SOSYAL MEDYANIN SESİ

4 tane patatesin 40 TL’ye satıldığı,
Türkiye’de ineklere yedirilen en kalitesiz ürünleri bize fahiş fiyata satanları, “Yasal Hırsızlar Diyarı” Afroditin adasında keyif sürenleri seyreden, ülkemin kalbi temiz güzel insanları, yine yeniden soyulacağımız güne Günaydın!
(Eralp Şerifoğlu)
 
Yeni yapılanan iskele bölgesinde üniformalı bir grup çocuğa "hangi okula gidersiniz be çocuklar?" diye sordum. Aralarında Türkçe bilen ve bana cevap verebilecek tek bir tane çıkmadı.... bunu ne eleṣtiri olsun diye yazdım ne yadırgamak için sadece burdaki durumu göstermek için yazdım Girne de buna çok yakın ve Lefkoṣa için de çanlar çalıyor. Multi lingual yeni nesil Kıbrıs'lılar akın akın geliyor....
(Tekin K. Birinci)
 
Memleketçe elektrik zammına verdiğimiz tepki ile Tanya'nın şivesi ile dalga geçilmesine verdiğimiz tepki at başı yarışır durumda.
Tanya konusu halen gündemde bir numero, elektrik ise düşüş trendinde.
Galip burun farkıyla Tanya olacak gibi.
(Cenk Özdağ)
 
 
Yolda trafik polisi durdurdu.
genç bir polis. Gayet kibar ve düzgün duruşlu biri.
Ehliyeti istedi verdim.
"Abi ön far lambası yanmıyor" dedi
"Olamaz yanması gerek" dedim.
"İn bak abi" dedi ve arabadan indim. Doğru söylüyordu uzun farların biri yanmıyordu.
Elimle şiddetli bir tokat attım far camına hemen yandı.
"Abim kusura bakma az önce nadasta sürüyordum bu arabayı sallanmaktan yerinden oynadı. Yine de şanslıyız ki hepsi sönmedi"
(Hüseyin Cumaoğlu)
 
Yılın sonuna yaklaştık; Kasım ayının ilk günlerini yaşıyoruz, önümüzdeki ay Aralık ve yıl bitiyor. Yıl bitmekle kalmıyor aslında ömrümüz hızla geçiyor. Zamana yetişmek ve gün içerisindeki tatlı kovalamacaları da sayarsak ömür yaprak dökülmesi gibi hissetmeden geçip gidiyor. Geçip-giden ve dökülen sadece ağaç yaprakları olsun...
(Nevzat Akçağil)
 
 
BERBAT DÜZEN: Ver yavrucuğunu kreşe, oradan cenazesini al. Ver yaşlını bakımevine oradan enkazını ve cesedini al.. Ver hastanı hastaneye onu morgtan al.. Sal evladını trafiğe, parçalarını asfalttan topla... Gönder evladını sosyal yaşama, onu esrarkeş olarak geri al... Çocuğunu okula ver, eğitimden yoksun bırakılmasının yanında, akran zorbalıklarına maruz kalmış haliyle dönsün eve.... Ve biz hepimiz çarşıya çıkalım, kısa sürede boşalan ceplerimizle baş başa kalalım, çarşımızdan cömertçe yararlanan yabancıların mutluluğuna tanıklık edelim... En sıradan kamu hizmeti için devlet kapılarını çalalım, torpilsizlikten anamızın ağlatıldığını görelim.... Soluk alabilmek adına bildiğimiz kırlara ve sahillere yöneldiğimizde beton ormanlarının ve devasa çöplüklerin ortasında kalıyoruz... Daha sayayım mı?.. Sürdürülemez bir düzen bu, sayılacak dramları bitmez....
(Ahmet Tolgay)
 
Daha Fazla Haber