Kadınlar için kaçınılmaz süreç Menopoz

Menopozun, insan hayatının uzaması ile beraber kadın yaşamının neredeyse üçte birini kapsar hale geldiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, bu durumun aslında tamamen fizyolojik ve kaçınılmaz bir süreç olmakla birlikte, eksilen östrojen hormonu sonucunda birçok sistemi ilgilendiren ve kadının yaşam kalitesini belirgin olarak azaltan birçok sonuçları da oluşturabildiğini söyledi

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay Menopozun, bir kadının 12 ardışık ay boyunca adet görmemesiyle son adet dönemi olarak tanımlanan, östrojen seviyesinde düşme başlaması ile sonuçlanan ve yumurtaların yaşlanmaya bağlı fonksiyonlarında azalma ve yumurtlamanın sonlanması ile karakterize olan doğal ve normal bir durum olduğunu ifade etti.

Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay: “Menopoz ve Yaşlanmaya Bağlı Meydana Gelen Fiziksel Değişiklikler Sadece Bir Dönemle Sınırlıdır.”

Ülkemizde ortalama 48 yaş civarında görülen, ateş basması ve ani terlemeyi izleyen adetten kesilme ile baş gösteren menopoz ve sonrasına geçiş döneminde, kadınların birçok fiziksel değişiklikler yaşadığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, bu değişikliklerin birçoğunun menopoz ve yaşlanmaya bağlı meydana geldiğini ve bu durumların sadece bir dönemle sınırlı kaldığını belirtti. Diyabet, tiroit bozuklukları ve uyku apne sendromu gibi hastalıkların menopoz döneminde görülebildiğini, bazen bu dönemde değişen hormon seviyeleri ve yaşlanmaya bağlı fiziksel etkiler, sağlıksız yaşam tarzı ve diğer yaşamsal streslerin yaşanmasıyla birlikte kişilerde sağlık problemleri de ortaya çıkabildiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, ayni zamanda menopozun bazı kadınlar için sadece yaşlanmanın bir işareti olabildiğini de söyledi.

Menopozun Belirtileri Kişiden Kişiye Değişmektedir

Menopoza giren kadınlardan bazılarının bu dönemde fazla belirtiler yaşarken, bazılarının ise bu geçiş dönemini çok az yada semptomsuz geçirebileceğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, menopoza ait yaşanan etkilerin her kadına göre değiştiğini belirtti. Menopozun, insan hayatının uzaması ile beraber kadın yaşamının neredeyse üçte birini kapsar hale geldiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, bu durumun aslında tamamen fizyolojik ve kaçınılmaz bir süreç olmakla birlikte, eksilen östrojen hormonu sonucunda birçok sistemi ilgilendiren ve kadının yaşam kalitesini belirgin olarak azaltan birçok sonuçları da oluşturabildiğini söyledi.

Menopozla Birlikte Vücutta Yaşanan Değişiklikler

Her kadının menopoz tecrübesinin farklı olduğunu söyleyen  Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, yaşanan en büyük değişikliğin doğal menopoza giren kadınlar ile erken veya tesir edilmiş menopoza girenler arasında görüldüğünü ifade etti. Doğal menopoza giren kadınların menopozdan önce adet düzensizlikleri dışında belirgin fiziksel değişiklikler yaşamadıklarını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay şöyle devam etti: “Adet düzensizliğine ek olarak bazı kadınların sıcak basması, uyku bozuklukları ve vajinal kuruluk gibi şikayetleri olur. Bu şikayetlerin ciddiyeti kişiden kişiye değişmektedir. Gerçekte bazı uzmanlar ve bu dönemi yaşayan kadınlar, bu durumu bir hastalık yorumu gibi algılanan “perimenopozalsemptomlar” tanımını tercih etmemektedirler. Perimenopozal değişiklikler genellikle 40 yaş civarında, bazen 30’lu yaşlarda başlar. Eş zamanlı yaşlanma ile birlikte yaşanılan stres semptomlara eklenebilir. Sonuç olarak çoğu değişiklik menopoz sonrası son bulur ve tedavi gerektirmez. Geriye kalan bir grup değişikliğin altında tiroit hastalıkları, depresyon veya ilaç yan etkileri bulunabilmektedir. Menopoz ile ilişkili yaşanılan rahatsızlıklar çoğunlukla egzersiz, diyet düzenlenmesi, sigaranın bırakılması gibi yaşam tarzı değişiklikleri ile azaltılabilinir. Sağlıklı bir yaşam stili genel iyilik haline katkıda bulunur.”

Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay: “Kadınların %90’ı Menopoza Ulaşmadan 4 ile 8 Yıl Arasında Adet Döneminde Değişiklik Yaşamaktadır.”

Üreme yıllarında yumurtalardan salınan iki hormon olan östrojen ve progesteron hormonlarının adet döneminde önemli rol oynadığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, bu hormonların rahim zarını kalınlaştırdığını ve ovulasyon sonrası döllenmiş yumurtanın yerleşmesi için uygun ortam sağladığını, döllenmiş yumurtanın rahime ulaşmaması durumunda ise hormon üretimini durduğunu, rahim zarının inceldiğini ve dökülerek adet döneminin tamamlandığını hatırlatarak şunları söyledi; “Perimenopoza ulaşan kadında hem menstrüel kanama miktarında hem sıklığında değişiklik olması sıkça rastlanılan bir durumdur. Bazı kadınlarda menstürel periodu aniden durur ve tekrar adet görmezler. Fakat kadınların %90’ı menopoza ulaşmadan 4 ile 8 yıl arasında adet döneminde değişiklik yaşar. Bu durum yumurtaların istikrarsız hormon salgılamasına ve daha az ovulasyon gerçekleşmesine bağlıdır. Başlangıçta bu değişiklikler göze çarpmayabilir. Genellikle adet dönemi kısalır ve 28 günden sık gerçekleşir. Kanama azalabilir, ağırlaşabilir veya sadece lekelenme şeklinde olabilir. Geç perimenopozda, periodlarda genellikle atlama olur.”

Menopoz Bir Hastalık Değil, Her Kadın için Kaçınılmaz Bir Yaşam Sürecidir

Menopoz döneminin birçok kadın için endişe anlamına geldiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, gerekli incelemeler yapıldıktan sonra uygun görüldüğü takdirde doktor kontrolünde kişiye özel düzenlenecek tedaviyle bu sıkıntılı dönemi aşmanın artık mümkün olduğunu belirtti. Özellikle menopoz döneminde en az yılda bir kez kontrollere gidilmesinin önemli olduğunu da hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, menopozun bir hastalık olmadığını, her kadının hayatında yaşayacağı kaçınılmaz bir olay olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Menopoz, insan hayatının uzaması ile beraber kadın yaşamının neredeyse üçte birini kapsar hale gelmiştir. Aslında tamamen fizyolojik ve kaçınılmaz bir süreç olmakla birlikte, eksilen östrojen hormonu sonucunda birçok sistemi ilgilendiren ve kadının yaşam kalitesini belirgin olarak azaltan birçok sonuçlar da oluşturabilmektedir. Erken menopoz, geçirilen bazı cerrahi ve medikal tedaviler nedeniyle daha da hızlandırabilir. Böylelikle bu gruptaki hastalar östrojen hormonunun eksikliğine ve olası komplikasyonlarına daha fazla maruz kalırlar.”


Yrd. Doç. Dr. Özlen Emelçi Özay: “Sıcak Basmalarına Tek Neden Menopoz Değildir, Bazı Medikal Durumlar da Bu Semptoma Yol Açabilir.”

Menopoza bağlı yaşanılan rahatsızlıkların başında gelen sıcak basması konusuna da değinen Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, bu yaşanılan etkinin gerçek nedeninin hala keşfedilememiş olmasına rağmen, beyinde ısı regülasyonu merkezi olan hipotalamusta oluşan değişikliğin yaşanmasına bağlı olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: “Geceleri yaşanılan sıcak basmaları uykudan uyandıracak kadar şiddetli olmasa da uyumayı engelleyebilir. Eğer terleme çok ağır yaşanırsa buna gece terlemeleri denilir. Sıcak basmalarına tek neden menopoz değildir, bazı medikal durumlar da bu semptoma yol açabilir. Bazen stres belirtilerini tedavi etmek için başa çıkma yetenekleri ve hayat tarzı değişiklikleri yeterli olmayabilir. Bu belirtilerin bir ilacın yan etkisi, bir hastalığın belirtisi, klinik depresyon veya kaygı sonucu olabileceği de unutulmamalıdır. Hekimler zihin sağlığını olumsuz etkileyen stres faktörlerini belirlemede ve uygun tedaviyi düzenlemede yardımcı olabilir. Örneğin, sıcak basmaları nedeniyle oluşan uyku düzensizliklerinin sebep olduğu duygu durum bozukluğu çoğunlukla sıcak basmalarının tedavi edilmesiyle düzelirler.”

Daha Fazla Haber