Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, New York ziyareti öncesi önceki gün Atina'da Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’le görüştü.
Hristodulidis ve Mitsotakis'in gerçekleştirdikleri görüşmede, Kıbrıs Rum tarafı ile Yunanistan’ın milli konulardaki çizgi ve hedeflerinin ortak olduğu teyit edildi.
Mitsotakis “Atina ve Lefkoşa, her zaman olduğu gibi Kıbrıs sorununda ortaya çıkan gelişmeler ışığında adımlarını koordine ediyorlar. Yunanistan hükümeti, müzakerelerin, üzerinde mutabık kalınan çerçeve ve Güvenlik Konseyi kararları temelinde, Crans-Montana'da kesintiye uğradığı noktadan itibaren yeniden başlatılmasına ilişkin Kıbrıs Rum tarafının tutumunu tamamen desteklemektedir.” dedi.
Hristodulidis ise “Defalarca söyledim ve bunda ciddiyim, bizim için mevcut durum, Kıbrıs sorununa çözüm değildir” dedi.

Hristodulidis “Önümüzdeki hafta New York'ta birlikte olacağız, kritik bir hafta… Belirlediğimiz yolda sözlerle değil icraatlarla devam edeceğiz. Müzakerelerin yeniden başlaması için gerekli koşulları yaratacağız” dedi.
Öte yandan Güney'de yayımlanan Fileleftheros gazetesi “Her Şey Tatar’a Bağlı” başlıklı haberinde, Hristodulidis ile Miçotakis’in Kıbrıs sorunundaki çabaların yeniden başlatılamamasının Türk tarafından kaynaklandığı ve bu konudaki engellerin ortadan kaldırılmasının da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın elinde olduğu konusunda hem fikir olduklarını iddia etti.

Hristodulidis ile Miçotakis’in New York’ta bulundukları süre içinde de görüş alışverişinde bulunacağını kaydeden gazete, önceki günkü görüşmenin büyük bir kısmının elektrik bağlantısı projesine harcandığını belirtti.

Nikos Hristodulidis, görüşme sonrasında basına yaptığı açıklamalarda, ikisinin de New York’ta olacağı önümüzdeki haftanın kritik bir hafta olacağını söyledi.

Rum lider Hristodulidis, müzakerelerin yeniden başlamasına ilişkin koşulların oluşmasına ilişkin niyetlerini sözlerle değil, eylemlerle ortaya koydukları yolda yürümeye devam edeceklerini öne sürdü.

Mevcut durumun Kıbrıs sorununun çözümünü teşkil etmediğine dair bilindik tezini de yineleyen Hristodulidis, Türk-Yunan ilişkilerinin normalleşmesiyle birlikte Yunanistan ile Güney Kıbrıs’ın özel bir jeostratejik öneme sahip olan bölgede güvenlik ve istikrar kapısı olduklarını kanıtlamalarına daha fazla katkıda bulunacakları konusunda emin olduklarını savundu.

Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ise konuşmasında Atina ile Rum kesiminin Kıbrıs sorunundaki gelişmeler ve BM Genel Kurulu öncesinde faaliyetlerini koordine ettiklerini söyledi.

Yunanistan ile Güney Kıbrıs’ın, çok çalkantılı bir jeopolitik bölgede istikrar kapısı olduğunu kaydeden Miçotakis, özellikle bu konjonktürde koordinasyon içinde olmalarının her zamankinden daha gerekli olduğunu savundu.

Haberde, Rum Yönetimi Başkanlığı'nın görüşmeye ilişkin konuşması da yer aldı. Açıklamada, Hristodulidis ile Miçotakis'in Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin müzakerelerin yeniden başlaması perspektiflerini ve Türk-Yunan diyaloğuyla bölgesel gelişmeleri ele aldığı kaydedildi.

Hristodulidis ile Miçotakis’in önceki günkü görüşmelerinde BM Genel Kurulu toplantısı çalışmaları için gerçekleştirecekleri New York ziyareti ve orada BM Genel Sekreteri Guterres başta olmak üzere yabancı ülke liderleriyle yapacakları temasları da görüştükleri belirtildi.

Hristodulidis'in, bu çerçevede, her daim BM kararları ve AB ilke ve değerleri temelinde aynı zamanda müzakerelerin bugüne kadarki kazanımlarından faydalanarak, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin müzakerelerin yeniden başlamasına tam anlamıyla hazır olduğunu ve buna ilişkin siyasi iradesini teyit ettiği kaydedildi.

Haberde, Hristodulidis'in geçen çarşamba akşamı Yunanistan’daki Rum örgütleri federasyonunun etkinliğinde yaptığı konuşmaya da yer verilerek, Rum liderin "50 yıllık Türk işgaline" rağmen ayakta olan "Kıbrıs Cumhuriyeti"nin Doğu Akdeniz’de önemli role sahip bir AB üye devleti olduğunu savunduğu belirtildi.

Rum çiftçiler ile UNFICYP mensupları arasında gerginlik Rum çiftçiler ile UNFICYP mensupları arasında gerginlik

Habere göre, Hristodulidis, sözlerinin sonunda "İşgal var olduğu sürece, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın, kurtuluşu sağlamak ve kayıp vatanlar olmadığını kanıtlamak için mümkün olan her şeyi yapma yükümlülükleri olduğunu" söyledi.