GÜNEY KIBRIS’TA EOKA’NIN FAALİYETE GEÇİŞİNİN 66. YILDÖNÜMÜ TÖRENLERLE KUTLANIRKEN

Abone Ol

GKRY Lideri Anastasiadis’in “1 Nisan’ı, Kıbrıs Helenizmi’nin en görkemli günlerinden biri”  olarak nitelendirmesi kabul edilemez. Anastasiadis, Yunanistan’ın bilgisi ve Makarios’un  emri ile Grivas’ın  1 Nisan 1955 tarihinde bombalarını İngilizlere ve Kıbrıs Türk Halkına yönelik olarak patlatarak Kıbrıs’ı kan gölüne çevirdiğini nasıl da unutur!..   Her şeyden önce EOKA, Rum-Yunan ikilisinin Megali İdea hayalleri çerçevesinde  Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için kurulan bir örgüt idi..
Anastasiadis;  EOKA’nın bir  tedhiş örgütü olduğunu bilmezden ve görmezden gelemez!..  Geçmişe dönüp bir bakacak olursak EOKA’nın ve TMT’nin ne olduğunu ne olmadığını , ne zaman kurulduğunu ve ne zaman faaliyete geçtiklerini çok daha iyi görebiliriz..
15 Ocak 1950 Enosis Plebisitinin  hedefinin Enosis’e  giden yolu açmak olduğu ve Plebisit sonuçlarına göre oy kullananların  %96’nın   Enosis’e ‘evet’ dediği   zaten  çok açık ve net olarak bilinmektedir!.. Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskopos’u Makarios II’nin 28 Haziran 1950’de  ölümünün ardından   20 Ekim  1950’de Başpiskoposluk tacını giydiği törende  Makarios III : “And içiyorum: Milli Kurtuluşumuz İçin  Çalışacağım ve Anavatan  Yunanistan’la Birleşmek Ülküsünden, Enosis’ten Asla Sapmayacağım” demişti.
1950 Enosis Plebisit sonuçlarını Yunanistan vasıtasıyla  BM’e taşıyan Makarios III;  dünya kamuoyunun desteğini alabilmek için self-determinasyon hakkı verilmesini istemiş; ancak 1954’te Türkiye ve İngiltere’nin girişimleri sonucu hedefine ulaşamamıştı..
Kıbrıs Türk Halkını yok edip Adayı Yunanistan’a bağlamak için kurulması hedeflenen EOKA tedhiş örgütü için ilk gizli görüşmeler 2 Temmuz  1952’de Atina’da  Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskopos’u Makarios III’ün başkanlığında yapılmasının ardından  7 Mart 1953’te bir “İhtilal Konseyi” kurulmuş ve bu konseyin kurucuları Enosis için gizli yemin  etmişlerdi.
Rumların adaya ilk silah sevkiyatı “Mücadele Komitesi”nin kararı ve  Yunanistan’ın onayı ile  25 Mart 1954’te gerçekleşirken  Yunanistan’dan gemi ile gelen silahlar Baf’ın  Hloraka köyüne ulaştırılmıştı.
Yunanistan’da 1954 yılının ilk günlerinde  “Enosis” faaliyetleri ve örgütlenme çalışmaları başlar. 28 Ağustos 1954 Pazar günü sabahı, subay, devlet görevlileri, politikacı, öğretmen ve iş adamlarından oluşan yüzden fazla en üst düzeyde Yunanlı , Atina’nın  Kifisia semtinde bir Kilisede toplanarak büyük Enosis yemini ettiler. Kaynak: https: //www.mudafaai-hukuk.com.tr/gundem190304.html
Başpiskopos Makarios III’ün  28 Ağustos 1954’te Lefkoşa’da Feneromeni Kilisesinde bir toplantı düzenleyerek Enosis    yemini etmesinin ardından Yunanistan Hükümetinin bilgisi dahilinde  9  Kasım 1954’te E.Albay Grivas adaya çıkması sonrası 1 Nisan 1955’te EOKA  tedhiş örgütü Lefkoşa başta olmak üzere ada genelinde sabahın erken saatlerinde bombalarını İngilizlere ve Kıbrıs Türk Halkına karşı patlatıyordu…
Günümüzde de Rumlar, EOKA’yı “Ulusal Kurtuluş Örgütü” ve EOKA mücadelesini de “Ulusal Kurtuluş Mücadelesi” olarak  sunmaya, EOKA’nın faaliyete geçtiği 1 Nisan 1955’in yıl dönümlerini de ulusal tatil olarak kutlamaya devam ediyorlar..  Geriye dönüp baktığımızda 1950’li yılların   Kıbrıs Türk Halkının  Mili Mücadelesinde önemli bir yeri olduğunu görmekteyiz.  EOKA tedhiş örgütünün 1 Nisan 1955’te  faaliyete geçmesiyle Kıbrıs sorunu değişik bir boyut kazanıyordu..
