız!”
