GÜVENİN GÜCÜ

Abone Ol
“Kıbrıs’ı Elen addeden Makarios, Ada’yı Yunanistan’a bağlamak mücadelesinde olduğunu açıklayabiliyor ve ENOSİS’i milli mücadele olarak vasıflandırıyordu. Halbuki 1960 Anayasasında devleti korumak görevi kendisine verilmişti. 1962’de ‘Türk halkı yok edilmedikçe EOKA’nın hedefine ulaşılamaz’ derken büyük bir ülkü addettiği ENOSİS’e hizmet ediyordu”. 1980
                                                                                                                      Dr. Fazıl KÜÇÜK
            Bir yılı aşkın süredir Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürgit ediyor. İtalya-Almanya-Fransa ve İngiltere’yi ziyaret eden Zelenski dönüşünde yaptığı açıklamasında adı geçen ülkelerden daha fazla silah yardımı yapmalarını veya satmalarını buna koşut siyasi alanda da destek istiyordu. Bu arada Ukrayna’nın NATO üyeliği konusunun Genel Yazman tarafından bazı çalışmaları yapmakta olduğu savlanıyor. Temmuz ayında yapılacak toplantıda NATO üyeliği gerçekleşirse Montrö Boğazlar Sözleşmesinin de tartışılması olasıdır. Bu yönlü bir çaba yeni bir paylaşım savaşının fitilini de ateşleyebilir.
            İki ülkede yıkıma neden olan savaşın sonlandırılması gerekirken çabalar yanmakta olan ateşin harlanmasının nedeni olabilir. 1960’lı yıllarda Amerika ile Vietnam arasında yaşanan savaş sonrasında özellikle Amerika’nın silah sanayiini geliştirdiği biliniyor. Bu nedenle şu anda sürgit edilen Ukrayna Rusya arasındaki savaşın da benzer şekilde sonlandırılmasının daha geniş çatışmaya fırsat vermemesi gerekiyor. B 52 ağır bombardıman uçaklarının bu dönemde yapıldığı ve kullanıldığı biliniyor.
            Amerika ile İngiltere başta olmak üzere AB ülkelerinin de Ukrayna’ya silah satma yarışında olmalarına karşın insan haklarından söz ediliyor olmasının değerlendirmesini sizlere bırakıyoruz.
            Karşımızdaki unsurun önde giden siyasetçileri adada müzakerelerin başlatılabilmesi için sıklıkla 2017 yılında Crans Montana’da kaldığı yerden sürgit edilmesini istiyorlar. Bu yönlü açıklamalarla Kıbrıs Türklerinin çözüm istemediğinin türküsünü çığırıyorlar. Ön alma çabası içinde olduğu anlaşılan AKEL Genel Yazmanı Stefanu, hiçbir zaman işgali kabul etmeyeceklerini söylerken adadaki mülkiyet konusunu gözlerden uzak tutmaya çalışıyor. Adada bulunmasına çalışılan çözümün mülkiyet konusunda uzlaşılmadan bir anlam içermeyeceğinin bilinmesi gerekiyor.
            Birleşik Amerika Devletleri karşımızdaki unsura uyguladığı silah ambargosunun kaldırılması sonrasında bugüne değin uygulamaya kısmen de olsa taraflara karşı denge politikası için özeniyor görüntüsünü veriyordu. Son dönemde denge politikasının adı geçen ülke tarafından terkediliyor olması çabalarından sonra Rum Ortodoks Kilisesinin Başpiskoposu Yeoryios da halkına seslenerek silahlanma çağrısı yapıyor.
            Amerika’nın da karşımızdaki unsuru silahlandırma ve BM Genel Yazmanı Antonio Guterres müzakere sürecine ivme kazandırma çabası içinde olurken silahlanma konusu adeta yarışa evrilirken denge politikalarının dinamitlendiği gerçeği ile yüzleşiyoruz.  Arabulucuların müzakere sürecini başlatma çabalarını buzun üzerine yazılmış niyet düşüncesi olarak okumak olasıdır.
            Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak kabul ediliyor olmasının sıklıkla onurlu bir karar olduğunu yinelemek istiyoruz. Karşımızdaki unsur bütün dünyayı uyduruk yalanlarla kandırmaya çalışırken bizlerin de gözlemci üye olduğumuz kuruluş aracılığı ile gerçekleri anlatmamız gerektiğinin altını kalın çizgilerle yineliyoruz.
            Kıbrıs Türkleri olarak uluslararası hukuk ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş Antlaşmalarında var olan haklarımızı duyurmamız gerekiyor mu ne…
            19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Bayramımızı en içten sevgilerimle kutluyorum…