Son günlerde ise Ayasofya Müzesi’nin camiye dönüştürülmesiyle birlikte, hilafet ve halifelik yeniden gündeme geldi. Ancak bu konu asıl, Albayrak Grubu’na ait olan Yeni Şafak gazetesinin haftalık olarak yayınlanan Gerçek Hayat isimli dergisinde “Hilafet için toparlanın” çağrısı yapmasıyla bir ada herkesin gündemine oturdu. Büyük tepki çeken bu çağrı sonrası ise “Hilafet nedir?” sorusu merak konusu oldu.
Albayrak Grubu’na ait olan Gerçek Hayat isimli dergide “Hilafet için toparlanın” çağrısı yapıldı. Derginin kapağında “Artık Ayasofya ve Türkiye hür” ve “Şimdi değilse ne zaman, sen değilsen kim? Hilafet için toparlanın” ifadeleri yer alıyor
Yeni Akit yazarlarından Abdurrahman Dilipak ise Twitter’da derginin bu bölümünü paylaştı. Ardından ise “Hilafet nedir?” sorusu gündeme geldi
Türkiye laik bir cumhuriyet ülkesi olmasına rağmen, hilafet çağrısı bazı aşırı sağcı kesimler tarafından destekleniyor. Hilafet nedir?
Hilafet, Hz. Muhammed’in ölümünün ardından oluşturulan siyasi bir makam. Bu siyasi makamın başındaki kişilere ise halife deniyor
Halifeler yetkilerini saltanat dahi olsa Ümmet’in biat’ı ile devraldılar, yönetim işlerini de büyük ölçüde danışmaya dayalı olarak yürüttüler.
Halife, sözcük anlamıyla birinin yerine geçme, onu temsil etme ve onun işleri ile ilgilenme anlamlarını taşıyor. Halifelerin seçiminde İslam yasalarına göre kesin bir hüküm bulunmuyor. İlk dört halifenin seçimi biat almayla oldu
Sonraki halifelerin seçimi ise babadan oğula geçen veraset sistemini kapsadı. Osmanlı Devleti sınırlarında ise ilk halife Yavuz Sultan Selim’di. 1517 yılında Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Han’ın Mısır’ı fethinden sonra ise hilafet Osmanlı Devleti’ne geçti.
Hilafet bir yönetim biçimi olarak varlığını sürdürmüş olsa da zamanla daha çok İslami bir toplumu veya İslam Devleti`ni vurgulamak için kullanılan bir terim oldu
Hilafet sistemini destekleyen kişilere ise “hilafetçi” deniyor. Hz. Muhammed’in ölümünden sonra ortaya çıkan mezhepsel çatışmalar, hilafetçi kelimesinin oluşumunda büyük bir rol oynadı
Halifelik daha çok müslümanların Sünnî mezhebinin temsilcisi olarak kabul gördü. Şiî mezhebi büyük ölçüde Sünnî hilafet yönetimi altında yaşasa da Halife‘yi kabul etmediler.
Osmanlı döneminde var olan hilafet sistemi 1924’te kaldırıldı. Ancak öncelikle 1 Kasım 1922’de saltanat son buldu. Böylece Sultan-Halife gibi, çifte görevi olan Osmanlı hükümdarının elinden egemenlik hakları, devlet yetkileri alındı
Eski Osmanlı hükümdarına sadece, dinî başkanlık yetkileri tanınmıştı. Hükümet, TBMM’nin seçtiği Halife Abdülmecid Efendi’den, sadece “Müslümanların Halifesi” (Halife-i Müslimin) unvanını kullanmasını, gösterişli hareketlerde bulunmamasını istedi. Abdülmecid, halife seçildikten sonra kendisine verilen talimata aykırı olarak, Müslümanların Halifesi unvanından başka sıfat ve unvanlar taşıyarak, Cumhuriyet hükûmetinin talimatı dışına çıktı.
3 Mart 1924 tarihli, “Hilafetin İlgasına ve Hanedan-ı Osmaniye’nin Türkiye Cumhuriyeti Memalik-i Hariciyesine Çıkarılmasına Dair Kanun”la hilafet kaldırıldı. Türkiye’de laik bir cumhuriyet devleti olma yolunda önemli bir adım atıldı. Hilafetin kaldırılmasının Türkiye’de ve dünyada geniş yankıları oldu
Hilafetin kaldırıldığı 3 Mart 1924 günü, bir diğer kanunla da Şer’iye ve Evkaf Vekaleti (Bakanlığı) kaldırıldı. Şer’iye ve Evkaf Vekaleti’nin kaldırılması sonucu, bu vekalet tarafından yönetilen okullar ve medreseler de kaldırıldı. Ayrıca aynı gün, Erkan-ı Harbiye-i Umumiye vekaleti de kaldırıldı. Böylece ordu-siyaset çatışmasının da önüne geçilmiş oldu.