Siyaset

“Kıbrıs Türkü ciddi bir refah seviyesine erişti”

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta çözüm bulunarak bir an önce ekonomik sıkıntıların bitmesi yönünde halk arasında söylemler olabileceğini ancak bu yaklaşımların gerçekçi olmadığını söyleyerek, Kıbrıs Türk halkının yok olmak noktasından bugün ciddi bir refah seviyesine eriştiğini belirtti

Abone Ol

Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Annan Planı dönemindeki samimiyetimizi gerekirse yine gösteririz” sözlerinin sorulması üzerine, “Bu saatten sonra dönüş olmaz” dedi.
Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Kıbrıs sorununa ilişkin “Annan Planı dönemindeki samimiyetimizi gerekirse yine gösteririz” sözlerine ilişkin soruyu doğrudan yanıtlamaktan kaçındı, “Bizim yürüttüğümüz siyaset doğru bir siyasettir” dedi.
Tatar, “Erdoğan, konuşmalarında gerçeğe, sahaya bakmak lazım dedi” ifadelerini kullandı. Tatar, “Bizim yürüttüğümüz siyaset doğru bir siyasettir” diyerek, Türkiye’deki AKP iktidarı ve MHP’nin bu siyasete destek verdiğini iddia etti, “Bunun bu saten sonra dönüşü olmaz. Bu siyaset artık yerleşmiştir” şeklinde konuştu.
OLGUN’UN GÖREVİ BIRAKMASI… “YENİ MÜZAKERECİ ACİLİYETİ YOK, ÇÜNKÜ MÜZAKERE YOK”
Baş müzakereci ve Özel Temsilci Ergün Olgun’un Kasım ayı itibariyle görevi bırakacak olması nedeniyle mevkide açılacak boşlukla ilgili soru üzerine Tatar, “Şimdi müzakereci aciliyeti yok, çünkü müzakere yok” yanıtını verdi. Ergün Olgun ile Kasım ayına kadar çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Tatar, Olgun’un görevi bırakmasının ardından haftada 1 görüşme konusunda da anlaştıklarını ifade etti. Tatar, “Şimdi müzakereci aciliyeti yok, çünkü müzakere yok. Ama ben bu teknik komitelere çok önem veriyorum. Bu ilişkiler sayesinde KKTC’nin daha da dışa açılabileceğine inanıyorum. Diyalog, temas, iletişim, bunlar çok önemli. Müzakere heyetinde önemli isimler var. Onlarla bir süreç yaşayacağız, sonrasını değerlendireceğiz” dedi.
 Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, dün Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ile Kayıp Şahıslar Komitesi’nin (KŞK) Antropoloji Laboratuvarı’na yaptığı ziyaretin tamamıyla insani bir konu olduğunu, görüşmelere zemin hazırladığına dair bir algı yaratılmasının doğru olmadığını kaydetti.
Tatar, bu ziyaretin diplomatik bir mesaj içermediğini, verilmek istenen mesajın; verilen kayıplara ve yaşanan acılara dikkat çekilmesi, kayıpların nerede olduğunu bilenlerin bilgileri paylaşması olduğunu belirtti. 
Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu bir insanlık meselesidir. O nedenle bu ziyareti yaptık. Bir görüşme süreci başlayacaksa bizim siyasal durumumuzda hiçbir değişiklik yoktur. Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün teyidi ve kabulü ile ancak bu süreç başlayabilir. Nitekim orada da Hristodulidis’e aynı şeyi söyledim” dedi. 
KŞK Antropoloji Laboratuvarı’ndaki gözlemlerini de paylaşan Cumhurbaşkanı, orada çok sayıda Kıbrıslı Türk bilim insanı olduğuna da dikkat çekerek, çok meşakkatli ve önemli işler yaptıklarına ve dünyadan çok önemli laboratuvarla işbirliği içerisindeki çalışmalar yürüttüklerine işaret etti. 
Tatar, yaptığı değerlendirmede, ara bölgedeki buluşmada görüşmelerin devamına ilişkin bazı fısıldaşmaların olduğunu belirterek, ancak bu görüşmelerin devamının halen daha Crans Montana’da bırakıldığı şekilde olması taleplerinin devam ettiğini söyledi, “Bizim Crans Montana’da bırakıldığı şekilde devam etme gibi hiçbir niyetimiz yoktur” ifadelerini kullandı. 
Esas niyetin Kıbrıslı Türkleri Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yamalamak olduğunu vurgulayan Tatar, “ayrı bir toplum olarak belki bir takım haklarımız olabilir ama o zaman içerisinde Avrupa Birliği’nde eriyip gider. Yunanistan’ın üye olup, Türkiye’nin olmadığı bir birlikte bizim için büyük sıkıntılar doğar. ‘0 asker 0 garanti’ dedikleri de odur” diye konuştu ve sürdürülebilir ve gerçekçi bir anlaşma için eşitlik temelinin altını çizdi. 
Tatar, 20 Temmuz etkinlikleri kapsamında ülkeye gelen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da “sahaya bakmak lazım” ifadelerine yer vererek, Kıbrıs Türk halkının 1960 yıllarından itibaren kendini yönetme tecrübesi olduğunu, Güney Kıbrıs’tan daha genç olduklarına yönelik söylemlerin doğru olmadığını kaydetti. 
Çözüm bulunarak bir an önce ekonomik sıkıntıların bitmesi yönünde halk arasında söylemler olabileceğini ancak bu yaklaşımların gerçekçi olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı, ekonomik sıkıntıların elbette geçeceğini vurgulayarak, Kıbrıs Türk halkının yok olmak noktasından bugün ciddi bir refah seviyesine eriştiğini belirtti.
Soru üzerine, Rum lider Hristodulidis’in görüşmelere ilişkin “inşallah” ifadesini kullanmasını da yorumlayan Tatar, “Bu iş ‘inşallah’la olmaz. Ben de diyorum ki egemen eşitliğimizin kabulüyle, inşallah bu süreç başlayabilir” dedi.
Kıbrıs Türkü’nün yanında, 1571 yılından itibaren garantör ülke ve bölgenin en büyük devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin de her zaman bu işin içerisinde olduğunu hatırlatan Tatar, en doğru siyasetin beraber yürütülen siyaset olduğunun altını çizerek, mevcut siyasetin de Türkiye tarafından desteklendiğini ve bu saatten sonra geri dönüş olmayacağını kaydetti. 
Tanınma noktasında yaşanan sıkıntıların yine Rum tarafının ve Yunanistan’ın Avrupa Birliği’nde olmasından dolayı, oradaki yapıyı kendi lehlerine dönüştürmüş olmalarından kaynaklı olduğunu belirten Tatar, görüşmelerde de yaptıkları gibi, Avrupa Birliği’nin bugünkü ziyarete katılmak istediğini, ancak bir taraf olmasından dolayı kendilerinin kabul etmediklerini söyledi. 
Eylül ayında New York’ta gerçekleşecek Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Kıbrıs’la ilgili bir takım diplomatik girişimler olduğuna yönelik iddiaları da yanıtlayan Tatar, kendilerinin böyle bir bilgisi olmadığını ancak her yıl olduğu gibi bu sene de Genel Kurul’a gidip çeşitli resmi ve gayri resmi temaslarda bulunacaklarını aktardı.