60 yıldır değişmeyen zihniyet

Rum lider Hristodulidis’in, “EOKA’yı gelecek nesillere aktarmak görevimizdir, çocuklarımıza EOKA'nın mücadelesini anlatmak gibi bir yükümlülüğümüz var” şeklinde yaptığı açıklamalar, Rum tarafının zihniyetinin hiç değişmediğini ve değişmeyeceğini bir kez daha gözler önüne serdi

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in, Limasol’da 19 Haziran’da Maros Thoma Sofokleus’un “Nikos Sofokleus, “Dis İs Thanaton” adlı kitabının, tanıtım etkinliğinde yaptığı konuşmada Kıbrıs Türk halkını katliamdan geçiren EOKA terör örgütüyle ilgili yaptığı açıklamalar, Rum tarafının zihniyetinin Kıbrıs Türk halkına katliamların başladığı 1963 yılından beridir hiç değişmediğini ve değişmeyeceğini bir kez daha gözler önüne serdi.
“EOKA’yı gelecek nesillere aktarmak görevimizdir” diyen Hristodulidis’in “EOKA’yı ulusal özgürlük, hürriyet ve bağımsızlık mücadelesi veren kahramanlar örgütüymüş” gibi gösterme çabası, Rum Yönetimi’nin gerçek çabasını ortaya çıkardı.
Sözde 'barışçıl, çözüme taraftar' bir tavır takınan Hristodulidis’in bu sözleriyle
Güney Kıbrıs Rum yönetiminin maskesi düşerken, Türk düşmanlığını da açıkça belli etmiş oldu.
Rumların hala gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayalin peşinde koşması ve savaş çığırtkanlığı yapması, Hristodulidis’in açıklamalarıyla bir kez daha gün yüzüne çıktı.
Hristodulidis’in söz konusu etkinlikte yaptığı açıklama şöyle:
Maros Thomas Sofokleus'in birkaç ertelemeden sonra tanıtımı yapılan kitabında, Nikos Sofokleus'un beklenmedik bir sonla biten maceralı hayatı kayıtlı ve sizi kitabı okumaya davet ediyorum. Kitap 2021 yılında yayınlandı fakat tanıtımı ilk pandemi nedeniyle daha sonra da, sevgiyle ve saygıyla anacağımız yazarın ani ölümü nedeniyle iptal edildi.
Kitap hakkında daha fazla bir şey söylemeyeceğim çünkü eminim ki arkadaşım Profesör Petros Papapolyviou'nun sunumu her zaman olduğu gibi eksiksiz ve kapsamlı olacaktır.
Ayrıca, 16 yaşına gelmeden kardeşlerinin kahramanca izinden giderek EOKA saflarına katılan, Limasol’daki Pahna bölgesinden çiftçi bir ailenin çocuğu olan Nikos Sofokleus'u devlet adına onurlandırmak için buradayım.
Bu, tek başına söz edilmeye değer bir harekettir, çünkü, ülkemizin saf ve basit insanlarının, hayatın sefaletine ve zorluklarına rağmen, yüksek değer sistemini göstermektedir, ortak iyiliği her şeyin üzerinde tuttular ve özgürlük ve adalet gibi evrensel değerler için mücadelede tereddüt etmeden asker oldular ve bu o zamanın ve bugünün şartları karşılaştırılırken önem arz etmektedir.
Nikos Sofokleus’un anısını onurlandırırken, Sayın Kosii’nin ve onurlu kahramanın diğer mücadele arkadaşlarının katılımını memnuniyetle karşılıyorum, ayrıca ülkemizin özgürlüğü için mücadele edenleri ve o zor zamanlarda Yurdumuzun çağrısı karşısında hazır bulunanları onurlandırıyoruz.
EOKA'nın bu destansı mücadelesi olmasaydı Kıbrıs Cumhuriyeti bugün var olmayacaktı ve bunu, bugün özgür olabilmemiz ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile gurur duymamız için sahip oldukları en kutsal şeyi feda eden tüm bu mücadelecilere borçlu olduğumuzu anlamalıyız.
Ve Nikos, 1955’te de 1963’te de yeni kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı savunulması gerektiğinde oradaydı.
Ülkemizin özgürlük ağacını kanları ile sulayan ve ülkemizi özgürleştirmekten, yeniden birleştirmekten ve çocuklarımıza işgal ordusu ile müdahaleci haklar olmaksızın, barış ve güvenlik şartlarında gerçek bir özgürlük teslim etmekten başka bir şey olmayan borcun yolunu gösteren sönmez bir ışık olan bu insanlara sonsuza dek minnettarız.
Kıbrıs Sorunu’nun çözümü hükümetimizin bir numaralı önceliğidir. Belirli bir plan ve tasarım temelinde, BM çerçevesinde ve AB için güçlendirilmiş bir rol ile, yeni bir çabanın yeniden başlaması ile ilgili koşulları yaratmak ve elde edilecek sonucun mücadeleleri, Nikos Sofokleus’un umutlarını ve ülkemizin tüm mücadelecilerini haklı çıkarması için düzenli bir şekilde çalışıyoruz.
Dürüstlük, gerçekçilik, kararlılık ve aynı zamanda özgüven, inanç ve girişkenlik ile ilerleyeceğimiz siyasi ve diplomatik çerçeveyi oluşturmak için, bir insan olarak yapılması mümkün olan her şeyi yaptığımızdan emin olmanızı istiyorum.
Kıbrıs Sorunu’nun çözülmesi çabası, EOKA'nın kahramanca mücadelesine ilişkin bu tür etkinlikleri düzenlemememiz gerektiği anlamına gelmez, bu konuyla ilgili aynı fikirde olmadığım bazı sesler kulağıma geliyor.
Ve bizim çocuklarımıza EOKA'nın mücadelesini anlatmak gibi bir yükümlülüğümüz var ve bu, Kıbrıs Sorunu’nun olası bir çözümünden hiçbir şekilde uzaklaştırmaz, çünkü Kıbrıs Sorunu’nun olası çözümünün ayakta kalabilmesi için kendimizi yok etmeye sürüklenmeyeceğiz, çözüm ancak Kıbrıslı Rumların ve aynı zamanda Kıbrıslı Türklerin de saygısı ve gerçekleri aracılığıyla ayakta kalabilecektir.
Sonuç olarak, bu geceki etkinliğe katılmam yönündeki onurlu davetleri için Nikos Sofokleus’un ailesine, özellikle de kahramanın kendi adını taşıyan, kitabın yayınlanması ve kahramanın anısını onurlandırmak için özverili bir şekilde çalışan yeğenine, çok yakın arkadaşım Nikos Sofokleus’a bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Kitabın güzel bir yolculuğu olmasını dilerim. Ülkemizin modern tarihinin en kahramanca sayfalarında yer alan, fedakârlığın, yiğitliğin, art niyetsiz vatanseverliğin ve Özgürlük sevgisinin, uzun zamandır bir örneği olmaya devam eden EOKA'nın şanlı kahramanca Kurtuluş Mücadelesi’nin kocaman ciltlerine ekleneceğinden eminim.
Ve daha önce de söylediğim şeyle bitiriyorum. EOKA'nın mücadelesi olmasaydı bugün Kıbrıs Cumhuriyeti de olmazdı.”
 
Daha Fazla Haber