AB müdahiliyeti için kötü zamanlama

Avrupa Konseyi, Rum lider Hristodulidis’in Avrupa Konseyi’nin Kıbrıs sorununa temsilci ataması ve Türkiye-Avrupa ilişkilerinin “bazı” dosyalarını Kıbrıs sorunuyla birleştirmesi istediğine hiç yer vermeden, AB’nin Kıbrıs sorunundaki tezlerini tekrar etti

Brüksel’de gerçekleştirilen Avrupa Zirvesinde alınmayan kararların, Rum yönetiminin, Kıbrıs sorununda daha aktif rol alması ve dolayısıyla Ankara’ya özlü müdahalede bulunması konusunda Avrupa Birliği’ne yaptığı yatırımı önemli ölçüde sınırlandırdığı bildirildi.
Güney’de yayımlanan Kathimerini’ye göre, Avrupa Konseyi, Hristodulidis’in Avrupa Konseyi’nin Kıbrıs sorununa güçlü bir siyasi kişiyi temsilci ataması ve Türkiye-Avrupa ilişkilerinin “bazı” dosyalarını Kıbrıs sorunuyla birleştirmesi istediğine hiç yer vermeden, AB’nin Kıbrıs sorunundaki değişmez tezlerini tekrar etti.
Haftalık Kathimerini Gazetesi'ne göre Avrupa kararları, BM Genel Sekreter’inin eylüldeki BM Genel Kurulu çerçevesinde yapacağı temaslarında olacak gelişmelere göre ekim ayındaki bir sonraki Avrupa Zirve toplantısına kaldı. Avrupa kararları, Rum yönetimini bir dereceye kadar tatmin etse bile, Avrupa’nın Türkiye’ye nüfuz kullanması açısından özlü bir uygulama zamanından yoksun olacak.
Haberini “AB’nin Müdahiliyeti İçin Kötü ‘Zamanlama’” başlığıyla aktaran gazeteye göre, adlarının açıklanmaması şartıyla Kathimerini’ye konuşan Brüksel’deki çevreler, AB’nin Avrupa seçimleri (AP) sürecine gireceği için önümüzdeki Kasım-Aralık itibarıyla “kepenk kapatacağını, güçlü üye ülkelerinin de Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri yoluna koymaya zaman ayıramayabileceğini" vurguladı.
Habere göre, Almanya çok sayıda Türk kökenli seçmeni olması dışında, Avrupa Seçimleri kampanya döneminde istenmeyen durumlar olmaması için Türkiye’yi, mülteciler konusundaki sükûnetin idamesi için kilit-ülke görmeye devam ediyor.
Gelecek kasım ayından  başlayıp Haziran 2024’e kadar Avrupa seçimleri öncelikli olacağından Avrupa siyasi sahnesinde boşluk olacak. Yeni Komisyon’un da gelecek yılın sonbaharından önce kurulması söz konusu olmadığından ‘zamanlama’ Rum yönetiminin lehine değil.
Ancak bu, BM himayesinde Kıbrıs doğrudan müzakerelerinin yeniden başlaması halinde AB’nin süreçte olmayacağı anlamına gelmiyor keza 2 Ekim 2020 kararlarında taahhüt edildiği gibi böyle bir durumda, bugüne kadar yaptığı gibi BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonuna temsilci atayacak.  Komisyon’un atayacağı yetkili Rum yönetimi Başkanı Hristodulidis’in istediği gibi Avrupa Konseyi’ne değil Komisyon’a hesap verecek.
AB’den bir kaynağa göre Komisyon yaklaşık 9-10 aylık bir süre, siyasi düzeyde tam aktif durumda olamayacak çünkü Avrupa seçimleri sonrasında yeni Avrupa Parlamentosu’nun yeni başkanını seçmesi, yeni Komiteler Koleji’nin oluşumu gibi süreçler yer alacak.
Bütün bunlar, BM himayesinde Kıbrıs müzakereleri yeniden başlasa ve Komisyon kendi özel temsilcisini atasa bile AB’nin birinci önceliğinin sorunun çözülmesinde olmayacağını gösteriyor. En önemlisi de Rum yönetiminin istediği gibi: Kıbrıs sorununu çözmeye zorlamak için Ankara’ya nüfuz kullanabilecek durumda olmayacak. Aynı şey güçlü üye ülkeler için de geçerli çünkü akıllarında, Avrupa seçiminden sonra ortaya çıkacak yeni güç dengesi haritası, Komisyon Başkanlığı, Avrupa Konseyi başkanlığı, Avrupa Parlamentosu ve AB Yüksek Temsilciliği olacak.
Rum yönetimi, 11-12 Haziran’da gerçekleşecek NATO zirvesinde Almanya ve diğer güçlü AB üyelerinin, görüşmeleri sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Kıbrıs sorununu aktaracak durumda olmasını bekliyor ancak Brüksel’deki kaynaklar Erdoğan’la görüşme gündeminde yalnızca İsveç’in NATO üyeliği olacağını değerlendiriyor.
Gazete, Rum yönetiminin kazanması gereken en büyük bahsin Kıbrıs sorununa bir Avrupa temsilci atanması (ki bu konuda Ankara’nın da söz hakkı olacak)  değil, Türkiye-Avrupa ilişkilerinin ‘bazı’ dosyalarının Kıbrıs sorununun çözümüne bağlanması olacağına dikkat çekti.
Habere göre Brüksel’den bir kaynak “yarın doğrudan müzakerelerin başladığını ve bir Avrupalı resmî şahsiyetin BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonuna atandığını varsaysak bile, Avrupalı temsilcinin Lefkoşa’nın istediği gibi, Türkiye Gümrük Birliğinin yükseltilmesi dahil Türkiye-Avrupa ilişkilerinin bazı dosyalarını Kıbrıs sorununa bağlamaya yetkisi olup olmayacağı havadadır” dedi.
 
Daha Fazla Haber