Piskobu'da (Yalova) 20 Temmuz 1974'te şehit edilen ve Piskobu Kıbrıs Türk mezarlığında yapılan kazı çalışmaları sonucu kimlik tespiti tamamlanan şehit İbrahim Mehmet Goççino Gürsoy dün askeri törenle Lefkoşa Kabristanlığındaki yeni şehitliğe defnedildi.
Şehit İbrahim Mehmet Goççino Gürsoy’un naaşı ilk olarak Lefkoşa İsmail Safa Camii’ne götürüldü ve kardeşi Mustafa Gürsoy’un burada yapığı konuşmanın ardından cenaze namazı kılındı.
Camide başlayan askeri tören Lefkoşa Kabristanlığındaki yeni şehitlikte devam etti. Şehitlikte saygı duruşu ve saygı atışının ardından bayrak Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından şehit İbrahim Mehmet Goççino Gürsoy’un kardeşi Mustafa Gürsoy’a teslim edildi. Törenin ardından Gürsoy şehitliğe defnedildi.
Şehit İbrahim Mehmet Goççino Gürsoy, cenaze töreninde yaptığı konuşmada, kardeşinin 20 Temmuz 1974’te Yalova yani Piskobu’da şehit edildiğini ancak o günün koşullarında, cenaze töreni yapılmadan vurulduğu yerin yakınlarındaki bir su evleğinin içine köylüler tarafından aceleyle gömüldüğünü söyledi.
Ortalık yatıştığı zaman babası Mehmet Gürsoy’un, köylülerin de yardımıyla İbrahim Mehmet Goççino Gürsoy’un gömüldüğü yeri bularak onu Piskobu Kıbrıslı Türk mezarlığına defnettiğini anlatan Gürsoy, “Fakat mezarın yerini bize hiçbir zaman gösterme fırsatı olmadı. Çünkü rahmetlik babacığım Mehmet Gürsoy, 2003’te kapılar açılmadan önce 1995’te vefat etti. Bize Piskobu mezarlığının girişine defnettiğini söylemişti” dedi.
Kardeşine ait kalıntıların başka bir kayıp için araştırmalar yapıldığı sırada isimsiz bir mezarda ailenin izin ve bilgileri doğrultusunda yapılan bir kazıda 2018 yılında bulunduğunu dile getiren Gürsoy, “Verdiğimiz DNA’yla bu kalıntılar eşleşti ve böylece kardeşimizin o mezarda bulunduğu ortaya çıktı” diye konuştu.
Kardeşinin öldürüldüğü zaman 21 yaşında olduğunu belirten Gürsoy, şöyle devam etti:
“Beş kardeşten ikincisiydi, Leymosun’daki 19 Mayıs Lisesi’ni bitirdikten sonra Londra’da üniversitede okumaya gitmek istemiş fakat İngiliz yetkililer onu İngiltere’ye sokmayınca geri dönmüş İngiliz üslerinde çalışmaya başlamıştı. Henüz nişanlısı, eşi veya çocukları yoktu. Bunları yaşamaya fırsat bulamadan savaş onu aramızdan çekip götürdü”
“Anne ve babamızın yaşadığı ızdırabı ve çöküntüyü yakından görmüş bir insan olarak kimsenin böyle bir kayıp yaşamamasını dilerim” diyen Gürsoy, kardeşinin hem ailesinin hem de gelecek kuşakların ziyaret edebileceği bir kabri olacağı, artık isimsiz bir mezarda yatmayacağı için ailece müteşekkir ve huzurlu olduklarını belirtti.