1955-1958 yılları arasında  EOKA tedhiş örgütünün silahlı, bombalı saldırıları sonucu Kıbrıs Türk Halkı  olmak ya da olmamak  çizgisine gelmişti. Kıbrıs Türk Halkı olarak Kıbrıs’ın  Yunanistan’a ilhakını önleme adına, bu topraklarda tutunma adına  , bu toprakları vatan yapma adına  Kıbrıs Türk Halkı olarak  1955-1958 yılları arasında  yüzlerce  şehit, binlerce  yaralı verdik, binlerce insanımız göç etmek durumunda kaldı..
1955-1957 yılları arasında  EOKA tedhiş örgütü yüzlerce Türkü öldürmüş, 30 Türk köyü yakılıp yıkılmış ve bu köylerde yaşayan insanlar  göçe zorlanmıştı. Rumların bu kadar silahlı ve teşkilatlı saldırıları karşısında  Kıbrıs Türk Halkının  elleri ve kollarının bağlı kalması ve ölümlerini beklemesi düşünülemezdi. Rum’un EOKA tedhiş örgütüne karşı ayni metotla karşılık verilmeliydi. Savunmasız Kıbrıs Türk halkını koruyabilecek bir silahlı örgüte  ihtiyaç vardı..
Bugün kuruluşu 1 Ağustos 1958 olarak kabul edilen Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’nin kuruluşu bir ihtiyaçtan doğmuştur.  Durum bu merkezde iken  Anastasiadis’in ve diğerlerinin TMT’yi “Terör örgütü” olarak  yorumlaması asla ve asla kabul edilemez..
Şubat 1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları temelinde  Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde 16 Ağustos 1960 Lefkoşa Antlaşmaları ile   Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edilirken Rum liderliği bu antlaşmaları Enosis’e sıçrama tahtası olarak görecekti..
Nitekim; 19 Şubat 1959 Zürih ve Londra Antlaşmalarını imzaladıktan sonra 6 Mart 1959’da Ada’ya dönüşünde  gazetecilerin sorularını yanıtlayan Makarios:  “Bu antlaşmalar  Enosis’e sıçrama tahtası olacak” derken  yine o günde kendini Yunan Meclisinde tenkit edenlere  Yunanistan Dışişleri Bakanı Averof:  “..Beyler düşününüz bir kere, Enosis’e İngiliz Sömürge Yönetiminden mi  yoksa  bağımsız  Kıbrıs Cumhuriyeti’nden mi daha kolay gidilir..” diyordu..
Daha o ilk  günlerde Makarios; Kıbrıs’ı küçük bir Yunanistan olarak görmeye başlarken   “1960 Antlaşmaları ile Türklere fazla haklar verildi” diyerek Yunan askerleri desteğindeki EOKA tedhiş örgütünün  21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile  hedefi Enosis’i gerçekleştirmekti. Ama Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) etrafında bütünleşen Kıbrıs Türk Halkı buna müsaade etmeyecekti..
1963-1974 yılları arasında  Kıbrıs Türk Halkı 11 yıl boyunca EOKA tedhiş örgütün ve Yunan askerlerinin katliamlarına maruz kalırken 103 köyden göç etmek durumunda kaldı. Yüzlerce şehit binlerce yaralı verdi.. Kıbrıs Türk Halkı  TMT etrafında bütünleşerek, yıllarca direndi ve 20 Temmuz 1974 Barış Harekatının mutluluğunu  yaşadı..   15 Temmuz 1974’te  RMMO ve EOKA-B’nin Makarios’a karşı düzenlemiş olduğu darbenin esas hedefi de Enosis’in bir an önce gerçekleşmesi sağlamaktı. Nitekim  Makarios’un yerine getirilen Nikos Sampson 17 Temmuz 1974’te “Kıbrıs Helen Devleti”ni ilan etmişti..
