21 örgüt, Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi Emirnamesi sonrası bölgenin inşaat şantiyesi halini aldığını kaydederek endişe belirtti ve bölgede belli çıkar çevrelerinin taleplerini ön planda tutulmasını kabul etmeyeceklerini belirtti
Çıkar çevrelerinin talepleri ön planda tutuluyor
21 örgüt, Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi Emirnamesi sonrasında bölgenin inşaat şantiyesi halini aldığını ve belli çıkar çevrelerinin taleplerini ön planda tutulduğunu vurguladı.
Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi Emirnamesi ve imar planı çalışmaları konusunda basın toplantısı düzenleyen 21 örgüt, bölgede kamu yararının öncelikli olacağı bir planlama yapılmasını istedi. Taleplerini 16 maddede sıralayan ve bölgenin planlı gelişmesine destek veren örgütler, emirname sonrası bölgenin inşaat şantiyesi halini aldığını kaydederek endişe belirtti.
“Belli çıkar çevrelerinin taleplerini ön planda tutan bir plan çalışmasını kabul etmeyeceğiz” diyen örgütler, ilk emirnamede çizilen imar sınırının dışına çıkılmamasını da istedi.
21 örgüt, dün Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nde basın toplantısı düzenledi.
Amaçlarının Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi bölgesinin planlı bir şekilde gelişmesini desteklemek olduğunu kaydeden Refikoğlu Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı çalışmalarına ve bölgede çıkan emirnameye ilk günden beri destek verdiklerine işaret etti.
İlgili çalıştaylara, halkı bilgilendirme toplantılarına katıldıklarını ve görüşlerimizi ilettiklerini ifade eden Refikoğlu, bunu yaparken amaçlarının geleceğe ekonomik, sosyal ve çevresel anlamda sürdürülebilir şehirler bırakmak olduğunu dile getirdi.
“Son bir yıldır bölgemizin inşaat şantiyesi halini alması bizleri düşündürmektedir” diyen Refikoğlu, şöyle devam etti:
“Emirname sonrası da yeterli altyapısı bulunmayan düzensiz yapılaşma daha da hızlanmıştır. Düzensiz yapılaşmanın bu şekilde devam etmesi durumunda çıkarılan Emirname anlamını yitirecek, şu an çalışılan İmar Planı da büyük zarara uğrayacaktır.
Biliyorsunuz ki, 2019 sonunda Mağusa, İskele ve Yeniboğaziçi İmar Planı’nın yürürlüğe girmesi beklenmektedir. Maalesef bu süreçte tüm paydaşların hakkaniyetli bir şekilde rol alamadığını gözlemlemekteyiz. Bir süredir bölgemizde devam eden çalışmalarla ilgili bilgi alamamamız ve çevremizde hızla büyüyen inşaatların yarattığı tedirginlik bizi bir araya getirdi. Sivil toplum örgütleri olarak aşağıda sıralayacağımız maddelerde hemfikir olduk. Yapılan imar planı çalışmasının daha önceki toplantılarda fikir birliğine varıldığı şekilde sonuçlanmasını ısrarla talep ediyoruz. Aşağıda sıralayacağımız maddeler bizlerin kırmızı çizgileridir ve bunun dışında yapılacak olan çalışmayı kabul etmeyeceğiz.”
Refikoğlu, 21 örgütün taleplerini de sıraladı. “Plan yapılırken birinci öncelik kamu yararıdır. Kamu yararı yerine belli çıkar çevrelerinin taleplerini ön planda tutan bir plan çalışmasını kabul etmeyeceğiz” diyen Refikoğlu, şöyle devam etti:
“Bölge için ilk yayınlanan Emirname’de çizilen imar sınırının dışına çıkılmamalıdır. Yaygın ve dağınık bir şekilde gelişen bölgenin daha kontrollü bir hal alması, imar planlarının temel amaçlarından biridir. Yaygın ve dağınık kent gelişimi belediyelerimizin kent hizmetlerini sekteye uğratmaktadır. Kişi başına düşen altyapı maliyetleri artmakta ve karşılanamaz hale gelmektedir. Gelecek nesiller hiç bir zaman çözemeyecekleri ciddi çevresel ve sosyal altyapı sorunları ile yüz yüze bırakılmaktadır.
Bilindiği gibi, imar planları 5 yılda bir revize edilir. Eğer 5 yılın sonunda yeni imar alanlarına ihtiyaç duyulursa, kontrollü bir şekilde bu alanlar açılabilecektir.
