Covid 19 dolayısıyla duran güreşe nihayet hareket geldi. Lefkoşa’daki Rifat Şener Güreş Salonu’nda mart ayından beri faaliyet yoktu.
Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, temaslı spor olan güreş faaliyetlerine izin vermiyor. Dolayısıyla güreş müsabakalarının başlaması beklenmiyor.
Bu durumda oturup beklemek olmaz. Güreş unutulsun mu?
Ferdi olarak güreş mankeniyle antrenman ve eğitim çalışması gündeme gelmeliydi. Bu noktalara KKTC Güreş Federasyonu’nun dikkatini çekmiştim.
Federasyon geçtiğimiz günlerde 12 adet güreş mankeni temin edip kulüplere ikişer adet dağıtım yaptı. Pek tabii ki bu sayı az, ama başlangıç olarak doğru bu karar.
İkinci etkinlik olarak güreş antrenörü kursu biraz geç de olsa nihayet başlatıldı.
Rifat Şener Güreş Salonu’nda başlayan kursa genç antrenör adayları katıldı.
Güreş Federasyonu’na üye kulüplerin çoğunda diplomalı antrenör yok. Bu bakımdan güreş antrenörü kursu zaten çoktan beri bir ihtiyaçtı.
İlk aşamada teorik derslerle antrenör adayları bilgilendirilecek.
Kursiyerler bu etapta diploma alamayacak ama derslere katılanlara birer katılım belgesi verilmesi gerekir.
Ayrıca kursun da bir ismi olmasında yarar var. Güreşe hizmet veren ve hayatta olmayan güreş adamlarının anısına bir isim verilebilir. Güreş sporuna yıllarca hizmet veren Cemal Kanatlı geçtiğimiz günlerde vefat etmişti. Onun anısına bir belge verilebilir.
Güreşseverler Derneği de Rifat Şener Güreş Üstün Hizmet Ödülü’nün 15.cisini verdi. Pandemi dolayısıyla etkinliklerde aksama oluyor. Ödüller, genellikle Rifat Şener’in ölüm tarihi olan 18 Eylül’de veriliyordu. Etkinliklerdeki kısıtlamalar nedeniyle geciken ödül töreni 25 Kasım Çarşamba akşamı gerçekleşti.
Törene Rifat Şener’in torunları Rifat Reşatoğlu ve Mustafa Şener de katıldı. Mustafa Denizgezen, hayatını güreşe adamış bir kişi. Dolayısıyla bu ödül de onun hakkıydı.
Bu arada Türkiye’de güreş camiası geçtiğimiz günlerde büyük bir kayıp yaşadı. Avrupa Şampiyonu Reşit Karabacak, covid 19 hastalığına yakalandı ve hastanede kalp krizi geçirerek vefat etti. Reşit Karabacak, 1983 Kasım ayında o zamanki Kıbrıs Türk Federe Devleti Başkanı olan Rauf Denktaş’ın davetiyle ülkemize gelmişti. Güreş Federasyonu’nun o zamanki başkan rahmetli Ali Kani Kanol ve genel sekreter olarak ben de Reşit Karabacak’ı ağırlamakta yardımcı olmuştuk. Bu bakımdan onun ölümü bizde de büyük üzüntü yarattı. Fakat bu ölüm güreşseverler dışında ülke çapında gündem olmamıştı.
Buna karşılık Arjantinli futbolcu Maradona’nın ölümü ülkemiz çapında büyük gündem oldu. Arjantinli futbolcu, Avrupa şampiyonu Türk güreşçiden daha önemli! Yabancı merakımız bir kez daha kendini gösterdi.