Bu gelişmeler karşısında Kıbrıs’tan yükselen seslere kulak veren Anavatanımız Türkiye’nin  düzenlemiş olduğu 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’a barış ve huzur geldi.. Kıbrıs’ta iki bölgelilik oluştu.  Yıllarca süren görüşme sürecinde olumlu bir sonuca ulaşılamaması üzerine 15 Kasım 1983’te   bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi..
Gerçekler bu merkezde iken günümüzde Anastasiadis’in; EOKA mensuplarına  saygı ve hayranlık duyduğunu dile getirmesi ve Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’yi tedhiş örgütü olarak değerlendirmesi   kabul edilemez..  Her  şeyden önce EOKA tedhiş örgütü , Rum Ortodoks Kilisesi  ve Yunanistan tarafından organize  edilen  ve desteklenen  ve de 1955-1958 yılları arasında   Kıbrıs Türk Halkına  terör estiren EOKA bir tedhiş örgütüdür..
Kıbrıs’ta Enosis’i gerçekleştirmek için 1952 yılında Atina’da kurulduğu bilinen  EOKA tedhiş örgütünün  1 Nisan 1955’te  Kıbrıs Türk Halkına ve İngilizlere karşı faaliyete geçişinin 66. Yıl dönümü nedeniyle 1 Nisan 2021’de  Güney Kıbrıs’ta Lefkoşa’da  sabahleyin  öncelikle “Ay.Yoanni” Kilisesi’nde  gerçekleşen törende  Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos tarafından  yönetilen  bir  ayin düzenlendi.
Gerçekleştirilen Ayin’in ardından  yapmış olduğu açıklamada  Anastasiadis:  “1 Nisan’ın, 25 Mart’ın ardından Kıbrıs Helenizminin parlak sayfalarından biri olduğunu savundu.. GKRY Lideri Anastasiadis daha sonra da  Hapishanedeki EOKA’cı Mezarlığını ziyaret etti.. Yapmış olduğu konuşmada Anastasiadis, sömürgecilikten kurtulma hedefine ulaşılmışsa   bunun  birleşik ve ortak hedefe sahip olmalarından, bu mesajın alınması   gerektiğinden söz etti. 
Sözlerinin devamında Anastasiadis: “Kıbrıslı Rumlar bağımsızlıklarını elde etmek için savaştı, Kıbrıslı Türkler maalesef o dönemdeki İngiliz sömürge    gücü tarafından kullanıldı,  yüzyıllardır barış içinde yaşayan iki toplum arasında  anlaşmazlıklar  yaratıldı” ifadelerini kullandı ve de bu ifadeleri kullanırken de  hiç ama hiç utanmadı, sıkılmadı!..
Anastasiadis; ülkenin bugün görünür tehlikelerle  karşı karşıya  kaldığını savundu ve 1974’teki Türk “işgalinin” ardından , toprakların %37’sinin “işgal altında” bulunduğunu ve Türkiye’nin bir bölgesine , iline  dönüştürüldüğünü iddia etti..  KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın EOKA’nın terör örgütü olduğu yönündeki açıklamasını yorumlayan  Anastasiadis: “TMT’den bahsediyorsa bilmiyorum. Eğer TMT’den bahsediyorsa Haklıdır”  ifadesini kullanacak kadar ileri gitti!.. Anastasiadis bu ifadelerini geri almalıdır!..
Sonuç olarak; EOKA terör örgütünün ne amaçla kurulduğu tarih sayfalarında yerini almış olmasına karşın Anastasiadis’in bu söylemleri kabul edilemez. Terör örgütü olan ‘TMT’ değil; EOKA’nın ta kendisidir.. Rumların Enosis’in gerçekleşmesine  giden yolu  açmak istemesi  nedeniyle yıllarca süren federasyon görüşme sürecinden  olumlu bir sonuç alınamamıştır.  
Şimdilerde yapılması gereken  tek şey vardır. Kıbrıs’ta mevcut gerçekler ışığında bir Antlaşma!… Tek Çare: Bağımsız ve egemen iki devletin bir birini karşılıklı olarak tanımasıdır… 
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..