Kaçak yapılar hemen durdurulmalıdır. Çevre Etki Değerlendirme raporu olmadan devam eden binalar hemen durdurulmalıdır.
Şehir Plancıları Odası tarafından alınan ara emrine uyulmalıdır. Ülkesel Fizik Plan’a bağlı kalınarak çalışmalar yürütülmelidir. Kıyı şeridimiz, orman arazilerimiz, dere yataklarımız, göllerimiz, verimli tarım topraklarımız, sulak alanlarımız, Tarihi Kültürel Mirasımız vb. mutlak şekilde korunmalıdır.
Bakanlar Kurulu tarafından İskele’de Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne verilen alan orman arazisidir. Emirname’de de bu alan imar sınırının çok uzağındadır. Bu bölgenin imara açılması yerine Üniversite’ye imar sınırı içinde arazi verilmesi ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan çok daha olumlu bir karar olacaktır. Ayrıca İskele’de Üniversite açılıp bölgeye ekonomik katkı sağlama fikri olumlu görünse de şehrin dışındaki bir üniversitenin bölge insanına fayda sağlaması mümkün olmayacaktır.
Yapılacak plan ile mevcut ve yeni yapı alanlarında yeterli sosyal ve çevresel altyapı imkanları sağlanmalıdır. Yeterli sosyal ve çevresel altyapı imkanı sağlanmadan yeni yapılaşmalara onay verilmemelidir. Altyapıdan yoksun olarak, sadece bina yaparak sürdürülebilir gelişme sağlamak mümkün değildir. Bölgelerimizde okul, kanalizasyon, trafik, yaya ulaşımı, toplu taşıma, bisiklet yolu, yeşil alan, park, denizin kirlenmesi vb. birçok altyapı-üstyapı problemi vardır. Yapılacak olan planın bunları çözmesi hedeflenmelidir.
İnşa edilecek yapıların yükseklikleri, yoğunlukları belirlenirken altyapı-üstyapı ve çevre yapılar dikkate alınmalıdır.
Şehirlerimiz içindeki askeri alanların ilerde kamu yararı için kullanılması için çalışmalar yapılmalıdır. Mağusa Suriçi’nin canlanması için çalışmalar yapılmalıdır.
Cittaslow şehir olan Yeniboğaziçi’nin planlaması yapılırken bu cittaslow kriterleri dikkate alınmalıdır. Hızla yükselen binaların arasında cittaslow özelliğinin bu bölgede kaybolacağını düşünmekteyiz.
Planın içerisinde nüfus planlamasına da çok dikkat edilmelidir. En kısa zamanda İçişleri Bakanlığı ve Şehir Planlama Dairesi yöneticileri ve teknik ekibi ile toplantı talebimiz vardır.”
Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu bir soruya karşılık çıkarılan emirnamenin 3 aylık olduğunu ve bu 3 aylık süre zarfında Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nde vizeye giren dosyaların haklarının verildiğini ve bu inşaatları yapacak inşaat şirketi veya müteahhitlerin mağdur edilmediğini belirtti.
Bazı dosyalarda 500 konutluk inşaatların söz konusu olduğuna dikkati çeken Refikoğlu, nüfusu kış aylarında 3 bin, yaz aylarında 9 bin olan İskele bölgesinde 150-200 bin kişiye hizmet eden faaliyetler yapıldığını ve yeni inşaatların önünün açılmaya çalışıldığını söyledi.
Altyapı, üstyapı, park, yeşil alan, toplu taşıma, okul vb gibi olanakların bölgede eksik olduğuna vurgu yapan Refikoğlu, bunların daha öncelikli konular olması gerektiğini belirtti.
Aynı soruyu yanıtlayan Gazimağusa Belediyesi (TDP-YKP) Belediye Meclis Üyesi Ulus Irkad da, ülkedeki itfaiyenin bir yangın anında müdahale edebileceği belli bir yüksekliğin bulunduğunu belirtti ve çok yüksek binaların yapımının önünün alınması gerektiğini, şimdiden önlem alınmazsa KKTC’yi yeni felaketlerin beklediğini söyledi.
Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir de emirnamelerin planlamaları daha sağlıklı yapabilmek için çıkarıldığını kaydederek, tüm vatandaşların eşit imkân ve olanaklara sahip olabilmesi adına 2030 yılı hedefli sürdürülebilir gelişme için AB’nin 15 gün önce, 15 bin uzmanın katılımıyla bir kongre düzenlediğini hatırlattı.
Sahir, buna karşın, KKTC’de eşitliği bozan hareketlerle, planların da kullanılamaz hale getirildiğini savundu.